Ýyi Parti Genel Baþkaný Meral Akþener'in sinirleri iyice bozulmuþ görünüyor. Salý günü kürsüde periþan haldeydi. Kendini zor tutuyor gibiydi.
Gerçi "tutmuþ hali buysa..." dediðinizi duyar gibiyim.
Haklýsýnýz, Türk siyasi hayatýnda nadir görülen "kadýn parti baþkaný" örnekliðini kendi açýsýndan da, partisi ve kadýn siyasetçiler açýsýndan da utanç verici bir seviyeye çekti Meral Haným.
Kimsenin aðzýna yakýþmayacak ama bir kadýnýn, hele de kürsü de millete ve vekillerine bakarak konuþan bir kadýn siyasetçiye asla yakýþmayacak çirkin sözleri birbiri ardýna, sanki sabah akþam böyle konuþuyormuþçasýna, utanýp sýkýlmadan bir çýrpýda söyleyivermesi... Çok acayipti.
Gerçi her zaman biraz býçkýn bir havasý vardý Akþener'in.
Ceket hep omuzda... Sanki ayakkabýnýn arkasýna basmýþ, elinde tespih, diþlerinin arasýnda bir kibrit çöpünü çiðniyor gibi. Yarý kabadayý...
Duruma ayak uydurabiliyor. Yaþananlarý eðip büküyor, dün ak dediðine bugün kara diyor. 28 Þubat'ta Ýçiþleri Bakaný sýfatýyla "baþörtüsü yasaklarý mecbur uygulanacak, ben uyguladým" derken, arþiv ortadayken bugün "uygulamadým" diyebiliyor.
En kötüsü eleþtiriye, protestoya hiç gelemiyor Akþener. Çok zayýf.
Dinleyemiyor, halka tahammül edemiyor, hemen parlýyor.
Salý günü partisinin Meclis grup salonunda yani "evinde" olmasýna raðmen sanki "dükkanlarýn içinde", "dükkanlarýn kapýsýnda", "...sitelerinde", "orada burada" "provokasyona uðruyormuþ" gibi konuþuyordu Meral Haným.
Netflix dizilerinden cýmbýzlanmýþ kliþeleri tekrar ederken verdiði afili pozlardan eser yoktu.
Daðýnýktý. "Sinir uçlarýyla oynanmýþ" gibiydi.
HDP ile ortaklýðýn bile bozamadýðý narin sinirleri, Kemal Kýlýçdaroðlu'nun Cumhurbaþkanlýðýna yandan yandan aday olmasýyla baþlayan süreçte hýrpalanmýþ görünüyor.
Hal bu ki Ekrem Ýmamoðlu'nu Kýlýçdaroðlu'na tercih ettiðini her türlü belli etmiþti Akþener.
Tercihine saygý gösterilmeyince "suratýnda rabbi yesir var" hikayesinden, hadsiz "Fatih Sultan Mehmet" benzetmesine varana kadar Ekrem Beyin yollarýna gül döktü ama yine de Kemal Beyi vazgeçiremedi ikbal hesabýndan.
Ki Kemal Bey çok da cömert davranmýþtý Ýyi Parti'ye. Kaç adet lazýmsa o kadar CHP milletvekili ödünç vermekten "aman ittifak içinde kalsýn da..." mantýðýyla CHP oyu vermeye kadar savurmuþtu eldekini avucundakini.
Terörle mücadele için verilen "tezkere" tavrýnda bile ayrýþmalarýna raðmen hiç olmayacak ayýplý bir yerde birleþti ittifak ortaklarý.
Lütfü Türkkan'ýn þehidin bacýsýna ettiði aðýr cinsiyetçi küfürle beraber CHP ve Ýyi Parti yönetimleri eþine az rastlanýr bir dayanýþma örneði sergiledi ilk kez.
Þehit ailesine küfrün HDP cenahýnda nasýl karþýlandýðýný da not edersek keþiþim noktalarýnýn Türkiye'nin ortak kaygýlarýna, toplumun maneviyatýna, deðerlerine saygýsýzlýk olmasý ayrýca üzücü.
2010'da baþlayan siyasi mühendislik çalýþmasýnýn en somut neticelerinden biriyle karþý karþýyayýz aslýnda.
Gezi'de PKK flamalarý ve Öcalan posterleriyle kalpaklý Atatürk fotoðraflarýný, yakýlýp ters çevrilmiþ polis otosuna asan el, on yýllýk uðraþýn ardýndan "Atatürkçü", "milliyetçi" ve "etnik ayrýlýkçý" üç partiyi ayný potada yoðurmuþ görünüyor.
CHP-Ýyi Parti ve HDP'nin benzer tavýr aldýklarý konulara bakýnca daha net anlaþýlýyor durum.
Bunlarýn ilki PKK'nýn daða kaldýrdýðý çocuklarý için 800 gündür mücadele veren Diyarbakýr annelerine bakýþlarý. Annelerin acýlarýna, özlemlerine, göz yaþlarýna her üç parti de ayný kayýtsýzlýkla bakýyor. Ayný gerekçelerle yok sayýyor. Destek vermiyor.
Tezkere mevzuunda da oldu bu. HDP CHP'yi temelli yuttu, altý okuyla. Bir þekilde sindiriyor.
Ýyi Parti de ayný yolda.
Son olarak Genel Baþkan'ýn aðzýndan duyduk ki Ýyi Parti þehit abisine, kýz kardeþine edilen küfürleri makul, mümkün buluyor. O yüzden itiraz etmiyor, küfürbaz vekilini basýyor baðrýna.
Göstermelik ve pek lüzumsuz þekilde grup baþkanvekilliðinden almakla güya akladýlar küfürcü Lütfü'yü.
2023 hesaplarý temelden bozulsa da teslim etmek lazým Lüftü Türkkan ile Merak Akþener, baþkan ile vekili gayet "iyi" bir takýmmýþ meðer.