Batýya akan bir nehirdir Türkler. Orhun ve Yenisey'den Tuna boylarýna süren yolculukta bir uygarlýk kurmak ideali var mýydý bilinmez ancak gittikleri yeri yurt edinip bu coðrafyalarýn sakinleriyle kaynaþmalarý, dillerini korumalarý insanlýk tarihi açýsýndan dikkat çekicidir.
Moðolistan'da 2016 yýlýnda baþlayan bir kazý çalýþmasý dün yapýlan basýn açýklamasýyla ilk müjdelendi. Uluslararasý Türk Akademisi Baþkaný kýymetli Türkolog Prof. Dr. Darhan Hýdýrali, "Kül Tigin ve Bilge Kaðan'ýn babasý Ýlteriþ Kutluð Kaðan'ýn Anýt Külliyesinin ve yazýtýnýn bulunduðunu" müjdeledi. Yazýt Türkçe ve Soðdça dillerinde yazýlmýþ.
2. Köktürk devleti dönemine ait daha çok bilgi edineceðimiz bu çalýþma Vezir Tonyukuk anýtýndan yaklaþýk çok daha öncesine dayanýyor. Tonyukuk yazýtlarýnýn 715'ten sonra dikildiði bilinmekteydi.
Tonyukuk Türk tarihinin bir sembolü. "Türk Aklý"ný arayanlar için ilk bilgileri onun yazýtýndan öðreniyoruz ancak Tonyukuk eðer bir kapýysa Ýlteriþ Kaðan bir anahtardýr.
Köktürk alfabesine runik yazý diyoruz. Yeni buluntulardaki metinler araþtýrmacýlara açýldýðý zaman söz varlýðý, dilbilgisi gibi birçok özellik bizi baþka bir yolculuða sürükleyecek. 2000 metrekarelik bir alanda yer alan külliyenin etrafýna hendekler kazýlmýþ ve bir kale inþa edilmiþ.
Külliyenin batý tarafýnda, alanýn ortasýna delikli taþtan bir küp (sunak), taþtan insan figürleri, iki yavrusu olan aslan heykeli ve iki koyun heykeli bulunmaktadýr. Külliyenin kapýsýndan doðuya doðru 51 adet balbal taþý yan yana sýrayla yerleþtirilmiþtir. Bunlarýn arasýnda beþ balbal taþýndan Aþina ailesine ait "dað keçisi" sembolü tespit edilmiþ.
Ayrýca külliye içinde bir ibadet yerinin olduðunu kanýtlayan tuðla kalýntýlarý ve patika üzerine serilen kil kaplama bulunmuþtur.
Ýbadet yerinin önünde yazýtýn üst kýsmý ve kaplumbaða þeklindeki temeli keþfedilmiþtir. Bulunan deðerli eserin iki yüzünde 12 satýrlýk eski Türk yazýsý, üçüncü yüzünde ise eski Soðd yazýsý bulunmaktadýr. Keþfe katýlan bilim adamlarý, anýtýn metninden "Tengri", "Türk", "Kutlug", "Tümen" gibi bir dizi kelime tespit etmiþlerdir. Anýt metninden elde edilen bilgilere dayanarak, Nomgon külliyesinin Göktürk Kaðanlýðýný yeniden canlandýran Kültegin ve Bilge Kaðan'ýn babasý Ýlteriþ Kutluk Kaðan'a ithaf edildiði sonucuna varýlmýþtýr. Ayrýca bu külliye, "Türk" adýnýn ilk kez geçtiði Göktürk döneminin en eski yazýlý anýtý olarak kabul edilmektedir.
Genel olarak Nomgon külliyesi, tüm özellikleriyle Bilge Kaðan ve Kültegin külliyelerine benzer. Nomgon yazýlý anýtýn üst tarafýnda, vücudu ejderha þeklinde iki kurt baþý kazýnmýþtýr. Taspar Kaðan, Bilge, Kültegin ve diðer anýtlarýn tepesine de bu tür Kaðanlýk simgeleri olan ejderha biçimli, kurt baþlý bir þeklin çizildiði bilinmektedir. Nomgon anýtý, Orhun anýtlarý gibi Göktürk devleti için önemli bir anýt olduðu anlaþýlmaktadýr. (Bkz. https://twesco.org/ ve https://bilimdili.com/ )
Soðuk savaþ sonrasý Türkiye Cumhuriyeti TÝKA vasýtasýyla birçok projeyi destekledi. 1991'den beri hükümetlerimiz ve ilgili bakanlýklarýmýz yazýtlarý korumak ve müzeleþtirmek için gayret gösterdi.
Orhun Abidelerine giden Karakurum'daki bozuk yolu yaptýrmak ve 46 kilometre asfalt yolun açýlýþýný yapmak 2005 yýlýnda dönemin baþbakaný R.T. Erdoðan'a nasip oldu.
Türk devletinde devamlýlýk esas ve tarih bilinci bizi ata topraklarýnda yapýlacak çalýþmalara sürüklüyor. Etnografya, dilbilimi, mimari, inanç gibi alanlarda daha çok veriye ulaþýldýðý taktirde elde edilecek veriler Türk Aklý'nýn kökenlerine inmemize yardýmcý olacak elbette.
Türkiye akademisi Türkoloji çalýþmalarýna çok geç baþlamýþtý. Danimarka, Alman, Rus, Macar Türkoloji'si bizden önce baþlamýþtý bu çalýþmalara. Artýk ülkemizin de çok önemli Türkologlarý var her biri odaklandýðý döneme dair önemli yayýnlar yapýyor. Ancak ekip ruhu ile çalýþma kültürü ne yazýk ki Türkoloji dünyamýzda mevcut deðil. Türkologlarýmýz, tarihçilerimiz ve bozkýr arkeolojisi uzmanlarý birlikte kazýlara katýlmalý ve onlarýn belki yýllarca sürecek saha çalýþmalarý maddi boyutlarýyla desteklenmeli.
Yaþayan Türkologlarýmýzdan Osman Fikri Sertkaya, Cengiz Alyýlmaz, Osman Mert, Erhan Aydýn gibi kýymetli hocalarýn çalýþmalarýný bizzat takip ettiðim için bu yolda çalýþan genç akademisyenlerin de desteklenmesi halinde önemli çalýþmalar yapacaklarýna inanýyorum.
Bu yazýyý yazarken Ýstanbul Üniversitesi'nde Genel Türk Tarihi sahasýna hizmet eden ve bir süredir tedavi gören Prof. Dr. Abdülkadir Donuk Hocamýzýn vefat ettiðini öðrendim. Bugün öðlen namazýnýn ardýndan Ýstanbul Fatih Camii'nden uðurlanacak ardýndan Adana'daki köyünde defnedilecektir. Ruhu þâd olsun.