Ne yapacaklarýný, nasýl konuþacaklarýný, neyi yazacaklarýna kadar dýþarýdan talimat alýyorlar ama sorsan 'baðýmsýz' siyaset yapýyorlar.
ABD ve Avrupa'dan maaþa baðlanmýþlar ama sorsan 'baðýmsýz' gazetecilik yapýyorlar.
Ýþi öylesine pervasýzlýða döktüler ki, Avrupa ülkelerinin Türkiye'deki büyükelçiliklerinden parayý direkt alýyorlar. Pervasýz dememim sebebi þu: Bu tür dýþ faaliyetlerde hedef ülkede satýn alýnacak ve kullanýlacak unsurlara para ya bir sivil toplum kuruluþu veya bir þirket üzerinden aktarýlýr. Genel temayül böyledir. Lâkin Türkiye'deki özgürlüðe bakar mýsýnýz, Batýlý büyükelçilikler bazý Türk gazetecilerine açýktan para daðýtabiliyor. Ve bu paralarý alanlar 'Baðýmsýz gazetecilik, tarafsýz habercilik' yaptýklarýný söyleyebiliyorlar!
Bu 'gazeteci' unsurlara Türkiye aleyhine haberler sipariþ ediliyor. Sipariþ haberler ABD ve Avrupa medyasýnda imzasýz veya baþka bir isimle yayýmlanýyor. Sonra mezkûr unsurlar kendilerine yazdýrýlan haberi "ABD / Avrupa medyasýnýn etkili gazetesinden Türkiye yorumu" diye Türk halkýna servis ediyorlar.
Siyasette de iþler bu þekilde iþlediðini biliyorduk da ama geçen hafta Ýçiþleri Bakaný Süleyman Soylu'nun müthiþ ifþasýyla mevzu ayyuka çýktý. Bakan Soylu ne demiþti, hiç unutmamak için tekrar aktarýyorum: "Türkiye'yi yönetmeye talip oluyorlar deðil mi? Altýlý bir masa kurmuþlar. Buradan Kýlýçdaroðlu'na bir þey söylemek istiyorum, bir de o altýlý masadaki diðerlerine. O masada Kýlýçdaroðlu biraz doðruysan, biraz dürüstsen, biraz bu millete ait en ufak bir inancýn varsa, ilk altýlý masa toplantýsýndan sonra, sen beraber oluþturduðunuz o hepinizin tutanak altýna almaya çalýþtýðý bildiriyi hangi büyükelçiliðe düzelttirmeye gönderdin? Biraz edebin varsa bunu açýkla. Eðer kendilerine biraz saygýlarý varsa, o masadaki diðer 5 kiþi de Kýlýçdaroðlu'na, benden sonra bizden sonra hangi temsilci ile bunu bir büyükelçiliðe gönderdin, bunu redakte ettirdin? Kendilerine, kendilerinin sorumlu olduðu tabana ve bu aziz milleti en ufak bir saygýlarý varsa sorsunlar. Bu ülke öyle büyükelçilere beline kadar eðilip, onlarýn efendilerine uþaklýk yapanlarý çok görmüþtür. Bu ülke Avrupa'nýn, Amerika'nýn tezgâhlarýyla, oyunlarýyla vesayet kuranlarý çok görmüþtür."
Bakan Soylu'nun ifþasýna CHP soru önergesiyle mukabele etti. CHP'nin merak ettiði þuymuþ: "Ýçiþleri Bakanlýðý 6 siyasi partinin faaliyetlerini yasalara aykýrý olarak izletmekte midir? Milli istihbarat teþkilatý CHP'yi izletmekte midir?"
CHP'nin merak ettiði ve TBMM'ye taþýdýðý sualin cevabýný Bakan Soylu geçen hafta vermiþti: "Sevgili Kýlýçdaroðlu; Altýlý toplantýsýndan sonra 'bir büyükelçini' bir büyükelçiye metni düzeltmek için gönderdin. Problem 1: Bu iki büyükelçiden hangisi satýþ yaptý? Problem 2: Kime sattý? Grup Toplantýsýný bekledik. Cevap gelmedi."
Yanisi þu, birbirinizi sattýðýnýzdan sizi takip etmeye gerek yok!
Merak etmeniz gereken nokta: Masadaki casus kim?
Eh onu da TBMM'ye soru önergesiyle taþýmazsýnýz deðil mi!
Belki sizin 'baðýmsýz' gazetecileriniz biliyordur, onlara sorun.
Cumhurbaþkanlýðý seçimine kadar bakalým daha ne rezaletlerinizi öðreneceðiz, ömrü olan görür.