Pakistanlý ünlü nükleer fizik bilgini ve Pakistan'ýn 'Atom bombasýnýn babasý' sayýlan Abdulqadîr Khan, geçen hafta, 85 yaþýnda dünyamýzdan ayrýldý; Coronavirus salgýnýna mübtelâ olarak..
Müslümanlar olarak, dünyada olup bitenlere, -düþünce olarak, cihanþumûl bir bakýþ açýsýyla baktýðýmýzý ileri sürsek bile-, son 100 yýlda baþsýz duruma düþürüldüðümüzden, kendi coðrafî sýnýrlarýnýn dýþýndaki diðer Müslüman ülke ve halklarýn meselelerinden gerektiði þekilde haberdar olamýyoruz.
Bu bakýmdan dünya Müslümanlarýnýn üçte birinin, 600 milyondan fazlasýnýn yaþadýðý Hint alt-kýtasýndaki birçok geliþmeler ve meseleler gibi, Abdulqadîr Khan'dan ve onun vefatýndan da çok sýnýrlý bir þekilde haberdar olabildik.
*
900 yýl kadar öncelerde Gazne Sultanlarýnýn ve daha sonraki asýrlarda Babür Þahlarýnýn ve son 275 yýl öncelerde de Ýran'daki Afþar Hanedâný'nýn ünlü sultaný Nadir Þah'ýn fâtihâne hamleleriyle büyük çapta Müslümanlarýn hâkimiyeti altýnda yaþayan ve 200 yýl öncelerde ise, önce Ýngiliz þirketlerinin ekonomik hâkimiyetiyle baþlayan ve sonra Britanya Ýmparatorluðu'nun tam sömürgesi haline gelen Hind alt-kýtasýnýn, 1947 yýlýnda Hind ve Pakistan diye iki bölünerek siyasî istiklâlini elde etmesinden sonra..
Gerçi, Hind Müslümanlarýnýn yüzde 75 kadarýný oluþturan büyük kitleler, asýl omurgasýný Müslüman kitlelerin oluþturacaðý ve merhûm Muhammed Ýqbâl'in 1935'lerden beri ismini, 'Pâk insanlar diyarý'mânasýnda 'Pakistan' olarak koyduðu bir ayrý devlet halinde yaþamak iradesini ortaya koymuþtu, ama, Müslümanlarýn azýmsanmayacak bir bölümü de, Hindistan'dan ayrýlmamak fikrindeydi. (Bugün de, Hindistan'ýn 1 milyar 100 milyonu bulan nüfusundan 250 milyon kadarýnýn Müslüman olduðu biliniyor.)
Ama, o bölünmede on milyonlarca Müslüman, fanatik Hindularýn da aðýr saldýrýlarý karþýsýnda Hindistan içindeki evlerini-barklarýný, mâbed ve mezarlarýný, atalarýnýn asýrlarca hükmettikleri diyarlarý terk ederek Pakistan isimli bu yeni ülkede toplanmaya baþlamýþlardý.
Ancak, bu yeni devlet, bir parçasý doðuda Bengal Körfezi'nde, diðeri batýda Pencâb Vâdisi'nde olmak üzere iki parçadan müteþekkildi ve bu iki parça, arasýnda, büyük bir coðrafyaya sahip ve halkýnýn yüzde 90'ý Müslüman olan Keþmir eyaletini de iþgal eden ve bugüne kadar Pakistan'la üç kez savaþmýþ olan düþman bir Hindistan'ýn bulunduðu bir devlet yapýsýndaydý.
Bengal Körfezi'nde ve üç tarafýnda Hindistan'la kuþatýlmýþ olan Doðu Pakistan'da 1971 yýlýnda, Hindistan destekli Þeyh Mucib-ur'Rahmanliderliðindeki ayrýlýkçý güçlerin ayaklanmasýyla baþlayan ve yüzbinleri yutan kanlý bir iç-savaþ sonunda, Doðu Pakistan ismi tarihe karýþtý, Bangladeþ devleti kuruldu. (Son olarak, Bangladeþ'de bir Hindu tapýnaðýnda, Hindu tanrýlarýnýn birinin heykelinin ayaðý altýna Kur'an-ý Kerim'in konulduðunu yansýtan bir fotoðraf medyaya yansýyýnca, yüzbinlerce Müslüman, evvelki gün cuma namazýndan sonra, Hindularýn bu saygýsýzlýðýný protesto ettiler. Þeyh Mucib'in kýzý olan þimdiki Bangladeþ lideri Þeyh Hasine; protestolarýn saldýrý ve tahribe varmamasý için, güvenlik güçlerine kesin emirler verildiðini açýkladý.)
