Muhalefet için birkaç taktik!

Muhalefet cenahı, kampanyasında AK Parti'nin kullandığı kavramları kendine uyarlıyor. Kim veriyor bu aklı bilmiyorum. Akşener'le çalışmaya başlayan Faruk Acar gibi tipler mi, olabilir. Lakin bir strateji ile hareket etmiyorsanız, yani uzun erimli bir sosyolojik ve siyasi çıktı değil de muhalefetin hedeflediği gibi kısa zamanda öyle bir şey yapayım ki bugüne kadar bana oy vermemiş sosyolojiyi bile değiştiğime ikna edeyim diyorsanız çok daha incelikli bir iş çıkarmanız gerekir.

Bunun iksiri de samimiyettir. Olduğun gibi görünmek ve göründüğün gibi olmak.

Böylece takiyye yapmaya gerek kalmaz. Apar topar umreye gitmek, soyunu Peygamber efendimize dayandırmak gibi sakilliklere falan hiç lüzum etmez.

Demokrat Parti'nin CHP'nin tek parti rejimini devirdiği "Yeter söz milletin!" sloganını bugüne uyarlayıp, demokratik seçimlerle yüzde 52 oy almış bir Cumhurbaşkanı'na karşı kullanmak gibi bir yanlışa, hülasa kendi sosyolojini ikna etmeden tarihini inkara da lüzum kalmaz.

Kemal Kılıçdaroğlu 12 yıldır CHP'nin başında. Yenilgi yenilgi büyüttü CHP içindeki iktidarını. Samimi bir özeleştiri ile Türkiye sosyolojisini gerçekten tanımaya çalışsaydı bunlara hiç gerek kalmazdı, bu aculluklara düşmezdi. Partisini gerçek bir siyasi partiye dönüştürmeye hasretseydi bu uzun yılları, bugün ne Ekrem İmamoğlu ile sinir harbi yaşar ne Meral Akşener'e tahammül etmek zorunda kalır ne de Babacan ve Davutoğlu'nu çekerdi.

AK Partili siyasetçileri taklit etmeye çalışırken "Her gün Cuma namazı, 40 rekat teravih kılmak" gibi Temel fıkralarına rakip olacak hallere düşüyorlar.

AK Parti "millet" kavramını kullanan geleneğin temsilcisi olarak "Yeter söz milletin" der, diyebilir. Biri bu sloganı gördüğünde kafadan Adnan Menderes'i ve Menderes'in geleneğine sahip çıkan AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ı hatırlar.

"Hizmet siyaseti", "icraat" denilince de aynı şey. Margarine sana yağı, çamaşır deterjanına tursil dememiz gibi yani. Bu kadar yerleşmiş algıları taktik hamlelerle değiştiremezsiniz.

Keza "Türkiye Yüzyılı "da çoktan markalandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca "Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılı Türkiye Yüzyılı olacak" dedikten sonra bakıyorsunuz kıyıda köşede "2. Yüzyıl" yazılı tabelalar falan...

CHP de İyi Parti de özgün içerik üretmek istiyorsa evvela kendi sosyolojilerine samimi olmalılar. Onlara samimi oldukları takdirde pergelin ucunu daha kolay açabilirler.

Canan Kaftancıoğlu'nun itiraf ettiği gibi takiyye yapmak zorunda kalmazlar.

Özellikle de Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu gibi kılacağı namazı bilbordlara yazan biriyle yarışmak zorunda kalmaz.

Ayrıca Sayın Kılıçdaroğlu'na şu kadarını daha söylemek isterim, İmamoğlu gibi bir tiple yarışamazsınız. Çünkü onun yapamayacağı şey yok.

Çıtayı seyidlik makamına kadar yükseltip hükmen galip gelirim diye de sanmayın, zira kimse onu yemedi.

Bir şey daha, reklamcılıkta bir klasik vardır, taklitleri aslını yüceltir. Sizin düştüğünüz durum da bu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın milletle kurduğu bağı simgeleyen kavramları kullanarak, davranışları taklit ederek ancak ve ancak Erdoğan ve AK Parti'ye hizmet etmiş olursunuz.

Bir kere nicedir "çatı aday, ittifak adayı, ortak aday, 6'lı masa" gibi politika üretmeye mani taktiklerinizle kendi seçmeninizin tahammülünü zorlamaktasınız. Üstüne bir de "Biz en dindarız, bizden dindarı yok" pozları vererek iyice kendinizden soğutabilirsiniz.

Zaten muhalefet seçmeninin en çok şikayet ettiği şey, Erdoğan gibi bir liderlerinin olmayışı. Yani seçmeniniz de size tahammül ediyor. Yokluktan size oy veriyor.

Bir şey daha; aday belirleyemeyişiniz ciddi anlamda negatif yazıyor. "Yıpratılır diye açıklamıyoruz" açıklamasını kimse inandırıcı ve makul bulmuyor. Belli ki belirleyemiyorsunuz. Erdoğan'ın karşısına çıkacak rakibi belirlemenin hiç kolay olmadığı doğru, bu anlamda haksız da değilsiniz. Ancak bu süreçte 6'lı masa olarak sergilediğiniz performans, seçimi kazanmanız halinde ülkeyi nasıl bir uçuruma sürükleyeceğiniz konusunda fikir veriyor.

Yani mesele aday değil, iş tutma biçiminiz.

Üstüne bir de, 11. toplantıda hala aday belirleyememişken "Cumhurbaşkanı Erdoğan aday olamaz" açıklaması yaptınız.

Kendi adaysızlığınızı, lidersizliğinizi Cumhur İttifakı'nın adayını ortadan kaldırarak çözebileceğiniz aklını gerçekten size kim verdi? Anayasal bir dayanağı olmayan bu iddiayı dile getirmenizi söyleyen biri vardıysa onu derhal etrafınızdan uzaklaştırın. Zira bu çıkış, mağlubiyetinizi kabulden başka bir anlama gelmiyor.