Muhalefetin sorunları ve çözümleri: Etkilenmemek elde değil!

CHP'nin başını çektiği muhalefet partileri "Erdoğan'a karşıyız, Türkiye'nin umudu biz olacağız" iddiasıyla uzun zamandır gizli-açık çalışmalar yürütüyor, biliyorsunuz.

Parti başkan yardımcıları mutat zamanlarda toplanıyor ve güçlendirilmiş parlamenter sistem öneren ortak anayasa taslağı hazırladıklarını söylüyorlar.

Taslağın hayata geçebilme, geçse Türkiye'ye fayda getirme olasılığının düşüklüğünü bir yana bırakalım. Taslak hazırlandı mı, neyi içeriyor, neyi içermiyor, henüz bilmiyoruz.

Medyada yazılıp çizilen söylentiye göre genel başkanlara sunulmuş taslak.

Ama genel başkanlar taslağı ne yapmış, 'tamam bu iş' mi demiş yoksa bazı maddelerin üstünü çizip 'biz buna evet diyemeyiz' mi demiş, bilmiyoruz.

Ama şunları biliyoruz. Karşılıklı ziyaretler yapıldı, gizemli gelgitler yaşandı, zaman zaman medyaya bazı şeyler sızdı. Parlamenter sisteme dönüşü imkansıza yakın hale getiren açmazlar, olmazlar cevaplanmadı.

Üstelik ortak gösterilecek cumhurbaşkanı aday adayları arasındaki rekabet sertleştikçe heveskarlar birbirlerine beklenmedik ifşa ve imalarla zarar verdi.

Süreç daha başlamamışken...

Ama altı yedi aydır muhalefet partilerinin çalışmaları nihayet meyvesi verdi.

Evet, evet.

CHP, İyi Parti, Gelecek Partisi, Deva Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti'nin başkanları bu sayede bir masa etrafında toplanabilecek artık.

Dediklerine göre toplantı yarından sonra.

Erdoğan'ı devirip AK Parti'ye kaybettirmeyi vaat ediyor karşı ittifak partileri. ABD Başkanı Biden'ın açık desteğine güveniyorlar.

Ürettikleri siyaset eleştiriden ve karşılığı olmayan vaatten ibaret. Batılı büyükelçilerle yaptıkları gizli görüşmeler, yabancı heyetlere, medyaya Türkiye'yi şikayet etmek diğer "siyasi faaliyetleri".

Ama çıktıkları yolda birbirlerine doğru bir adım atacaklar 12 Şubat'ta. İlk kez birlikte fotoğraf verecekler.

Türkiye için küçük, muhalefet için çok büyük bir adım bu. Büyük başarı!

Tebrik ediyoruz.

MUHALEFETİN BÜYÜK MESELESİ: NEREYE OTURACAĞIZ!

Öte yandan basit bir toplantı için harcanan bu büyük çaba, harcanan zaman muhalefetin sorunlarını azaltmıyor. Erdoğan'ı yıkmak dışında siyasi hedef sağlamıyor.

Üstelik toplantıyla ilgi soru ve sorunlar da çözülmedi.

Bir dizi belirsizlik, polemik potansiyeli var hâlâ.

Mesela, altı muhalif parti lideri o masanın etrafına nasıl bir sıralamayla oturacak?

Yan yana otururlarsa kim başta, kim ortada, kim kenarda olacak?

Tam bir çıkmaz.

Muhalefet için mesele haline gelen bu sorunun çözümü tabii ki karşı ittifakın zeka küpü lideri Kılıçdaroğlu'nda:

"Benim şahsi kanaatim; partiler alfabetik sıraya göre oturabilirler masada. Veya genel başkanların soyadı sırasına göre otururlar".

İşte sorun, işte çözüm, işte lider!

Peki. Ama alfabetik sıraya göre oturduklarında oy oranı düşük olan, özgül ağırlığı olmadığı da anlaşılan, dolayısıyla sırf isimleri A ile başlıyor diye büyük partilerin başkanları önünde poz verecek olanların yaratacağı huzursuzluk ne olacak?

Çözüm yine CHP liderinde:

"Yuvarlak masaya otururuz!"

Bravo! Üstün politik zeka ve çözüm odaklı performansıyla göz kamaştırıyor CHP lideri.

MASADA HDP NEDEN YOK?

Ama o masada bir eksik var.

Önemli bir eksik. Sandık hesabı yaparken bel bağladıkları, PKK ile açık organik bağını yok saydıkları, iktidar paylaşmak için arka odalarda söz verdikleri partnerleri niçin yok masada?

Buna da cevap versin Kılıçdaroğlu.

Akşener de cevap versin, diğerleri de.

Muhalefetin HDP olmadan 50+1 hayali kuramayacağı açık. HDP'nin PKK adına mevzi tutmaktan geri durmayacağı da öyle. Hal böyleyken karşı ittifakın kamuoyuna sunacağı perspektif daha baştan yalan olacaktır.

Ama tabi bunu böyle demeyecekler.

Bakalım ne diyecekler?