O ‘çuval’ planlýydý, emperyalizm korktuðuyla yüzleþiyor…

Amerikan Merkezi Haberalma Teþkilatý CIA kimlikli, Pentagon’da Türkiye masasýnda oturan ve aslýnda, ülkesi için alarm zilini tam zamanýnda çalmýþ o adam, haklý çýktý.

Yazýlarýnda “profesör” kimliði de taþýyan Michael Robert Hickok, “güçlü öngörüsüyle” övünebilir ama onun haklý çýkmasý, aslýnda Türkiye’nin zaferidir.

Hickok, 2000 yýlýnda Amerikan Ordu Dergisi’nde “Yükselen Hegemon: Türk Stratejisi ile Askeri Modernizasyonu Arasýndaki Uçurum” baþlýðýyla yayýnlanan geniþ analizi, aslýnda, 2007’de Ergenekon Davasý’nýn baþlamasýndan bu yana yaþanýlanlarýn iþaret fiþeðidir.

Hickok’un –özetle- “kontrolden çýkmýþ bir Türkiye’nin, Amerika ve genel olarak Batý için bir risk oluþturacaðýna” iliþkin görüþün Washington’daki derinliði, 1960’lara kadar gider. 1961’de Washington’da görevli subay Atýf Erçýkan’ýn tesadüf eseri elde ettiði o gizli Amerikan belgesinde “Sovyetler Birliði daðýldýðýnda Türkiye bela olabilir” yazmasý (1) ayrý bir gerçektir.

Hickok ise bu ana stratejinin yeni dönem analisti olarak “savunma sanayi güçlenmiþ, ordusuyla Balkanlar-Kafkasya-Ortadoðu üçgeninde kendi ulusal çýkarlarý için ‘savunmacý’ kimlikten ‘müdahaleci’ stratejiye yönelen bir Türkiye’nin durdurulmasý gerektiðini” vurguluyordu. (Türkçesi’ni bulamadým-2)

Hickok’u o dönem rahatsýz eden, Milli Savunma Bakanlýðý’nýn 1998 tarihli “Beyaz Kitabý”: Resmi askeri belgeler günümüzde Türkiye’yi bir Avrasya ülkesi olarak nitelemekte ve hem Batý hem de Doðu’yla iliþkilerini korumak ve geliþtirmek zorunda olduðunu belirtmektedir. 70 yýllýk alýþýlmýþ politikadaki bu sapma, Türk stratejik düþüncesinde önemli bir dönüm noktasýdýr.

ÇUVALLA BAÞLADI, ERGENEKON’LA SÜRDÜ…

ABD’nin savunma sanayi ve ordusu güçlü Türkiye’nin baðýmsýzlýkçý politikalarýna karþý ilk ve net cevabý, 4 Temmuz 2003’teki “Çuval Olayý”dýr. O gün askerimizin baþýna geçirilen çuval, Erdoðan ve AK Parti kurmaylarýyla TSK komuta kademesine açýkça “gözdaðý”ydý, devamý 2007-2013 arasýna damgasýný vuran Ergenekon-Balyoz ve sözde casusluk kumpas davalarýyla geldi.

Amerikan emperyalizminin bu süreçte tek hedefi vardý: Savunma sanayinin geliþmesini baltalamak, Türk ordusunu da “sahte imam ordusu” haline getirerek fiilen ortadan kaldýrmak…

Bunu baþarabilir miydi, evet.

Bünyemize yerleþtirdiði FETÖ aracýlýðýyla tam 10 yýlýmýzý elimizden aldýðý açýktýr.

Türk savunma sanayinin en gizli projelerinin Washington ve Berlin’e kriptolanmasý…

Savunma sanayinin gözdesi ASELSAN’da görevli pýrlanta mühendislerimizin katledilmesi…

Deniz ve hava kuvvetlerine dönük kumpas davalarla, Doðu Akdeniz stratejik bölgesini savunacak güçlerin budanmasý…

PKK’yla mücadelenin “havanda su dövmeye” dönüþtürülerek özellikle hendek-barikat savaþlarýna çanak tutulmasý, bu mücadelede þehit sayýsýnýn artmasýna çalýþýlmasý…

Sonuçta, 15 Temmuz’da yaþanýlan saldýrýyla, Türkiye’yi bir Amerikan mandasý haline getirmeye çalýþýlmasý…

ONLARA BU KABUSU YAÞATACAÐIZ…

Olmadý… Emperyalizm ve iþbirlikçileri, vatansever ordu mensuplarýný, istihbaratçýlarý, yargýç ve savcýlarý ve tabii ki Erdoðan-Bahçeli ittifakýnda þekillenen “kuvvayý milliye kararlýlýðýný” ve MÝLLETÝ aþamadýlar…

Ýki de bir söylenen “bizim orada ne iþimiz var” cümlesinin hangi emperyalist baþkent kaynaklý olduðu bellidir.

Bütün bunlarý neden yazýyorum…

Türkiye’yi Cerablus-El Bab hattýnda, Afrin’de, Barýþ Pýnarý’nda durduramadýlar.

Ordu þimdi de Libya yolunda!..

Homurtu sesleri geliyor ama kapalý kapýlar ardýnda kudurmuþlardýr, iþaret fiþeðini Somali’deki bombayla attýlar…

Yazýnýn baþýnda “adam haklý çýktý” derken bunu iþaret ediyordum…

Kabuslarý olduk, bu daha baþlangýç…

https://www.star.com.tr/yazar/emperyalizm-butun-isbirlikcilerini-neden-hareketlendirdi-yazi-1483810/

http://users.jyu.fi/~aphamala/pe/issue3/hickok.htm