“Ortaya büyük bir yalan at, ama çok büyük olsun”, 128 milyar büyüklüğünde olsun!

Ekrem İmamoğlu'na danışmanlık yaptığı söylenen, hatta İmamoğlu'nu konuk ettiği bir tv yayınında yandaşlığın kitabını yazmış bir kadın gazetecinin dediği gibi; "Kitleleri etkilemek ve yönlendirmek istiyorsanız ortaya kocaman bir yalan atın, ama çok büyük bir yalan olsun. İkinci kriter, çok basit bir yalan olsun. Sonrasında da bu basit ve çok büyük yalanı sürekli tekrar edin."

"128 milyar dolar nerede?" sorusunun hikayesi budur işte.

Çok büyük, evet çok büyük bir yalan. O kadar büyük ki Merkez Bankası en son bu büyüklükte rezerve 2013 yılında ulaşmış. Bu yıl aynı zamanda Türkiye'nin IMF'ye olan borcunu sıfırladığı yıl. Ve Gezi Parkı kalkışması ile birlikte Türkiye'nin son 10 yıllık sürece sokulduğu yıl.

Yani milat diyebiliriz 2013'e.

Türkiye'nin adım adım geriletilmek istendiği, FETÖ'sünden DEAŞ'ına, PKK'sından DHKP-C'sine ne kadar melanet örgüt varsa aktive edildiği ve Türkiye'nin üstüne salındığı senedir 2013.

CHP yandaşı gazetecinin formüle ettiği gibi "ortaya kocaman bir yalan at" taktiği taa o yıllardan uygulamaya konmuştur.

"Türkiye DEAŞ'a yardım ediyor" da böyle bir yalandı. Bu yalan da sürekli tekrarlandı. Çünkü ne zaman Türkiye'nin adı geçse ilk bu akla gelsin istendi.

CHP, kendi ideolojisinin iş yapmadığını fark etti ve yalanın gücünü keşfetti.

Gobelsvari bir taktikle mütemadiyen "büyük yalanlar" söyledi. Büyük ve basit yalanlar.

Bunu kimden mi öğrendi?

Tabii ki FETÖ'den.

Meclis çatısı altında söylendi büyük yalanlar. FETÖ'nün yalan kasetleri dinletildi Meclis kürsüsünden.

En sevdikleri yalanlardan biriydi mesela "ayakkabı kutusu".

Milletin halisane hamiyet duygularını soyanlar, himmet adı altında insanların vicdanlarını çalanlardan öğrendiler bu yalanları.

Üniversite sınavlarındaki, kamu personeli ve askeriye sınavlarındaki soruları çalarak bu milletin evlatlarından geleceğini gasp edenlerden öğrendiler bu önce çok büyük ve basit bir yalan söyleyip sonra sürekli bu yalanı tekrar etme stratejisini.

Böyle böyle çok yalan söylediler.

Yalancıya çıktı adları ama utanmadılar.

Utanmamaları en büyük silahları oldu.

Rezil olmayan birine ne diyebilirsin ki.

Şimdi yalanlarını tekrar edecek "dostlar" da buldular.

Seçimi birlikte kazanacağız dedikleri "dostları" da yalan korosuna dahil ettiler.

Korodan ayrılanları da hemen susturdular. Ekonomist diye bilinen CHP'li İlhan Kesici "128 milyar dolar kaybolmaz, tüm detaylar Merkez Bankası bilançosunda vardır. Bilanço okumayı bilen her şeyi görür" dedi. Ve tabii ki hemen yeni bir açıklama yapmaya zorlandı. Kendini rezil etme pahasına "Merkez Bankası rezervi konusunda Sayın Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu ve Partim ile tam anlamıyla aynı görüşteyim. Katıldığım yayınlardaki söylemlerim de tam bu istikamettedir. Bu vesileyle bir kez daha aynı soruyu soruyorum: 128 Milyar Dolar nerede?" dedi.

CHP'lilerin en önemli özellikleri rezil olmamalarıydı tabii.

Yine bir kez daha, gerçek ayağa kalkana kadar yalan dağı dolaştı. Merkez Bankası Başkanı'nın, İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un , Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin açıklamalarındaki teknik ve tafsilatlı bilgi gelmeden, o "büyük ve basit yalan" o kadar çok tekrar edildi ki...

Yalancılığın siyasi meziyet olduğu bu ortamda gerçeği incitmeden siyaset yapmaya kalkanların hali bu işte.

Rezil olmak, yalancı olmak ne gam, etkileşiminiz fazla olsun!

Böyle günlere geldik vesselam.