Ýki haftadýr PKK terör örgütünün ortaya attýðý, PKK sempatizanlarýnýn çoðaltýp yaydýðý ve haliyle yeni boyutlar kazandýrdýðý iftirayý konuþuyoruz.
Cumhurbaþkaný Erdoðan ve Savunma Bakaný Hulusi Akar baþta olmak üzere tüm yetkililer, hak-hukuk bilenler, parti ayrýmý olmaksýzýn hakikate baðlý siyasetçiler peþ peþe açýklama yaptý, yapýyor.
Türk Silahlý Kuvvetleri, terör örgütlerine karþý yürüttüðü haklý mücadelede býrakýn hukuk dýþýna çýkmayý, gayri meþru yollara baþvurmayý bilakis sivil vatandaþla teröristi ayýrt etmek, teröriste teslim olmak, piþman olma hakký tanýmak, piþman olmayýp askere polise silah doðrultan teröristlere bile merhametle davranmak gibi güzel hasletlere sahip.
Ne mutlu bize ki dünyanýn en þeffaf, en temiz ordusuna sahibiz.
Böyle olduðu halde PKK'nýn aslý astarý olmayan, Türkiye'nin pozitif gündemini boðmayý amaçlayan iftirasý gündemdeki yerini koruyor.
Bunun birkaç nedeninden biri, terör örgütünün ve PKK ile ayný düþman odaklara hizmet eden çevrelerin/kiþilerin ve medyanýn ne yapýp edip bu iftirayý uluslararasý kamuoyunun dikkatine sokmak istemesi. Aldýklarý talimat bu çünkü.
Erdoðan'ý Lahey'deki ceza mahkemesinde yargýlatmak, Türkiye'yi uluslararasý kamuoyunun önünde sýkýþtýrmak, teröre karþý verdiði tertemiz mücadelesini lekelemek.
Bir diðeri seçimlere yedi ay gibi bir süre kalmýþken seçmenin gönlünü bulandýrmak. Bilhassa evladýný PKK'ya kaptýran Kürt seçmenin terör örgütüne kafa tutmasýný gevþetmek. Verilen hizmetin, yapýlan muamelenin eþit vatandaþlýk temelinde ve adaletle þefkatle yürüdüðünü, dolayýsýyla AK Parti'ye meyletmesini engellemek.
Bunlardan hiçbiri olmasa bile Ankara'yý oyalamak, meþgul etmek, kendini açýklamak zorunda býrakmak...
Bunlarýn safha safha yaþandýðýný kim inkar edebilir?
Ama bana kalýrsa PKK iftirasýnýn pozitif gündemimizi boðmasýnýn asýl nedeni bizim buna izin vermemiz. Ýftiranýn önünü alalým derken iftiraya ehemmiyet verip açýklama yapmamýz.
Hal bu ki PKK'nýn iftirasýný duymazdan görmezden gelebilirdik.
Böylece en hafif tabirle PKK sempatizaný olduðu artýk þüphe götürmeyen TTB Baþkaný Þebnem Fincancý Korur, CHP vekilleri Sezgin Tanrýkulu ve Özgür Özel yahut Deva Partisi Baþkaný Ali Babacan ve benzerlerinin etkisini sýfýra indirgeyebilirdik.
Dikkat ettiyseniz HDP sözcülerini, HDP milletvekillerini saymadým bile.
Bir HDP'liye "PKK sempatizaný" demek o kiþinin PKK ile iliþkisini hafife almak olacaðýndan hakaret bile sayýlýr.
Üstelik ilk kez baþýmýza gelmiyor bu.
PKK en az beþ kez daha attý bu iftirayý yakýn dönemde.
Güvenlik güçleri PKK'ya kýrsalda, þehirlerde, inlerinde yani Türkiye'de ama ayný zamanda Irak'ýn ve Suriye'nin kuzeyinde, kaçtýklarý Avrupa'da nefes aldýrtmýyor çünkü.
