Baþkan Erdoðan'ýn son BM zirvesindeki Kýrým vurgusu, haliyle Rusya'daki bazý odak noktalarýný harekete geçirdi.
Rusya Dýþiþleri Bakanlýðý sözcüsü Zaharova'nýn asabi beyanlarý ve buna özellikle vurgu yapan arkadaþý Simonyan'ýn yönettiði medya kurumlarýnýn, bunu kýþkýrtarak Rus kamuoyuna agresif çerçevede servis etmesi, haliyle önünüze "Putin-Erdoðan görüþmesi sonuçlarý etkilenir mi" sorusunu çýkarttý!
Dýþiþleri Bakanlýðýnýn tarzý ve diliyle, Kremlin sözcüsü Peskov'un anlatma tarzý birbirine zýt olduðu kadar, bize sonucun nasýl þekilleneceðine dair de ipucunu vermektedir.
Tabii karþýmýzda, bir merkezden idare olunan Putin etkisindeki Rusya vardýr, doðrudur. Lakin Türkiye'ye bakan, iki Rusya olduðunu da göz ardý etmemeliyiz. Peskov gibi iliþkileri normalde tutan, ileriye götüren bir akýl da var karþýmýzda. Ýlk fýrsatta iliþkileri bozma gayretinde olan bir Rusya da var karþýmýzda! Tarihsel derinliðe bakýldýðýnda, iliþkilerin seyrine dikkat edildiðinde, ortada karþýlýklý güvensizlik için bir çok nedeni de aþaðý yukarý çoðumuz biliyoruz. Ama Putin-Erdoðan iliþkileri, belki de ileride siyasi tarih literatürlerine, farklý bir ana baþlýk gibi girmiþ olacaktýr.
Baþkan Erdoðan'ýn, özellikle Suriye konusunda ciddi endiþeleri söz konusudur. Haliyle anlaþamadýðýmýz çok sayýda konuklarýmýz söz konusudur!
Mesele ne Rusya'cý Bakanlarýn hayal ettiði çerçevede her þeyi Rusya'ya göre dizayn etme planlamasý içinde okumalýyýz, ne de Amerikan'cý bakýþ açýsý ile sürekli Rusya'dan düþman oluþturma gayreti içinde bulunmalýyýz. Baþkan Erdoðan'ýn herkesten farký zaten budur.
Türkiye olarak olaya bakabilmek ve sadece Türkiye'nin açýsýndan deðerlendirme yapabilmek!
Rusya içindeki Müslüman Türklerden çoðu zaman bahsetmiþimdir. Lakin þunu da unutmamak lazým, onlarýn içinden de Türkiye aleyhinde, hatta Türkiye içerisinde kanlý operasyonlara taraf olanlar da az olmadý. Dolayýsý ile "Rusya'daki Müslümanlar" derken, Rusya'nýn etkisindeki ekiplerden de bahsedildiðini unutmamak lazým. Bazen çok romantik duygularla tanýmlama yapmýþýzdýr. Oysa çoðu zaman bu romantizmin acý sonuçlarýný da yaþamýþlýðýmýz vardýr. Hülasa biz Putin Rusya'sý ile þimdilik mümkün olan çerçevede anlaþabiliriz. Çünkü "Erdoðan faktörü" kýymetli faktördür.
Lakin bunu yaparken de, bunu karþý tarafa "geçici bir süreç olarak anladýðýmýzý" da yansýtmamamýz lazým. Yani iliþkileri kalýcý, istikrarlý, uzun vadeli ve sistemli iliþkiler haline getirmemiz þarttýr. Aksi takdirde ilerde ciddi sorunlar kapýmýza dayanabilir. Burada Türkiye-Amerika iliþkileri gibi sistemli iliþkiler moduna geçilmesi, þimdilik zor gözükse de uzun vadede yapýlabilecek durumdur. Þimdilik iliþkileri iki liderin etkisi götürüyor. Oysa bunun kalýcý hale ve sistemli formata girmesi önemlidir. Rusya içindeki çoðu odaklar olaya böyle bakýyor. Türkiye'nin, Rusya'ya bakýþ açýsýnýn geçici çerçevede olduðunu empoze ediyor. Bu da kalýcý ve uzun vadeli iliþki aðýnýn oluþumunu engelliyor.
Bunca çeliþen çýkarlar varken "nasýl istikrarlý ve kalýcý süreç takip edilir" diye de sormuyor deðilim. Ama burada gözden kaçýrmamamýz gereken konu þudur. Türkiye ile Rusya'nýn kesiþen yollarý, daha fazla ve daha geniþ coðrafyayý kapsýyor. Yani ya yol bulunacak ya da yol inþa edilecektir...