Taksim'de Kürtçe müzik yapan bir grup, izleyicisi tramvay yolunda ezilmesin diye uyarýlýnca; "Dilimiz polis tarafýndan yasaklanýyor" yaygarasý yeniden baþladý. Ambulansýn peþine takýlan taksi þoförü gibi fýrsatý deðerlendirmek isteyen Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný Ekrem Ýmamoðlu da hemen "özgürlük" mesajlarý vererek puan toplama derdine düþtü. "... Bu ülkede yaþayan her vatandaþýmýz kendi dilinde türküsünü de söyler, þiirini de okur. Nokta. Tartýþmaya gerek yok. 21. yüzyýldayýz..." dedi. Fakat çok geçmeden anlaþýldý ki yaþanan karmaþa, tam da ÝBB'nin müzik yapanlar için belirlediði noktalar yüzündenmiþ. Ýstanbul Emniyeti'nin yaptýðý açýklamayý dikkatle okuyanlar detayý görecektir. Deniyor ki açýklamada; "...Belirlenen alanlar dahilinde her türlü ve her dilde müzik yapmak serbest."
**
Aslýnda herkes her þeyin farkýnda da, neyse... Biz bu tartýþmalarý yaptýk ve bitirdik. Bir daha açýlmamak üzere topraða gömdük. Ýyi de o halde, Taksim'de ne oldu? Ýkaz edilen grubu dinleyenlerin sayýsý çok olunca ambulansýn kullanacaðý yol ve tramvay raylarý kapandý. Polis de çemberi biraz daha daraltýn diye uyardý grubu. Aslýnda dinleyicileri de uyarabilirdi sadece. Ama grup belki bir kaç metre daha ileriye gidip müziðini daha geniþ bir alanda icra ederse sorun kökünden çözülebilirdi. O yüzden müzisyenlerin yanýna gidildi. O "özgürce" müzik yapýlabilecek yerlerin denetimi de, müzik için özgürlük isteyen Ýmamoðlu'nun yönettiði ÝBB'de yani. Bunun altýný da çizelim. Gazi Meclis'i panayýra çeviren döpiyesli PKK'lýlarýn protesto etmek için Kürtçe türkü söyledikleri bir ortamda hesap sormalarý gereken kiþi Ýçiþleri Bakanlýðý deðil, ittifak ortaklarý Ýstanbul Belediyesi.
**
Sonra daha garip bir durum yok mu ortada sizce de? Yani uðruna þehit verilmiþ Gazi Meclis'in koridorlarýnda baðýra çaðýra Kürtçe türküler söyleyip, "Türkülerimizi yasaklýyorlar" demek, bir dilemma deðil de nedir? Ya hu yasaklanmýþ türkü böyle mi olur?
**
Bakýn dostlar. Tekrar tekrar hatýrlatmaktan ben de mutlu deðilim. Sanki lütûf gibi anlaþýlacak diye korkarým. Ama söylenmezse de yalan üzerine kurulan algý büyüyor. Kýsaca o yüzden üzerinden geçmemiz lazým. Bu ülkede, gayet açýk ve belirgin bir biçimde baský ve zulüm vardý. Kürtler, sadece kendi dilini konuþtuðu için hak mahrumiyetleri yaþýyordu. Baskýyla ve zorlamayla dillerini konuþmalarý engelleniyordu. Bunun için bedeller ödeniyor hatta cezaevinde yatýyordu insanlar. O cezaevlerinde bile Türkçe konuþmayý reddettiði için aç býrakýlýyor eziyet görüyorlardý. Ret, imha, inkar, asimilasyon. Bu ülkenin ne yazýk ki bir gerçeðiydi.
**
2002'de AK Parti iktidarý ile birlikte kademe kademe tüm bunlar tarih oldu. 2005'te Erdoðan'ýn Diyarbakýr konuþmasý ile yepyeni bir sayfa açýldý. Bu ülkenin, milletin oylarýya doðrudan seçilmiþ ilk lideri olan Erdoðan ne dedi; "... Kürt sorunu herkesten önce benim sorunumdur. Anayasal düzen dahilinde her sorunu, daha çok demokrasi, daha çok vatandaþlýk hukuku, daha çok refahla çözeceðiz." dedi. Ve de çözdü...
**
Erdoðan liderliðindeki devlet, senelerdir bölge insanýný öldürerek ve onlarýn acýlarýndan beslenerek gücüne güç katan PKK terör örgütü ve onun tasmasýný elinde tutan sahipleriyle elbette mücadeleye devam edecek. Ama 'Kürt Sorunu' tanýmý içinde ne varsa, geçen zaman içinde halloldu, eksik kalanlar da hallolmaya devam ediyor. 90'larda 'Kürtçe klip çekeceðim' dediði için Ahmet Kaya sürgünde ölmüþtü. Bugün devletin Kürtçe yayýn yapan televizyon kanalý var. TRT Kûrdi. Bu gece de o televizyonda mevlid özel yayýný olacak. Kanalýn Genel yayýn Yönetmeni Kürt Gazeteci kardeþim Kemal Gümüþ, dün Twitter hesabýndan Kürtçe olarak duyurdu. Tam da birileri 'dilimiz yasaklanýyor' dediði dakikalarda.
**
Arkadaþ, dille kimsenin artýk bir sorunu yok. O dilinizle ne söylediðinizle ilgileniyoruz. Bazen Kürtçe bir sevgi sözü baðlar 80 milyonu birbirine bazen Türkçe bir nefret koparýr bizi birbirimizden. Gecenizi tebrik ederim. Nice güzel günlere, gecelere ermeyi Rabbim nasip etsin. Barýþ içinde.