Okuyucularla Pazar Hasbihali: Yýkmak için birleþenler, çöken binanýn altýnda kaldýlar

Pek çok okuyucular þöyle yazýyorlar: Gerçi günlük siyasete dair çok yazmýyorsunuz ama '6-7'li Masa'nýn bu noktaya geleceðini tahmin ediyor muydunuz? Özellikle, Akþener'in bu davranýþýný nasýl yorumlamalý..

Gelecekte neler olacaðý üzerinde elbette bir takým sezgileri olabilir herkesin.. Ama bu kesin deðildir.

Aslýnda, 'maskeli balo' gibi bir '6- 7'li' ve millet ve ülkenin kaderi üzerinde bir kumar masasýnýn kurulmasý söz konusuydu.. Bu konuda, Akþener'den de önce, KK Bey'in, yýllarca baðlýsý olduðu resmî ideolojiye ve onun þefleri söz konusu olunca, 'devrimci hýþmý'yla davrandýðý ve en sert bir uslubla muhalefet ederken; hele de Tayyib Bey söz konusu olunca aðýr eleþtirinin ötesinde hakaretlerde de bulunan birisi olduðu bilinirken.. (Ki, Tayyib Bey'in, kendisine yapýlan o hakaretlerden dolayý açtýðý muhtelif tazminat dâvâlarýný kazanýp, KK Bey'den ne kadar para aldýðýný bilmiyorum ama her halde 100 bin liranýn çok üstündeydi ve Tayyib Bey onlarý bazý öðrenci ve gençlik teþkilat ve vakýflarýna baðýþlayacaðýný alenen açýklýyordu.)

Böylesine hýrçýn bir Muhalefet liderinin, ömür boyu bir araya gelmediði kimseler karþýsýnda, bir sevgi pýtýrcýðýna dönüþmüþçesine ve 'memleketi kurtarmak' adýna, Tayyib Erdoðan'ý devirmek operasyonuna kalkýþmasý ve o kiþileri arkasýna takmasý ya da onlarýn her birine de bir maske verip, bir 'maskeli balo' gösterisine kalkýþmasý, üzerinde durulmasý gereken bir konudur.. Çünkü bir Karamollaoðlu, bir Davudoðlu, bir Babacan, hattâ bir Akþener'le ömür boyu ideolojik açýdan yan yana gelmemiþ olan bir KK Bey'in, 100 yýllýk bir 'Tek Adam' ve 'Ýkinci Adam' rejimine baðlýlýðýný gizleyip, her seferinde halkýn oyuyla seçilip iktidara gelmiþ bir 'Tayyib Erdoðan'ýn yönetimini , 'Tek Adam rejimini yýkalým' laflarýyla, o kiþileri arkasýna takmasý, evet, üzerine durulmasý gereken asýl konudur. Doðrusu, bu kiþilerin KK Bey'in ardýna nasýl takýldýklarý dikkat çekicidir.. Belki, hepsi de bir oyunun içindeydiler ama 'Hayýr' diyebileceðinin iþaretlerini veren bir Akþener vardý.. Yani niyetlerini biraz biraz olsun hissettiriyordu. Yani futbol diliyle söylemek gerekirse, 'sarý kart' gösterip durmaktaydý. En baþta, ÝP'in önde gelen isimlerinden Aðýralioðlu Bey, 'KK Bey'in 'alevî' olmasý hasebiyle, halkýn büyük ekseriyetini teþkil eden sünnî Müslüman halk kesimleri tarafýndan C. Baþkaný olarak seçilmesinin düþünülemeyeceðini aylarca önce söylemiþti. Bu konu etrafýnda, ÝP tarafýndan defalarca ve dolaylý þekilde, nice itirazlar dile getirilmiþti.

Gerçi bu gibi konularý, -yarayý kanatmamak dikkatiyle- baþta iktidar partisi olmak üzere, çoðu kiþi veya çevreler tartýþmadýlar, gündemlerine almadýlar.. ÝP'in bu konuyu gündeme getirmesi ise, mezhebçi olmasýndan deðil, bir vakýayý tesbit açýsýndan idi, herhalde..

Evet, Meral Akþener, sadece bu '6-7'li kumar masasý'nýn aslî oyun kurucusu durumunda olan KK Bey'e deðil, diðerlerine de bu kadar teslim olmamalarýný ihtar etmiþ oldu.. Bu yüzden, öteki 'merd' kiþiler içinde, en 'merdâne' davranan Akþener idi denilse, yeridir.

Akþener'in þahsiyetinin tahliline gelince..

Bir defa, Latince ifadesiyle 'dominant' denilebilecek, etrafýna hâkim olmaya dikkatli ve yönetilmeyi sevmeyen bir yapýda olduðu öteden beri biliniyor. Henüz 40 yaþlarýndayken, Tansu Çiller'in Erbakan'la kurduðu ortak Hükûmet'te, Ýçiþleri Bakanlýðý gibi önemli bir makama getirilmesi, bir takým yönetim kabiliyetlerinden deðil, herhalde bu giriþken ve tuttuðunu koparmaya çalýþan kiþiliðini Çiller'e de kabul ettirmiþ olmasýndan dolayý idi. Kendisini 20 yýl öncelerde yayýnlanan bir röportajýnda 'taþranýn kýzý' olarak nitelemiþti ve 'taþra kýzlarý'nýn kolayca bertaraf edilebilecek birileri olmadýðýna bir örnek olmak istediði sözlerinden anlaþýlýyordu.

