Nazi'lerle imzaladığımız dostluk paktı!

Türkiye'de yayınlanan gazetelerin 9 Haziran 1941 günkü manşetlerinde Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu'yla Almanya eski başbakanı yeni Ankara Büyükelçisi Von Papen arasında imzalanan Dostluk Paktı vardı. Bu antlaşmaya göre Haziran 1941 itibariyle Yunanistan'la Bulgaristan'ı işgal etmiş, Edirne'ye dayanmış Almanya, Türkiye'ye saldırmayacağı konusunda güvence veriyordu. Antlaşma sonrasında Hitler'e bir mektup yazan İnönü, "İki ülke karşılıklı birbirine güvenme dönemine girmiştir", demekteydi. Hitler'de benzer dileklerle yanıtlamıştı İnönü'nün mektubunu. Antlaşma 24 Haziran'da Meclis'te oy birliğiyle kabul edildi. Türkiye Almanya ile SSCB arasında patlak veren savaşta da tarafsız kalacağını açıkladı.

Aynı günlerde gazetelerde küçük bir haber daha yer alıyordu. Milli Şef İsmet İnönü Büyük Britanya Kralı II. George'u doğum günü nedeniyle, telgraf çekerek kutlamıştı. Kral George'da bu telgrafı yanıtsız bırakmamış, teşekkürlerini iletmişti.

Londra, Türkiye'nin Nazi'lerle aynı safta yer alma ihtimalinden kaygılanarak, Ankara'ya uzun süredir beklediği dört denizaltının hazır olduğunu bildirdi. Burak Reis, Murat Reis, Oruç Reis, Uluç Reis adları verilen denizaltıları teslim almak için 16 Haziran günü İstanbul'dan Refah adlı bir gemi, sessiz sedasız Mersin'e doğru yola çıktı. İngilizler denizaltıları teslim alacak heyetin en geç 25 Haziran 1941 günü Mısır'ın Port Said limanında olmasını istemişti. Türk heyetini İngiltere'ye Port Said'de bekleyen Queen Mary Transatlantiği götürecekti.

REFAH FACİASI:

Mersin Limanında yaşlı geminin bakım çalışmaları uzayınca geminin demir alması bir gün ertelendi. Aslında bakım çalışmaları bahaneydi, gemiye krom yükleniyordu. Bunu haber alan Fevzi Çakmak küplere biniyor, "Çocuklarımızı taşıyacak gemiye krom yüklenemez!" diyor ve yüklenen krom boşaltılıyordu. Gecikmenin nedeni buydu kısacası.

Refah yola çıktıktan beş saat sonra, Mersin'in 45 mil açıklarında gece saat 22:30'da büyük bir patlama meydana geldi. Patlamayla birlikte gemi ikiye bölünmüş, elektrikler kesilince telsizler susmuş, gemideki iki filikadan biri de içinde uyuyanlarla birlikte havaya uçmuştu. Gemi yavaş yavaş batıyordu. Telsizler kesik olduğu için yardım da istenemiyordu.

Sağlam kalan tek filikaya 28 kişi bindi. Kafilenin komutanı Yarbay Zeki Işın ve geminin kaptanı filikaya binenlere pusula ve harita vererek yolcu etti.

KIbrıs'a gitmeleri 10 mil daha yakın olması nedeniyle daha elverişliydi. Ama lodos filikayı Türkiye kıyılarına doğru sürüklüyordu. Bu arada Refah, dört saat boyunca Akdeniz'in sularıyla boğuştuktan sonra tümüyle ikiye bölünerek sulara gömüldü. Filikaya binebilen 28 askerse, 20 saatlik bir yolculuktan sonra Adana Karataş sahiline ulaşmayı başardı.