Muzun peşinde koşanlar

Pazartesi günkü yazımda "Gene Türkiye'de bir yerlerde İslâm'ın şiarları aşağılanmış. Anadolu topraklarında hâlâ aşikâr olarak İslâm düşmanlığı yapılabiliyorsa bunda bizim de sorumluluğumuz yok mu?" diye sormuş ve kendi soruma cevabı, yazar Hilal Kaplan'ın "1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu"nda yaptığı konuşmasında aramıştım.

Hilal Kaplan Türk medyasında artarak devam eden İslamofobi'nin en mühim sebebini yaşadığı hâdiselerden misaller getiriyordu: Katıldığı bir toplantıda 28 Şubat cuntasının medya elebaşlarından Ertuğrul Özkök'ü görüp yerini değiştirince, 28 Şubat döneminde başörtüsü eylemlerine öncülük yapan bir hanım yazarın bu tavrından dolayı kendisini kınadığını ve Özkök'le her ay görüşüp istişare yaptığını söylediğini şaşkınlıkla anlatıyordu Kaplan.

Bir başka 28 Şubat cuntasının medya elebaşlarından Fatih Altaylı'nın hâlâ bakanlıklar seviyesinde itibar gördüğünü söylüyordu. 28 Şubat'ta sebep oldukları zulümlerin hesabını vermek bir yana itibarlarından hiçbir şey kaybetmeyen bu gazeteci özneleri ve tilmizleri de bizim kesimin makam ve mevki sahibi olmuş ama şahsiyet sahibi olamamışlardan cesaret bulup azdıkça azıyorlar.

Hilal abla ve benim gibiler böyle yazıp konuşunca "İntikamcı" oluyoruz. Kendileri de engin hoşgörü sahibi, affedici! Engin hoşgörüleri ve affedicilikleri ise şahsi çıkarlarıyla sınırlı. Mevzu İslâm'a, Müslüman'a saldırı olunca hemen "hoşgörüden" bahsederler ama mevzu kendileriyse o engin hoşgörülerinden eser kalmaz. En basit misal, Twitter'dan yazdıklarını eleştirenleri hemen engellerler. Kendilerine yapılan en küçük eleştiriye bile tahammülü olmayan bu eşhas İslâm'a yapılan her saldırıya karşı Müslümanların tepkisine set olmayı vazife bilip, sabır tavsiye ederler.

E o zaman sormazlar mı, niye kendine yapılan en küçük eleştiriye sabretmiyorsun da hemen tepki gösteriyorsun?

E o zaman sormazlar mı, sen Allah'a mı iman ediyorsun kendine mi?

Öyle ya, bu nasıl bir dine inanmak ki nefsin kadar değer vermiyorsun!

Mensub olduğunu iddia ettiğin dine yapılan her saldırıda üç maymunu oynayıp kendine yapılan tenkitte sırtlan oluyorsan sende bir sorun var demektir.

"Allah için sevmek, Allah için buğzetmek" temel ölçüsünü unutunca ne şahsiyet kaldı ne itibar. İslâm'a yapılan saldırılarda üç maymunu oynaya oynaya Allah bizleri kâfirin münafığın maymunu yaptı!

Hadi koşun Özkökler Altaylılar size muz uzatıyor, günlük istihkakınızı kaçırmayın; bir yandan muzunuzu yer bir yandan da istişare yaparsınız, onlar maymun dilinden iyi anlarlar!..