Salıncak ipiyle idam edin

Ahhh .. İnsanın saçlarından önce kalbi ağarır mı? Öyle olaylar. Dişlerinizi öyle sıkıp şakaklarınızdan kan şelalesi çıkartacak kadar öfkelisiniz biliyorum. Yumruklarınız duvar çerçevesi olur hissediyorum. Hepimiz çocuktuk hani, peki içimizdeki bu çocuk mezarlar kimin ?

Hepimiz çocuktuk , salıncak sırası bekleyen, akşam ezanlarıydı tel duvarlarımız, anne sesiydi o serin sokakların alarmı, bakkala gönderilen sipariş sepetleriydik üşenmezdik çünkü ayrıldığımız yere döneceğimizden emindik .

Resim defterlerimizdeydi taze çimen, elmasız ağaç çizmezdik, kuşsuz göğümüz olmadı bizim, atladığımız ip havada, oynadığımız top damlarda. Resim defterlerimiz büyük kalemlerimiz denize açılmış biz insafı kalemtıraştan öğrenmemiş miydik? Öyle ki acısın da kalemlerimiz küçülmesin diye avuçlarımızda beklerdik.

Silgimiz hatalarımızdan küçüktü evet, akşam kızartılmış hamur kokusu anne parfümü değil miydi?

Çocukluğu yaşamadık demedik kimse çocukluk bizi yaşadı şükredelim diyeceğim bir acı..

İki kardeş. Biri 7 diğeri 10 yaşında. Çocuk ne yaşarsa onun resmidir. Öyle şeyler yaşamışlar ki acının üzerini çizerken kardeşliğe sığınmışlıklarını çizmişler. Sadece ağzı burnu saçı var diye bir şey var ortada . Bir ifrazat pıhtısı. Anne dersem annelerin ahını alırım demem! Bıyığı filan var diye böğürtülü bir kursak tükürük torbasına adam diyemem baba diyemem ! Allah kahretsin işte diyemem !

Televizyonda sevdikleri çizgi film çıkınca abi kardeş yer kapma kavgası yaşayacak çocukları zulmün istismarın hamalı yapmışsınız Allah belanızı versin be!

Oyuncak satın alacak çocukları, bağırsağı dışarıda gezen leş cellatların oyuncağı yapmışsınız !

Çiçek toplayacak ellere taş bağlamışsınız! Kahkaha atacak çocuklara çığlık attıracak acılar yaşatmışsınız !

Elbisesinde kiraz lekesinden başka leke olmasın diye dua ettiklerimize çamurunuzu sıvamışsınız!

O çocuklara yaşatmadığınız güzel günlerin içinde böğürerek ölecek sırtlanlar gibi yavaş yavaş gidin! Onlara çok gördüğünüz göğe son kez bakarak salıncak ipleriyle idam edilmedikçe o çocuklar ne asmada üzüm çizecekler ne yerde çimen!

Siz , sallanmamış çocukların tek bir ah ile sallandırdığı leşler olarak gidin.

Adalet Bakanımız Sayın Abdulhamit Gül ve devletin bütün yetkilileri dün babalık makamından yazdılar! Onlar o evlatlara baba gibi sarıldılar ..

Sayın Gül;

"Çocuklarımızın cinsel istismarına hiç kimse, hiçbir şekilde müsamaha göstermez; gösteremez. Yargı süreci devam ediyor. Süreci yakından ve dikkatle takip ediyor, sürecin hassasiyetine uygun her türlü tedbiri alıyoruz. HSK da konu hakkında inceleme başlattı" diyerek bir baba gibi takip edeceğini duyurdu. Belli ki çektikleri o izbe selfieler leşliklerinin hatırası olarak kalmayacak Allah razı olsun !

Sizin gibi giyimli leşlerin acımasızlığıyla kim nasıl savaşsın ! Kim bu kadarını tahmin edebilir kim ?