Sonra..

AK Parti'nin kuruluþ merhalesinde, Tayyib Bey'e, parti çalýþmalarýna katýlmak istediðini bildirir.. Çalýþmalara canla-baþla katýlýr.. Tayyib Bey ona hep, 'Meral Abla..' diye hitab eder, kendi ifadesiyle.. 'Meral Abla' bu saygýdan elbette memnundur, ama bu ona yetmez tabiatiyle.. Çünkü tuttuðunu koparmak isteyen bir yaratýlýþta olduðunu göstermek ister ve siyasette de eski bir Ýçiþleri Bakaný olarak isim yapmýþtýr.. (Gerçi, Meral Haným, geçen gün, 28 Þubat 1997 Askerî Zorbalýðý'nýn yýldönümünde, 28 Þubat muhtýrasýna ve kararlarýna karþý aslanlar gibi dimdik durduðunu söylüyordu ama o günlerde, 'Bu kararlar kanunîdir ve elbette uygulanacaktýr..' dediðini unutmuþ olsa gerek.. Olsun, 'O kadarca kusur, kadý kýzýnda da olur demiþlerdir, deðil mi?)

Meral Haným, AK Parti'nin o ilk kuruluþ sürecinde çýrpýnýrcasýna çalýþýrken, bir gün Tayyib Bey'e der ki: 'Tayyib Bey, senden M. Vekilliði vs. hiçbir þey istemiyorum.. Sadece bir isteðim var.. AK Parti'nin genel siyasetini belirleyen 3 kiþiden birisi olayým..'

Evet, tek bir mâsûm istek..

Tayyib Bey, bu taleb'e hiç cevap vermez.. Ama Meral Abla þeklindeki saygýlý tavrý devam eder. Ve Meral Haným da, bir müddet daha gider-gelir, partinin kuruluþ çalýþmalarý içinde yer alýr ve sonra -kendi deyimiyle- 'vitrin malzemesi olarak kullanýlmak istendiði' fikrine kapýlýr ve ayrýlýr. Ve MHP'ye gider.. MHP'de bir süre m.vekilliði yapan Meral Haným, orada da, liderliðe oynamak ister herhalde.. Ve olmayýnca ayrýlýr yeni bir parti kurar; ÝP'i..

Gerisi, son birkaç yýlýn bilinen siyasî geliþmeleri..

Meral Haným, evet, yönetilmeyi sevmeyen, yöneten durumunda olmaya dikkat eden, ayrýca bulunduðu her oluþum içinde görüþünü hâkim kýlmak isteyen ve iktidar makamlarýnda etkili olmaya 'ihtiras'lý birisi.. Kiþinin ihtiraslý olmasý, ihtirasýný kullandýðý hedeflere ve ideallere göre farklý deðerlendirmelere tâbi tutulur elbette... Esasen, siyasette ihtiraslý olmayanlar, siyasette baþarýlý olurlarsa, tesadüfen olurlar.

Meral Akþener, bu özelliklerini son siyasî kararýnda da sergiledi. Esasen KK Bey'e, öteki 'maskeli' oyuncular kiþiler gibi baþkasý tarafýndan güdülmeyi ve silik kalmayý kabullenecek birisi olmadýðýný aylardýr tekrar tekrar hatýrlatýyordu. Ve sonunda da, olan oldu..

Meral Haným'ýn umudu Ýstanbul veya Ankara Belediye Baþkanlarý'nýn ortak C.Baþkaný adayý olarak göstermek idi. Hattâ o ümidle E. Ýmamoðlu'nu geleceðin muhtemel en yüksek yönetim makamýnýn sahibi olarak, nasýl da candan kucaklamýþtý, Saraçhane Mitingi'nde... Ama onlarý kendi tarafýna çekmekte baþarýlý olamadýðý anlaþýlýyor..

Yýkmakta bir araya gelenler, yýkýntýnýn altýnda kalacaklar mý, bunu gelecek günler gösterecek..

KK Bey ise yine piþkin bir tavýr sergiliyor, 'taþlar yerine oturacaktýr' diyor.. Yeni taþlar ya da oyuna katabileceði yeni piyonlar bulmak için bir takým eski ve gedikli solcu çevrelerin yanýna koþtu.. HDP'ye de göz kýrpmaya baþladý..

Bakalým bu oyun içinde, Meral Haným kadar 'diþli' çýkacak baþka birileri de çýkacak mý?

Ve bir küçük not:

H. Ay: 3 Mart tarihli yazýnýzda 'sosyal medya' için kullandýðýnýz "laðým çukuru" tabiri çok aðýr deðil mi? Orayý böyle algýlayan bir kimsenin "laðým çukuru"ndan bahsetmesi bir çeliþki olmaz mý?

Cevaben kýsaca belirteyim ki, bu satýrlarýn sahibi, yazýlarýný sahte isim ve adreslerle, sosyal medya denilen bataklýk veya laðým çukurunda deðil, kanunî sorumluluðunu taþýdýðý yazýlarýný adresi belli teknolojik iletiþim kanallarýnda yazýyor.. Oralarda ne alçakça iddia, iftira ve entrika yazýlarý yazýldýðýný ise, medyaya yansýyan feryadlardan öðreniyorum.