Müttefik bildiklerimiz açýktan saldýrýya geçtiler. ABD Baþkan adayý Joe Biden’dan sonra Fransa ve Almanya da Türkiye’ye sopa gösteriyor.
Türkiye-Yunanistan gerginliðinde arabuluculuk rolüne soyunan Almanya Baþbakaný Merkel dün, “Tüm Avrupa Birliði ülkeleri, Yunanistan'ý desteklemekle yükümlü" dedi. Merkel, ayrýca Doðu Akdeniz'deki gerginliði Fransa Cumhurbaþkaný Macron'la da detaylý bir þekilde görüþtüklerini de aktardý.
Yine dün AB Dýþ Ýliþkiler ve Güvenlik Politikasý Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye'ye yönelik uygulanacak yaptýrýmlar konusunda anlaþmaya varýldýðýný söyledi.
NATO üyesi Türkiye’ye yaptýrým…
Bu ne panik, bu ne þaþkýnlýk böyle.
Türkiye’ye karþý açýktan düþmanlýðýn sebebini biz biliyoruz.
Türkiye, artýk Haçlý zihniyetinin yönettiði faþist/ýrkçý Batý’nýn uydusu deðil.
Yýllarca muhteris cuntacýlar eliyle askerî vesayet altýna sokulan Türkiye, artýk NATO baþkentlerinden kontrol edilemiyor.
15 Temmuz’daki FETÖ hain darbe giriþiminin milletimiz tarafýndan püskürtülmesi, Batý güç merkezlerini gerçekten çileden çýkardý.
Milletimizin vataný, istikbali ve hür iradesi için verdiði mücadeleye hiç saygý duymadýlar.
Sýnýrlarýmýz içinde ve Kuzey Suriye’de PKK terör örgütünün belini kýrmamýz, onlarý hayli üzüyor. Kendi savunma silahlarýmýz, ÝHA’lar, SÝHA’lar vasýtasýyla cephelerde destan yazmamýza çok bozuluyorlar.
Hele Doðu Akdeniz’de “Mavi Vatan” kararlýlýðýmýz, onlara saç baþ yolduruyor.
Ayasofya’nýn aslýna rücu edip cami olarak açýlmasýný, bir türlü hazmedemiyorlar.
Karadeniz’de doðal gaz bulmamýz ise onlarý adeta çýldýrttý. “Türkiye, bölgesinde bütün oyunlarýmýzý bozuyor” þaþkýnlýðý ile dengelerini kaybettiler.
Bir yandan Biden, bir yandan Macron ve Merkel, birlikte bize cepheden saldýrýyorlar.
Ýsrail zaten onlarla birlikte. Bu defa yanlarýna Mýsýr, Suudi Arabistan ve Birleþik Arap Emirlikleri’ni de aldýlar.
Yeniden bir istiklâl mücadelesi verdiðimiz gün gibi aþikâr...
Bizi yerli ve milli diriliþimizde engellemeye, boðmaya çalýþýyorlar.
AB üyelik yolunda da, NATO üyeliðimizde de bize hep ikiyüzlü davrandýlar.
FETÖ ve PKK teröristlerine, Avrupa’nýn þu anda bütün ülkeleri kucak açmýþ durumda.
Hastalýklý bir zihniyet bugün Avrupa ve ABD siyasetini esir almýþtýr.
Bu açýktan Faþist/ýrkçý/Haçlý saldýrýsýný, içimizde “Erdoðan düþmanlýðý” ile kamufle olan muhalefetin, düþman saflarýna savrulan duruþ ve tavýrlarý ile birlikte görebilmeliyiz.
Meselâ bugüne kadar Kýlýçdaroðlu, hiçbir milli meselede Türk milletinin yanýnda olmadý.
Milli menfaatlerimize açýktan tavýr koyamayanlar, kendilerini Erdoðan düþmanlýðý arkasýna gizliyorlar.
Etki ajanlarýnýn aðzýyla, “FETÖ’cüleri affetsek ne olur, insanlýk bizde kalsýn” diyorlar. 251 þehidimizden, 2 binden fazla gazimizden hiç bahis açmýyorlar.
Þehit savcýmýz Mehmet Selim Kiraz’a sahip çýkmýyor ama katillerini savunmakta bir beis görmüyorlar.
Teröristlerin cenazesine katýlýp, Demirtaþ’a özgürlük istemeyi demokrasinin gereði sayýyorlar.
“Karadeniz’de doðal gaz bulmak marifet deðil” diyenler, AK Parti’ye karþý HDP ile birlikte yürümeyi marifet sayýyorlar…
Milletimiz sevinirken, bunlar sevinemiyor…
Tam tersine hemen “ekonomi battý, Türkiye iyi yönetilmiyor” yaygarasý devreye giriyor.
Kahraman ordumuz Kuzey Suriye’de ilerken çok rahatsýz oluyorlar, Kýlýçdaroðlu, “yeter þehirlerin içine girilmesin” telâþýna kapýlýyor.
Merkel ve Macron, Türkiye Doðu Akdeniz’de yalnýz baþýna kalsýn diye uðraþýrken, Kýlýçdaroðlu da, “Mýsýr’la iliþkileri bozarsanýz iþte böyle olur” havasýnda…