Gazze'nin kuzeyinden, ölüm haberleri geliyor.
Bu seferki ölümler açlýktan...
Ellerindeki küçücük kaplarla, bir o yana bir bu yana koþuþan çocuklarýn, birer minik serçe gibi ekmek kýrýntýsý arayýþlarý... Ve yavaþ yavaþ gelen, tüm vücudu aðýr aðýr ele geçiren ölüm... Çocuklarýn, ihtiyarlarýn, yeni gelinlerin arasýnda bir ateþ yalazý gibi dolaþan ölüm. Kurþundan daha aðýr: Açlýktan ölüm...
Ve kurþundan çok daha aðýr bir sessizlik. Dünyadan çýt çýkmýyor. Sanki Gazzeliler bir ölüm akvaryumuna hapsedilmiþler, kaçacak, çýkacak hiçbir yer yok! Topluca ve teker teker öldürülüyorlar. Sessizlik, kurþundan çok daha aðýr bir sessizlik!
Hayýr! Bu sessizlik deðil, çünkü sessizliðin kendine has bir sesi, bir duruþu vardýr. Bu sessizlik bambaþka, çok sinsi, insana düþman, þeytani, desiseci, hilekâr, kokuþmuþ, yozlaþmýþ, bataklýðý andýran bir suskunluk hâkim dünyaya...
Ýnsanlar Gazze için yürüyor, insanlar Gazze için sloganlar atýyor, þiirler okuyor, yazýlar yazýyor, imzalar topluyor, boykotlar düzenliyor, hatta Güney Afrikalý kardeþlerimiz Gazze halkýnýn masumiyetine ve haklý davasýna þahitlik etmek adýna dava bile açtýlar...
Ama yok! Kötülük durmuyor!
Kötülük insaniyeti kanýrta kanýrta yoluna devam ediyor. Cehennemden aldýklarý ilhamla, dünyayý cehenneme çevirmeye kalkan Ýsrailli katiller, öldürdükleri bebeklerin etrafýnda þarký söyleyip, dans ederek videolar çekiyor, bebeðin beþiði kana batmýþ, bebekle birlikte bütün kuþlar, bütün yaseminler, bütün yaðmur damlalarý da kana batmýþ... Katilse dans etmeye devam ediyor... Böyle bir þey görmedi dünya! Irkçýlýðýn yaþadýðý cinnetin en dibini kusuyor Ýsrail! Bu kadar nefreti nasýl da istiflemiþler içlerinde, hatta iç kalmamýþ nefretten gayrý içlerinde.
Safi nefret, som kötülük, yekpare zulüm; iþte Ýsrail bu!
Ýsrail o kadar uzun zamandýr kötülük yapýyor ve dünya o kadar uzun zamandýr sessizce onaylýyor ki bu kötülükleri... Artýk sadece Gazzeliler ölmüyor Gazze'de... Her kurþunla insanlýk da ölüyor. Sýnav sadece Gazze'nin ve Gazzelilerin deðil, hepimizin oluyor. Ölen her Gazzeli þehit olurken, bizleri de Kýyamet Günü'ne biraz daha yaklaþtýrýyor. Bu sadece Gazze'nin kýyameti deðil, Gazze, dünyanýn kýyameti hakkýnda bilgiler taþýyor...
Herkes sussa, gökler þahit Gazze'de neler yaþandýðýna... Bir gün o gökler yýkýlýrsa üzerimize diye kimse korkmuyor, kimse hissetmiyor, kimse göklere bakmýyor.
Gözlerini gökyüzüne dikerek ''Ya Rabb' diye aðlayan, 3 yaþýndaki o yetim ve kimsesiz çocuk dýþýnda... Kimse göklerin, kurþunlardan daha aðýr olduðunu fark edemiyor...
Elimizle, dilimizle, kalbimizle niçin durdurmuyoruz o yekpare kötülüðü biz, niçin durduramýyoruz?
Kýyamet kopmadan evvel, hiç olmazsa kalbimizi teslim etmeyelim o katiller sürüsüne, o yaðmacýlara, o talancýlara, bozgunculara... Çünkü kalp, ancak sevgililik bilinciyle canlýdýr, yani kimi sevip, kimden kaçýnacaðýný, kimi dost tutup, kime buðuz edeceðini farkýndaysa o kalp, kalptir... Ve sevgililik bilincine eriþmiþ bir kalp, dile de güç getirir, ele de...
Ýsrail'e hakikaten, içtenlikle buðuz ettikçe, bizim sözümüz de olur, elimiz de...