Öyle bir algý çaðýnda yaþýyoruz ki katili masum, masumu da katil diye sunup buna insanlarý inandýrýyorlar. Bu nedenle günümüzde yaþanan olaylarýn perde arkasýný okuyabilmek, madalyonun arka yüzünü görebilmek çok daha önemli hale geliyor.
Bu meyanda son zamanlarda yaþanan bazý olaylar 'acaba camilere karþý bilinçli olarak yapýlan bir saldýrý çabasý mý var' dedirtiyor. Camilerimiz son günlerde olmamasý gereken þekilde gündeme geliyor.
Çok deðil daha birkaç hafta önce kaleme aldýðýmýz yazýmýzda camiye masa ve sandalye konulup nikâh kýyýlmasý ardýndan pasta kesilmesi ve stüdyo havasýnda fotoðraf çektirilmesi olayýný eleþtirmiþ ve camilerimizin saygýnlýðýnýn korunmasý gerektiðini söylemiþtik.
Daha yazdýklarýmýzýn mürekkebi kurumadan camiye karþý bir saygýsýzlýk olayý daha patlak verdi. Bu seferki yenilir yutulur cinsten de deðil. Eda Taþpýnar isimli kadýn resmen caminin içinde uygun olmayan kýyafetlerle fotoðraf çektirip bir de bunu marifetmiþ gibi yayýnlayýverdi. Bizim bevval-i Zemzem diye bir deyimimiz vardýr. Meþhur olmak için Zemzem kuyusuna iþeyen adamý anlatýr.
Eda Taþpýnar deyince Osman Hamdi Bey'e deðinmemek olmaz. Zira dönen haberler doðruysa Eda Taþpýnar, Osman Hamdi Bey'in neslinden gelen torunu diye gösteriliyor!
Olay aslýnda bir "Nesline huu, aslýna huu..." vakasý olabilir.
Osman Hamdi Bey'i halk olarak daha çok "Kaplumbaða Terbiyecisi" isimli eserinden tanýyoruz. Genel olarak da kültür sanat dünyamýzda "baþarýlý" bir insan olarak anlatýlmaya çalýþýlýr.
Oysaki Osman Hamdi Bey, dinle diyanetle, millî ruh ve þuur ile uzaktan yakýndan alakasý olmayan hatta "ateist" olarak bilinen bir kiþi. Bunun böyle olduðuna inanmayanlar gerekli kaynaklardan çok rahat yeterli bilgiye ulaþabilirler.
Ýçki içmeyi ve Müslümanlar ile alay etmeyi aþikâr bir þekilde göstermekten ve dillendirmekten de pek keyif alan birisi.
Osman Hamdi Bey'in Ýslam düþmanlýðý eserlerine yansýmýþ.
"Yaratýlýþ" isimli tablosunda mihraba arkasý dönük bir þekilde Kur'an rahlesine oturttuðu Ermeni kýzýn ayaklarý altýna Yüce Kitabýmýz Kur'an-ý Kerim'i resmetme terbiyesizliðinde bulunmuþ birisidir Osman Hamdi.
Ayrýca bir resminde 'emir' dediði bir genci yüzükoyun sedire uzatarak Kur'an okutmuþ, bir baþka resminde ise Bursa'daki Yeþil Cami'de iki açýk kadýna tambur ve def çaldýrmýþtýr!
"Hamdi Bey, (...) bir Avrupalýnýn merak edeceði, görmekten hoþlanacaðý konularý iþlerdi. Yani bu topraklarýn çocuðu olarak deðil, bir seyyah gibi görürdü." Bu sözler sanat tarihçisi Zahir Güvemli'ye ait.
Osman Hamdi Bey'in hayallerini þimdi torunu hayata geçiriyor! Taþpýnar'ýn atasýndan gelen zihin kodlarý, hareketlerine yansýmýþ. Eda Taþpýnar'ýn "orasýnýn cami olduðunu bilmiyordum" savunmasý da ayrý bir rezalet.
Hadi sen bilmiyordun, o fotoðrafý çekenlerde mi veya o fotoðrafýn çekilmesine göz yumanlarda mý bilmiyordu?!
Olayýn basit bir fotoðraf çekme olmadýðý gün gibi aþikâr. Camilerimiz, daha doðrusu bütünüyle inanç kodlarýmýz bir deðersizleþtirme operasyonunun hedefinde. Camilere sahip çýkmasý gerekenler camileri magazinleþtirmeye çalýþýrsa cami düþmanlarý da iþte böyle gelip caminin canýna okurlar!
Meselenin þöyle faydalý bir yaný da yok deðil; bu meþum hadiseyle toplum, bazýlarýnýn çok sevdiði 'kaplumbaða terbiyecisi' resmini çizen Osman Hamdi'nin kim olduðunu da öðrenmiþ oldu.
Özellikle kültür ve sanatla ilgilenen insanlar tarafýndan Osman Hamdi'nin gerçek yüzünün öðrenilmiþ olmasý önemli bir kazaným.
Ýslam'ýn bir cemaat dini olduðu bilinen bir husustur. Cemaat; toplanmayý, daðýnýk olmamayý, kenetlenmeyi ifade eder. Zýddý; tefrikadýr, daðýnýk olmadýr yani bölünmedir.
Bu denklemle bakýldýðýnda bilinçli bir þekilde bizatihi Müslümanlara ve Ýslam'a yapýlmýþ bir saygýsýzlýk olduðu aþikardýr.
Her ne kadar birileri orasý bir otelin mescidiydi diyerek olayý masumlaþtýrmaya çalýþsa da tarihi bir cami olduðu sosyal medya aracýlýðýyla artýk herkes tarafýndan öðrenilmiþ durumda.
Camilerin saygýnlýðýna yapýlacak en ufak bir tecavüz bile görmezden gelinemez.
Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'nýn bu konuda baþta kamu spotlarý olmak üzere bilgilendirici çalýþmalar yapmasý, camilerimizin saygýnlýðýný tabana yansýtacak þekilde faaliyetler gerçekleþtirmesi gerekir, kanaatindeyiz.