Siyaset deðiþen dinamikler üzerine kuruludur. Ýhtiyaçlar, sorunlar, talepler, þartlar deðiþir; siyaset de bu deðiþime ayak uydurmaya çalýþýr.
Hayat hýzlý bir þekilde devam ederken siyasetin deðiþim kanallarýný kapatmasý demek tükeniþ kapýsýný açmasý demektir.
Siyasette muhalefet olmak deðiþimin peþinde koþmak anlamýna gelir. Eðer muhalefet, deðiþimi deðil statükoyu kuþanýrsa orada iktidara talip olan deðil muhalefet pozisyonunu korumaya çalýþan bir anlayýþ vardýr.
AK Parti AB’ye uyum paketleri, reform paketleri, Anayasa deðiþiklik paketleri gibi birçok deðiþim projesine imza attý. Yýllar süren bu reformlar AK Parti’nin iktidardayken deðiþim dinamiklerini önemsemesinden kaynaklanýyordu.
Statükoyla, vesayet odaklarýyla, yerleþik yapýyla, deðiþime direnen zihniyetlerle mücadele etmek, AK Parti’nin iktidar olmasýna raðmen protest, deðiþimci ve hatta devrimci bir karakter sergilemesini saðlamýþtý.
Bugün AK Parti ve Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan yine reformcu anlayýþla ülkeyi daha ileriye taþýmaya çalýþýyor.
Yargý reformlarýnýn üzerine Ýnsan Haklarý Eylem Planý’nýn birçok alaný kapsayacak kapsamlý bir muhtevayla gündeme gelmesi bu reform zihniyetini ortaya koyuyor.
Bunun üzerine Erdoðan’ýn ‘yeni anayasa’ vurgusu yapmasý deðiþim iradesinin zirve noktasýdýr.
Sayýn Bahçeli’nin ifadesiyle ‘amaç ve hedef birliði’ içinde olan Cumhur Ýttifaký siyasetin reformcu ve deðiþimci kanadýný temsil etmektedir.
MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli’nin, Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan’ýn yeni anayasa önerisini destekleyen açýklamasý, Cumhur Ýttifaký’nýn reformcu karakterini bir kez daha ortaya koymuþtur.
12 Eylül Anayasasý yapýldýktan hemen sonra tartýþýlmaya baþlamýþ, büyük eleþtirilere konu olmuþ ve zaman içinde birçok deðiþikliðe uðrayarak bütünlüðünü kaybetmiþtir.
Yeni anayasa vurgusu Türk siyasetinin geleceði açýsýndan hayati derecede önemlidir.
Baþta CHP olmak üzere muhalefetin bu reform iradesine küçümseyerek yaklaþmasý statükocu bir görüntü oluþturuyor.
Kemal Kýlýçdaroðlu, Ýnsan Haklarý Eylem Planý gündeme gelince ’18 yýldýr iktidardasýnýz hala adaletten, hukuktan, reformdan bahsediyorsunuz’ gibi reform kavramýný hiç anlamayan bir tepki göstermiþti.
Oysa reform biten, sonu olan, akþamdan sabaha yapýlacak bir þey deðildir.
Yeni anayasa teklifine ise CHP canibinden gelen tepki ‘gündem saptýrma’, ‘tuzak’, ‘samimiyetsizlik’ gibi yine iþi yokuþa süren türdendi.
CHP Genel Baþkaný reformlarla ilgili toplumda bir beklenti oluþtuðunda ‘hükümet getirirse destekleriz’ gibi sözler sarfediyor, bir reform önerildiðinde ise deðiþimin önünü kesmek için kýrk dereden su getiriyor.
CHP’nin mevcut duruma yönelik eleþtirileri genelde daha ileri gitmeye yönelik deðil daha geriye gitmeye yönelik oluyor.
Cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemine karþý yaptýklarý tüm çalýþmalar eski Türkiye’nin kronik sorunlar üreten parlamenter sistem modeline geri dönmeye yönelik.
Her konuda eskiyi, eskinin sorunlu modellerini önermek ilerici olduðunu iddia eden bir partiye hiç yakýþmýyor!
CHP’nin ikinci yaklaþým tarzý, AK Parti’nin yaptýðý her þeyi geriye çevirmeye yönelik. AK Parti’nin ak dediklerine kara demek doðru bir siyaset tarzý olmadýðý gibi, ricat kültürüyle siyasete yaklaþmak da doðru bir politika deðildir.
Anlaþýlan muhalefetin önümüzdeki dönemde de deðiþimle sýnavý devam edecek.