BM Genel Kurulu'na 13. kez hitap eden Erdoðan -kendisinden beklendiði gibi- yine manifesto niteliðinde bir konuþma yaptý. Beklendiði gibi de dünyada yankýlandý. Her ülkenin medyasý konuþmanýn kendilerini ilgilendiren tarafýný öne çýkarsa da kayýtsýz kalan olmadý.
193 devlet baþkaný ve temsilcinin katýldýðý zirvede Erdoðan'ýn konuþmasýný diðerlerinden farklý ve kayda deðer kýlan iki þeyden biri sahici/samimi olmasýyken diðeri retorikten ibaret olmayýþýdýr.
Çünkü Cumhurbaþkaný, bölgesel ve küresel sorun alanlarýna dair tespitler, analizler yaparken çözüm önerileri de getiriyor.
Ýklim krizinden bahsediyorsa mesela dünyanýn bu döngüden nasýl çýkacaðýný da gösteriyor. Üstelik sadece söylemiyor. Eyleme de geçiyor. Emine Erdoðan'ýn BM nezdinde kabul gören "Sýfýr Atýk" projesiyle dünyaya öncülük etmesi gibi. Dünyayý asýrlardýr kirleten ülkelerden farklý olmasýna raðmen sýfýr emisyon salýnýmý hedefine harfiyen uymasý gibi.
Ya da terör örgütleriyle mücadele bahsi. Söylüyor uyarýyor, dediðini de yapýyor.
Realize edilebilecek ideallerden bahsediyor yani.
Bu açýdan önemli mesajlar içeren hem salondan alkýþ hem de yanký bulduðu coðrafyalardan dua alan tarihi bir konuþma yaptý Cumhurbaþkaný Erdoðan.
Dünyayý çekilmez, yaþanmaz bir yer haline getirdikten, milyonlarca insaný açlýða, kýtlýða, hastalýða, vatansýzlýða sürükledikten sonra Ay'da Mars'ta yaþam iþareti arayan devletlerin aç gözlülüðünü aþikâr eden, ikiyüzlülüðüne ayna tutan tespitler vardý konuþmasýnda.
BM Güvenlik Konseyi'nin beþ daimî üyesinin kendi menfaatleri doðrultusunda kullandýðý veto hakkýndan dolayý iyice iþlemez hale gelen yapýsýnýn düzeltilmesi talebi mesela. Neredeyse on yýldýr bunu söylüyor Cumhurbaþkaný. "Dünya 5'ten büyüktür", "Daha adil bir dünya mümkün" diyor.
Bu kýymetli çaðrý bu yýl hem BM Genel Sekreteri Guterres'in hem de ABD Baþkaný Biden'ýn da konuya deðinmesiyle yanký halkalarýný epeyce geniþletti. Biden'ýn mecbur kalýp "evet reform yapmalýyýz" minvalindeki ifadesi yasak savar nitelikteyken Guterres'in "ya reform ya kopuþ" çýkýþý sembolik açýdan deðerliydi.
Gayri adil, gayri insani, gayri vicdani mevcut yapýlanmaya dair yükselttiði itirazla bugün dünyanýn vicdaný konumundadýr Erdoðan.
Mazlum coðrafyalarýn, kimsesizlerin kimsesidir. Unutulmuþlarýn, susturulmuþlarýn haklý ve gür sesidir. Filistin davasýnýn, Kudüs'ün, Suriyeli, Afganistanlý mazlumlarýn, Fas'ýn, Libya'nýn, Yemen'in, kara Afrika'nýn, uzak Asya'nýn, mesela Myanmar'ýn... hakkýný savunandýr. Gücünü vahþice zalimce kullanan devletlere hesap sorandýr, yanlýþý düzeltmeye çalýþandýr.
