Kötülük mü, beceriksizlik mi, zeka sorunu mu?

Önceki akþam bir arkadaþýn düðününde ayný masaya tesadüf ettiðimiz kiþilerle sohbet ediyoruz. Misafirlerden biri, bir sanayici. Yatýrýmlarýný artýk Türkiye'de yapmak istemediðini, gayrimenkul alacaksa bile yurt dýþýndan aldýðýný söylüyor. Gayrimenkulün en çok deðerlendiði ülkelerden biri oysa Türkiye. En zahmetsiz para kazanma biçimi. Neden diye sorunca bir cevap da yok. Tanýdýk ezberlerle konuþuyor. "Doðma büyüme Kadýköylüyüm, Fenerbahçeliyim" diye de övünerek ifade ediyor. Dolayýsýyla laf Ýstanbul'un yeni yönetimine geliyor. "Nasýl buluyorsunuz, sizce vaatlerini tutuyor mu, umduðunuzu buldunuz mu, Ýstanbul'un yönetiminde neyden þikayetçiydiniz, o þikayetleriniz iyileþti mi?" gibi kent yönetimiyle ilgili sorular sohbete dahil oluyor, ister istemez.

Beyefendi, Allah için son derece kibar, "Yapacak bir þeyler ama borç bile alamýyor, nasýl yapsýn?" mealinde bir þeyler söylüyor. Masadaki bir diðer misafir, belediyenin kullandýðý bütçeyi söylüyor; "ÝBB yasal borçlanma haklarýný tükettiði için yeni borçlanma yapamýyor, ama hükümet yardýmý ve kendi öz kaynaklarý toplam 150 milyon dolar, siz doðma büyüme bir Ýstanbullu olarak bu bütçeyle ne yapýldýðýný sormayacak mýsýnýz?" diyor. Beyefendi biraz bozuluyor, Ekrem Ýmamoðlu'nun yaptýðý açýlýþlarý gündeme getiriyor. Akabinde açýlýþlarý yapýlan iþlerin neredeyse tamamýnýn yüzde 90'ýnýn AK Parti döneminde tamamlandýðýný yani söz konusu projelere ÝBB'nin büyük bütçeler ayýrmadýðý" ifade ediliyor.

Üstelik ÝBB'in yatýrým bütçesi 2018'de yüzde 52.18 iken CHP'li ÝBB döneminde yüzde 32.34'e düþmüþ. Buna mukabil hizmet alýmý bütçesi yüzde 24.81'den 35.46'a yükseltilmiþ.

Bu sohbeti neden anlattým?

Yakýn zamanda gündeme gelen iki üç hadise oldu.

ÝBB yönetimi, Sancaktepe'deki 4 duraklýk metro hattýný "Cumhurbaþkanlýðý bize borçlanma izni vermiyor" yalanýný söyleyerek kapattý. Vatandaþlarýn gözü önünde Yenidoðan duraðýný hafriyatla doldurdu.

Bu hattýn, AK Parti döneminde de ilgili kurum tarafýndan borçlanmaya uygun görülmediði fakat AK Parti tarafýndan öz kaynakla projeye baþlandýðý, basýn açýklamalarýnda, tv yayýnlarýnda, sosyal medyada defalarca söylendi. "Ak Parti'nin öz kaynakla yapabildiðini siz neden yapamýyorsunuz?" diye soruldu.

Ama CHP'li ÝBB yönetimi, kirli propagandaya devam etti. Hiç utanmadan, hiç sýkýlmadan.

Ayný þey Levazým Tüneli için de yaþandý. Ýstanbul trafiðini rahatlatacak çok önemli bir yatýrým olan tünel projesinin üstüne beton döküldü.

Ýstanbul kýyýlarýný müsilaj sardý, Çevre Bakanlýðý harekete geçene kadar ÝBB kýlýný kýpýrdatmadý. Bakanlýk kollarý sývayýp denizi temizlemeye baþlayýnca reklam ajansý gibi çalýþan ÝBB de hemen devreye girdi ve yine Ak Parti döneminde alýnan deniz temizleme araçlarýnýn fotolarýný yayýnlayarak "Denizi biz temizledik" algýsý oluþturmaya çalýþtý.

Oysa sözünü ettiði Dökü 1 ve Dökü 2 gemileri, baðlý olduklarý iskeleden hiç hareket ettirilmedi.

Gidin bakýn, Ýstiklal Caddesinde Galatasaray Lisesi'nin önünde kocaman bir reklam aracý var; üzerindeki led ekranda Ýstanbul'un kýyýlarýný müsilajdan nasýl temizlediklerini anlatýyorlar mütemadiyen. Pes doðrusu.

Þimdi de sivrisinek olayý çýktý. AK Parti grubu taa ocak ayýnda ÝBB Meclisinde uyarmýþ bunlarý. Kendi tecrübesini paylaþmýþ, "Larvasit mücadelesi yapmazsanýz havada sinek ilaçlama ile bunun önünü alamazsýnýz" demiþ.

Tabii ki dinlememiþler.

Þimdi, sivrisineklere karþý SMS ile mücadele ediyorlar.

Kötü niyet mi, beceriksizlik mi, zeka problemi mi?

Gerçekten anlamak zor!