"Haçlý saldýrýsý" denildiðinde bin yýl önceki yaðmacý þövalyeleri hatýrlýyorsak, bu; bizim gafletimizden veya þuur fakirliðimizdendir. Haçlý savaþlarý daha da vahþileþerek sürmektedir, bunun vebali de doyumsuz emperyalistlere aittir.
Haçlýlarýn askerî operasyonlarý zaten, bütün Ýslam coðrafyasýnda devam etmektedir. Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de, Lübnan'da hatta Yemen'de, hatta Mýsýr ve Suudi Arabistan'da, Türkiye'ye saldýrý üssü olarak kullanýlan BAE'de olanlarý göremeyecek kadar kör olanlara; George W. Bush'un; karanlýk 11 Eylül 2001 saldýrýlarýndan sonraki konuþmasýný tekrar dinlemelerini tavsiye ederiz.
Bu kirli ittifakýn, kucaklarýnda oturan FETÖ'cü haysiyetsizlerden destek alarak ve içimizdeki lejyonerleriyle de paslaþarak yürüttükleri baþka bir savaþ var ki, tahribatý uçak bombardýmanlarýndan daha büyüktür.
Çaðýmýzýn en tehlikeli silahý, algý operasyonlarýdýr. Bu da medya üzerinden yürütülmektedir. Türkiye'yi Mýsýr'a benzetmek için baþlatýlan Gezi kalkýþmasý, bir medya operasyonuydu.
Bilmem dikkatinizi çekiyor mu; son günlerde ecnebi medyanýn öncülüðünde yeni bir taarruz yürütülmektedir. "Z kuþaðý" dedikleri gençlerimize yönelik bu algý operasyonunun amacý Türkiye'de yeni bir "Gezi" baþlatmaktýr.
Kaliteli siyaset özürlü; beceriksiz muhalefet Batý medyasýna asparagas malzeme vermekte, Amerika ve Avrupa'nýn ciddi(!) gazete ve TV mutfaklarýnda piþirilen operasyon haberleri de, içimizdeki "yabancý" medya tarafýndan iktibas(!) edilerek, sosyal medyanýn da katkýsýyla köpürtülmektedir.
Toplumu bu yolla tahrik ederek öfke yumaðýna dönüþtürmek için aklýnýza gelen her þey kullanýlmaktadýr. Önümüzdeki günlerde, haksýzlýða tahammül edemeyen vicdanlý gençlerimizin protest tavrýný istismar etmek için akla ziyan haberler(!) boca edilirse hiç þaþýrmayýn.
BÝZÝM CAMÝMÝZ ONLARI NEDEN GERÝYOR?
Bizim "normalleþme" dediðimiz millî icraatlar, Tapýnakçý ruhlu Haçlýlarýn kalbine hançer gibi saplanmakta, öfkeleri daha da kabarmaktadýr. Ayasofya Camii'nin açýlmasýna kuduran yerli ve yabancý Haçlýlar, Diyanet Ýþleri Baþkaný'nýn "lanet" hatýrlatmasý üzerinden öfkelerini kusmuþ, günlerce tepinmiþlerdi. En az Ayasofya kadar içlerini acýtan Taksim Camii sebebiyle sýkýþan gazlarýný ise, bir emekli imamýn; yine genel anlamda aktardýðý lanet hatýrlatmasý üzerine salýyorlar.
Bu ezik Haçlý mankurtlarýný, Batý medyasýndan gelen, "Laikliðin kalesi olan Taksim Meydaný düþtü. Erdoðan; 8 yýl sonra Gezi Parký protestolarýnýn rövanþýný aldý. Cumhuriyet elden gidiyor" gibi saçma tazyikler zýplatmaktadýr.
Kendi ülkelerinde, tepemize yýkýlacakmýþ gibi duran maðrur kiliselerini görmeyen bu haysiyetsizleri, üstelik de her türlü gayrimüslim mabetlerinin boy gösterdiði Taksim'e cami yapmamýz neden bu kadar geriyor acaba?
Mesele cami deðil. Güdümlerinden çýkýp kendi yoluna giden Türkiye onlar için en büyük düþmandýr.
Operasyonculuðu bizzat Ýçiþleri Bakaný Sayýn Süleyman Soylu tarafýndan teyit edilen Türkçe BBC baþta olmak üzere bütün Batý medyasý, Türkiye ile ilgili hiçbir haberi objektif ve tarafsýz olarak veremez. Onlar için "inanç özgürlüðü" bir masaldýr, bütün Müslümanlar teröristtir. Müslüman veya Türk ise insanýn hatta kadýnýn veya çocuðun bir deðeri yoktur.
Yerli versiyonlarý da en az onlar kadar Türkiye düþmanýdýr. Milletin bu muhteþem yürüyüþünü engellemek için bütün gayrimeþru yapýlara destek vermekte, her türlü tahrik unsurunu sonuna kadar istismar etmektedirler.
Ýçimizdeki ecnebilerin bu hýyaneti, artýk bizi þaþýrtmýyor. Ama millî ve yerli bir çizgide yayýn yapmaya çalýþan meslektaþlarýmýz, bu; millet düþmanlarýnýn ekmeðine yað sürmemelidir. Eleþtiri hepimizin doðal hakkýdýr. Ancak, bizim samimi ve yapýcý eleþtirilerimizi; iktidara karþý mühimmat olarak kullanmak için yýrtýnan samimiyetsizler olduðu müddetçe eleþtiri yapmak karþý cepheye çalýþmak anlamýna gelmektedir. Bu simsarlarýn ninnisinde uyuyan nice deðerli meslektaþlarýmýz, þimdi; Haçlý gemilerine iliþtirilmiþ kayýklarda kürek çekmektedir.
Zaten, gazeteci kisveli Haçlý müttefiklerinin saldýrýlarý altýnda icraat yapmaya çalýþanlarýn; ufak tefek yanlýþlarýyla uðraþmak saðduyulu bir davranýþ da deðildir. Otobüsü, yaylým ateþi altýnda ilerletmeye çalýþan kaptan þoföre, "Bizi neden sarsýyorsun" diye atarlanmak kadar vicdansýz bir tutum olamaz.