Ukrayna-Rusya savaþý sonrasý taraflarý masaya oturtarak tahýl krizini çözmesi, esir takasýný yapmasý gibi. Libya'da meþru hükümeti darbe giriþimine karþý korumasý gibi. Afrika'yý sömürenlerin aksine Afrikalý ülkelerle eþitler arasý iliþkiler kurup kazan-kazan politikasýný yerleþtirmesi gibi. Karabað, Azerbaycan'dýr, KKTC'yi tanýyýn demesi gibi. DEAÞ terör örgütünü paravan yapýp baþka terör örgütlerini devletleþtirmeye çalýþanlarýn oyunlarýný yüzlerine çarpmasý hem de ayný zamanda hakký hukuku yenilen milyonlara insanca yaþama imkaný sunmasý gibi...
Velhasýl Müslüm Baba'nýn "Yakarsa bu dünyayý garipler yakar" dediði gibi bizde ondan uyarlayarak "Kurtarýrsa bu dünyayý Erdoðan kurtarýr" diyebiliriz.
LGBT DAYATMASINA BM KÜRSÜSÜNDEN MÜDAHALE
Gündem yoðunluðundan hepsine detaylý eðilemiyoruz ama Cumhurbaþkaný'nýn BM'deki en önemli vurgularýndan biri "aileye yönelen büyük saldýrý" oldu.
Tüm dünyaya dayatýlan "cinsiyetsizleþtirme" kampanyalarý, daha doðru deyiþle "operasyonlarý" ne yazýk ki Türkiye'de de kendine zemin arýyor.
Hafta sonu Ýstanbul'da gerçekleþen "Büyük Aile Buluþmasý" küresel dayatmanýn yerel ayaðýný yürüten lobicileri epey rahatsýz etmiþ görünüyor.
Vesayet döneminin aþýrý steril, seküler ahlakçý, býrakýn cinsiyet karmaþasýna giyim kuþam farklýlýðýna bile tahammülü olmayan yazar çizerleri bile köþelerinden karalamaya çalýþýyor aileyi korumaya çalýþan bu temiz uðraþý.
Sadece dindarlar itiraz ediyor olsa "Siz de baþýnýzý örtmeyin madem" denklemine düþecek denli kolaycý/kötücül kalemler "Büyük Aile" organizasyonu toplumun her kesiminden destek görüyor diye çok bozulmuþ görünüyor.
Hakikaten saðcý-solcu, dindar-ateist-nihilist, saðcý-solcu-ulusalcý çok geniþ bir koalisyon yaradýlýþ kanunlarýna, fýtrata, çocuklarýmýzýn bedenlerine zihinlerine ruhlarýna müdahale etmeye, sýzmaya, istismar etmeðe, iðdiþ etmeye kalkan bu þeytani örgütlenmeye karþý el ele, omuz omuza.
Erdoðan'ýn BM'de dediði gibi; LGBT terör halini almýþtýr, önü alýnmalýdýr.
N'OLDU PAÞÝNYAN?
30 yýl Ermenistan iþgali altýnda kalan Karabað topraklarýnýn muhteþem bir zaferle "azatlýða" kavuþturulmasýnýn ardýndan Azerbaycan Cumhurbaþkaný Ýlham Aliyev canlý yayýnda kahkahalar eþliðinde hepimizin diline pelesenk olan o meþhur soruyu kurmuþtu:
"Ne oldu Paþinyan? Hani yol çekiyordun Cebrail'e? Raks ediyordun? Ne oldu".
Karabað'daki Ermeni terör uzantýlarýný 24 saatte temizleyen ve Ermenistan'ý teslim olmaya, ateþkes ilan etmeye zorlayan Azerbaycan lideri bir kez daha sorsa yeridir:
"Ne oldu Paþinyan? Hani Amerika'nýn Rusya'yý çevreleme operasyonu için gönüllü maþa yazýlmýþtýn? Hani sahte seçimlerle, yalancý askerlerle, ABD silahý taþýyan teröristlerle raks ediyordun Karabað topraklarýnda ne oldu" diye.
Türkiye'nin teknik ve stratejik desteði, Azerbaycan'ýn cansiperane müdahalesiyle üç yýl önce 44 günde gelen zafer, bu kez 24 saatte geldi. Kutlu olsun, daim olsun inþallah.