Taliban, Çin ve Rusya hattı

Taliban; Rusya ve Çin üzerinden beyanlarını takip ederken sempatik beyanların art arda gelmesi dikkat çekiciydi.

Tabii bazıları "Taliban ABD'nin yeni senaryosudur." yorumlarını yapmaktadır. Lakin Çin ve Rusya hattına bakıldığında yeni ilişkiler ağının oluştuğunu görebiliyoruz. Çin ekonomik olarak destek sözü veriyor. İpekyolu, Çin'in olmazsa olmazlarındandır. Afganistan'a bu yolun esas ana merkezlerinden biri olarak bakması ise yeni ilişkiler formatının belirlenmesini de sağlatmaktadır. Rusya için ABD'nin yakın çevresinden biri olan Afganistan'dan çekilmesi güzel bir gelişmedir.

Rusya, yıllardır uyuşturucu trafiğinden rahatsız. Rusya toplumu ciddi uyuşturucu sorunları ile karşı karşıyadır. Orta Asya'daki durum da bundan farklı değildir. Afganistan üzerinden bu tablo önü kesilemeyen bir tablodur. Şimdi Taliban Rusya'ya söz veriyor, "Bu kanalları yapan ve yaptıranların önünü kesecektik." diyor.

Rusya uzun yıllardır bu yolların batıya yönelmesini sağlamaya çalıştı. Çoğu zaman da gayretleri sonuç veriyordu.

Şimdi Orta Asya üzerinde mevcut olan etkisi, Afganistan'da siyaseten etkili hale gelişiyle birlikte daha da farklı bir boyuta taşınacağı açıktır.

Afganistan'daki istikrar için Rusya ve Çin özellikle istekli çünkü birisi ekonomik olarak geleceğini düşünerek refah ve ekonomik istikrarı sağlamak isterken diğeri ise yanı başındaki özellikle terör kanallarının kapanmasını arzu ediyor. Lakin kendi inisiyatiflerinin de artması, gereken siyasi süreci pekiştirmek için esas gayeleridir. Kuşkusuz Afganistan'da yaşanan son havalimanı patlaması, bu sürecin o kadar da kolay olmayacağını ve halen saha kavgasının ve büyük hesaplaşmanın bitmediğini işaret ediyor. Tabii bölgesel açıdan önemli lakin hesaplamaların bitmemesi istikrarın sağlanmasının kolay olmayacağını da bize gösteriyor. Alana hakimiyet sağlamak ve masada olmak ancak askeri ve ekonomik güçle mümkün. Hiç kuşkusuz bu coğrafyada iki temel sorunlarını çözebilenler, yakın ve orta vadenin aktörleri olacaktır. Sahada olmak, fiili varlık göstermek ve yeni siyasi aktörler ile anlaşabilmek giderek daha da önem arz edecektir.