Deva Partisi Genel Baþkaný Ali Babacan, ortada bir Deva Partisi seçmeni varmýþ gibi, "Seçmenimizi CHP'ye oy vermeye ikna edemedik" demiþ.
Üstelik daha dün, Kýlýçdaroðlu'nun adaylýðýný desteklemenin rüþveti kabilinden aldýklarý vekillikler yüzlerine vurulmasýn diye, akla mantýða sýðmayan matematik hesaplarla, aslýnda CHP'nin oylarýný nasýl artýrdýklarýný anlatýyorlardý.
Bir tek az bile oldu demedikleri kalmýþtý.
Son röportajýnda, "rüþvet vekil" ithamýný doðrularcasýna, "Biz istemedik, Kýlýçdaroðlu kendisi verdi" diyor.
"CHP kendi baþýna herhangi bir seçime girse kazanmasý mümkün mü ya? Siz hayal mi görüyorsunuz?" diye de ekliyor.
Görüyorsunuz iþte, "Dostlarýmýzla kazanacaðýz" diyen Kýlýçdaroðlu'nun eski dostlarýndan eser yok þimdi. Kendisi için göz yaþý döken Özgür Özer bile arkasýndan iþ çevirirken masa ortaklarýnýn bunlarý söylemesini yadýrgamamak gerek.
Fakat Babacan durduk yere bu konulara neden giriliyor?
Almýþsýnýz vekilleri, kurmuþsunuz grubunuzu... Neden þimdi CHP'nin sinir uçlarýna basýyorsunuz?
Kýlýçdaroðlu'nu bir kaþýk suda boðmak isteyen CHP'lilere yardým olsun diye mi?
SANKÝ ÜMÝT ÖZDAÐ'I ÞÝMDÝ TANIDILAR
Ali Babacan bunlarý söylerken, Gelecek Partisi Genel Baþkaný Ahmet Davutoðlu da Ümit Özdað ile yapýlan mutabakatý aðza vererek anti Kýlýçdaroðlu kampanyasýna yazýldý.
Sanki Ümit Özdað'ý yeni tanýyor gibi...
Özdað'ýn bakanlýk sözü almadan destek vermeyeceðini bal gibi bildiði halde;
"Anlaþmadan haberiniz olsaydý çekilir miydiniz sorusuna"
"Bilseydim yapacaðým þey þu olurdu; Sayýn Kýlýçdaroðlu'nu arardým ve derdim ki; Ümit Özdað'ýn içiþleri bakaný olduðu bir ülkede býrakýn ayný kabinede olmayý, o ülkede yaþamak da... Tabi bu ülkede her zaman yaþarýz o anlamda deðil de o denklemi kabul etmekte zorlanýrým." dedi.
Yerel seçimlere ittifak modeliyle gidilip gidilmeyeceði konuþulurken bu açýklamalar kuþkusuz bir iþaret.
Ya bizi de görün, boþlamayýn demek istiyorlar. Ya da seçimden bu yana yüzlerine vurulan, "beleþ vekil" ithamý dolayýsýyla çok incindiler ve savunma geliþtiriyorlar.
Bu taife ile ilgili genel kanaatim þudur; içlerinde Cumhurbaþkaný Erdoðan'a besledikleri kinin onda biri kadar memleket sevgisi varsa Kýlýçdaroðlu'nun kazanamamýþ olmasýndan dolayý gayet memnunlar.
Bir kere zaten alacaklarýný aldýlar.
Seçimin kazananlarý listesine adlarýný -bu þekilde de olsa- yazdýrmayý baþardýlar.
Az çok devlet görmüþ bu isimlerin Ümit Özdað ve HDP'nin ayný anda hükümette söz sahibi olduðu bir formülün memleket hayrýna herhangi bir icraatýnýn olmayacaðýný tahmin etmeleri herhalde zor olmasa gerek.
"Z KUÞAÐI" ÜZERÝNE YAPILAN SEÇÝM HESAPLARI
CHP yandaþý yayýn organlarýný sýký takip ettiðim söylenemez. Ama köþe yazýlarýna bakmaya çalýþýyorum. Destekledikleri siyasi lidere ve partiye dair analizleri, tavsiyeleri ya da eleþtirileri neler, anlamak istiyorum.
14-28 Mayýs seçimlerine giden süreçte o kadar büyük saçmalamýþlardý ki komik olmanýn bir adým ötesine geçip yer yer utanç duyulasý bir zavallýlýk sergilemiþlerdi.
Bu yüzden de hep diyorum, bence baþta Kýlýçdaroðlu olmak üzere muhalefet partileri kendilerini aynada görmek ve neyi yapmamalarý gerektiðini anlamak istiyorlarsa, "Erdoðan yandaþý" diye etiketledikleri bizlere ara sýra da olsa göz atsýnlar.
Belki bu seçim için hemen iþinize yarayacak tüyolar bulamazsýnýz ama size tutulan bu ayna ile 2030 yýllar için bir projeksiyon yapabilirsiniz.
Zira bu gidiþle gerçekten iktidar yüzü göremeyeceksiniz.
Bu satýrlarý yazmadan önce CHP'ye çok yakýn (yandaþ tabir edilen türden) bir gazetecinin köþe yazýsýný okudum. Kýlýçdaroðlu'na, "seçimi kazanmak istiyorsanýz gençlere akýllý telefon ve ücretsiz internet sözü verin" diyordu.
Her çiftçiye traktör, emekliye 15 bin ikramiye sözü iþe yaramamýþtý ama gençlerde sonuç farklý olabilirdi.
Sonra da hesap yapýyor, "Akýllý telefonun maliyeti tabii çok yüksek, ortalama 5 milyar dolar tutar. Ama Çin'e ürettirirseniz fiyat biraz daha düþer" falan diyordu...
Ne demek istediðimi bilmem anlatabildim mi?