*
Hindistan'la Pakistan arasýnda bu zamana kadar üç büyük savaþ oldu.. Hindistan sonunda, kendi 'atom bombasý'ný da baþarýyla test ettiðini açýkladý.. Bu durum, Pakistan'ý da, Hindistan'ýn silâhlarýnýn benzerine sahip olmasý gerektiði konusunda daha bir kararlý hale getirmiþti.
Böylece, Hindistan'daki Hindu ekseriyet ile Müslümanlar arasýndaki ihtilâflar daha da derinleþti. (Ayodya'daki 400 yýllýk ünlü Bâbür Mescidi'nin 1992'de on binlerce Hindu tarafýndan birkaç saat içinde yerle bir edilmesi unutulabilir mi?)
Pakistan liderleri, 'Biz, fakiriz, aðaç kabuklarý yiyerek de beslenebiliriz, ama, hasmýmýzda Atom Bombasý varken, biz Atom bombasýz yaþayamayýz..' dediler ve 1998'de Pakistan da, kendi yapýmý 'atom bombasý'ný baþarýyla denediðini açýklayýnca.. Onu yapan 'bilgin'in Abdulqadîr Khan olduðu anlaþýldý ve emperyal odaklardan, 'Ýslâm Atom bombasý kabullenilemez..' itirazlarý yükselmeye baþladý..
Evet, 'ateizm /tanrý tanýmazlýk / dinsizlik dini' de dahil bütün 'dinlerin güç odaklarýnýn elinde 'atom bombasý' vardý, ama, 'Müslümanlarýn ona sahip olmasý, asla kabullenilemez'di!
*
CIA'in, Abdulqadîr Khan'ý 1970'lerin sonlarýndan itibaren sýký þekilde takibe aldýðý, eski CIA Direktörü George Tenet'nin, onu, 'En az Usâme bin Laden kadar tehlikeli' olarak nitelemesinden ve nükleer teknoloji bilgilerini Gaddafî Libyasý ve Ýran'a aktarmýþ olmakla suçlamasýndan da anlaþýlmýþtý.
Son yýllarda, Amerikan medyasýnda bu ülkelere Türkiye de eklendi.
*
Pakistan'ýn 'atom' gücünün kontrol altýnda tutulabilmesi için ise, bir tuhaf yol bulunmuþtu : Pakistan Atom bombasý, Uluslararasý Atom Enerjisi Komisyonu Baþkanlýðý'nda, Amerika, Rusya, Ýngiltere ve Pakistan'ýn '5'li' bir 'elektronik güvenlik anahtarý'yla müþtereken kullanýma hazýr hale getirilebilecek ve 'Ancak Hindistan tarafýndan bir nükleer saldýrýya uðramasý halinde', karþýlýk verilebilecekti; nasýl olacak idiyse..
*
Amerika'da, kendi iç güvenlik zaafýndan meydana gelen '11 Eylûl 2001 Saldýrýlarý sonrasýnda, nükleer silâhlarýn, çeþitli gruplarýn eline geçmiþ olabileceði korkularý gündeme geldi. CIA, mütedeyyin bir Müslüman olan Abdulqadîr Khan'ýn, 'atom bombasý' yapým bilgilerini, Libya lideri Gaddafî'ye verdiði iddiasýný ýsrarla söz konusu etmiþti. Amerika, onun daha sonra, 'Müslüman aktivistler'le iþbirliði yapmýþ olmasý korkusundan hâlâ da kurtulabilmiþ deðil..
*
Abdulqadîr Khan'ýn ebediyet yolculuðunda, 'Rahmet-i ilâhî'nin ona yoldaþ olmasý niyazlarýmla..
*