PKK için yolu sonu görünüyor. En azýndan Süleyman Soylu'nun dediði gibi "sarý rengi" görünüyor.
Bu defa da ayný amaçla attýlar iftirayý.
Ayný mekanizmayý çalýþtýrdýlar.
PKK terör örgütü tam da Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Diyarbakýr'ý ziyaret edeceði, 140 ayrý hizmetin açýlýþýný yapýp PKK'nýn darbe yönetiminin katkýlarýyla en fazla beslendiði yer olan Diyarbakýr Cezaevini kapatacaðý hafta attý ortaya.
Hatýrlayýn.
Bartýn'daki o elim maden kazasý olmasaydý 15 Ekim Cumartesi günü Diyarbakýr'da olacaktý Cumhurbaþkaný. Düzenlenen üç ayrý buluþmada Diyarbakýrlýlarla buluþacak, "tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet" olduðumuzu hatýrlatacak, çok deðerli hizmetleri açacak ve Kürtlerin hafýzasýnda derin acýlara tekabül eden cezaevini kapatacaktý.
Tüm Türkiye ve yuvarlak masanýn oylarýna göz diktiði yüzde 10 taban bunu konuþacaktý. Darbeci, vesayetçi, ýrkçý, geçmiþi kirli siyasi yapýlar ve siyasi kiþiler tek tek anýlacak, ABD'nin "bizim çocuklar baþardý" diye duyurduðu 1980 darbesi hatýrlanacak, AK Parti iktidarlarýnda Erdoðan'ýn yaptýðý büyük hizmetlere Diyarbakýr Cezaevini müzeye çevirmeyi de eklediði konuþulacaktý.
Bütün bunlar, bu pozitif gündemler konuþulamasýn bilakis dünyanýn en temiz ordusu olan "Türk Silahlý Kuvvetleri" ile "kimyasal silah" tamlamasýnýn ayný cümlede yan yana kullanýlmasý ve haftalarca bu þekilde tekrarlanmasý için malum iftira atýldý ortaya.
Hakikaten de 14 Ekim'den bu yana bir þekilde bunu konuþuyoruz.
PKK kendi yayýn organlarýnda ilk kez 14 Ekim günü ileri sürdü bu yalaný. Üstelik anlýk günlük bir durum üzerinden haberleþtirmedi iftirasýný.
TSK'nýn iki aydýr etkisiz hale getirdiði 17 ayrý teröristi kimyasal silahlarla öldürdüðünü yalanýný ileri sürdü.
PKK'ya bakarsan "düþmaný" yasaklý bir silah kullanýyor ve terör örgütü bunu dünyaya ilan etmek için 60 gün bekliyor!
Ama o hafta iftiranýn istenen oranda alýcýsý olmuyor.
Çünkü Erdoðan Bartýn'daki elim kaza nedeniyle Diyarbakýr ziyaretini iptal ediyor ve Bartýn'a acýlý vatandaþlarýnýn yanýna koþuyor.
Bir hafta sonra 23 Ekim Pazar günü yapýldý Diyarbakýr ziyareti. Cumhurbaþkaný coþkuyla karþýlandý, açýlýþlar ve kapanýþ yapýldý, "serok Erdoðan" sloganlarý atan Kürt gençleriyle buluþuldu.
Pýrýl pýrýl bir gündem yani!
Ama PKK yeniden denedi!
Kaybolup gitmesin diye TTB Baþkaný Þebnem Korur Fincancý, CHP vekili Sezgin Tanrýkulu gibi "zayýf ve kullanýþlý" isimler üzerinden iftirasýný gündemleþtirmeyi "baþardý".
Hakikaten cumartesi, pazar, pazartesi, salý ve devam eden günlerde Diyarbakýr'ýn pozitif gündemi konuþulmadý televizyonlarda. PKK'nýn karanlýk iftirasý konuþuldu.
Bakýn ben de PKK tuzaðýna dikkat çekmek isterken mecburen bunu yazdým...