“Otuna deðil köküne bakýn!”

15 Temmuz iþgal ve darbe giriþiminden birkaç gün sonra yazdýðým yazýnýn baþlýðý bu.

Uluslararasý gündemin bu kadar hareketli olduðu, üçüncü dünya savaþý söylemlerinin her geçen gün arttýðý bir zamanda, biz, köksüz, yurtsuz haymatloslardan müteþekkil terör örgütünün, yani FETÖ'nün oluþturmak istediði anaforu konuþuyoruz ya...

Ýþte o gün attýðým bu baþlýðý hatýrlatmak istedim.

Döndük dolaþtýk ayný yere geldik,

Ayný konularý konuþup duruyoruz iþte.

Fetullahçý Terör Örgütü'nün en becerikli olduðu alan burasý:

Hakikati, gerçeði manipüle edip gri alan oluþturmak ve her yapýya sýzmak.

Taktik hiç deðiþmiyor...

Kah milliyetçi muhafazakar, kah Kemalist görünüme bürünüyorlar fakat, nihayetinde sol liberallerin açtýklarý mevziden sýzýntýyý gerçekleþtiriyorlar.

Kimileri de FETÖ'nün gri alanýnda fýsýldadýðý, iðvalý cümleleri senet kabul etmeye devam ediyor. Yazýk!

Terör örgütünün baþý Fetullah Gülen'in söz illüzyonuyla Türk milletinin itikadýný, yani ehli salibe karþý bekasýný koruyan çelik nüveyi belirsizliðin içine hapsederek Türkiye'mizi iþgale açýk hale getirmek istediðini çok eskiden beri yazýp duruyoruz.

Ýmaný, itikadý, tevhid dilini sulandýrdý ve gri alanlar oluþturup milletin beynine sýzdý bu psikopat terörist ve mankurtlarý.

Star Açýk Görüþte, 17-25 Aralýk sürecinin dumanýn tüttüðü, DEAÞ'ýnýn, PKK'sýnýn dahil olduðu her türlü terör saldýrýsýnýn sürdüðü, Rusya'ya karþý ikinci bir cepheye çevrilmek istenen Türkiye'ye operasyon üstüne operasyon yapýldýðý ve kimi bekle-görcülerin hala medyayý yönlendirdiði bir zamanda, 1 Ocak 2015'te çýkan yazýmýzda bakýn bu söz kalpazaný teröristin asýl baðlý olduðu yeri deþifre edercesine þöyle bir soru sormuþtuk:

"Vaiz, bir hakikati, yine bu hakikatin oluþturduðu ahlak diliyle, halka ulaþtýrmasý gerekirken, neden, mesela bir kilise ayininde kullanýlan söz illüzyonlarý gibi bir sahne oluþturarak, söz esaslý bir iktidar inþa eder?"

Onun için dedik, otuna deðil köküne bakýn diye.

Býraktýðý izler ortadayken, üstelik mankurtlar isimlerini Abraham'a, Adam'a, Josef'e deðiþtirdiklerini bilseler bile, bazý iyi niyetli olduðunu bildiðim kiþilerin dahi bu gri alana mahkûm bir þekilde "acaba" demelerine hep þaþýrmýþýmdýr bu yüzden.

Cehennemin yollarý iyi niyet taþlarýyla döþeli maalesef.

Akýlla, hukukla, izanla hiçbir zaman örtüþmeyen bu anlayýþ üzerine konuþlanan FETÖ'cüler son zamanlarda özellikle sosyal medya aracýlýðýyla faaliyetlerine hýz verdiler.

Dün Cumhurbaþkaný Erdoðan partisinin grup toplantýsýnda "Bitleri kanlanan FETÖ'nün tetikçi kalemleriyle nereye varýlmak istendiðini çok iyi biliyoruz. Bu saldýrýlara geçit vermeyiz." diyerek bunun altýný çizdi.

Cumhurbaþkaný bu ifadeleri Cumhur Ýttifaký baðlamýnda kullandý.

Bu süreçte savrulan bazý milliyetçi ve muhafazakarlar, üstelik jeopolitik risklerin arttýðý bir zamanda, FETÖ'cülerin oluþturduðu gri alanda kulaklarýna fýsýldanan iðvadan kurtulup, hakikati anlayabilecekler mi?

Ama þunu da belirteyim...

Türkiye yumuþak karýn oluþturmamalý.

Kendi hukukunu kendi iþletmeli, adaleti tesis ederek gri istismar alanlarýný ortadan kaldýrmalý.

Bu noktada ne FETÖ'cülere ne de sol liberallere fýrsat vermemeli.

Ýstismarcýlarýn kökü ancak böyle kurutulur.