Putin'in geleneksel basýn toplantýsýný baþýndan sonuna kadar dinledim.
Tabii ki ana baþlýk, Ukrayna!
Çünkü burada, ABD-Rusya arasýndaki gerilimin nasýl sonuçlanacaðýna yönelik izlenim vardýr.
ABD tarafýna bakarsanýz konuyu detaylara indirmeden, NATO ve Ukrayna üzerinden okumamýza hep yönlendirme yaptý. Meselenin Ukrayna olmadýðýný anlatan detaylý tarz ise, Rusya tarafýnda!
ABD, Moskova'ya masaya ortaklarý ve müttefikleri ile oturacaðýný beyan ediyor. Peki, bu ne anlama geliyor. Rusya ile Polonya, Ukrayna ve Baltýk ülkeleri üzerinden konuþmak istiyor.
Rusya tabii ki buna razý deðil!
ABD, savaþý tetikliyor. Çünkü kendisi deðil, "ortaðým" dediklerini savaþtýrmak istediði açýktýr. Nasýl da Ýkinci Dünya Savaþý'ndaki yöntemlere benziyor!
Putin, "eðer kýrmýzý çizgiler zorlanýrsa, gerekeni yapacaðýz" diyor. Moskova NATO'dan kendi güvenliði için garanti istiyor. Kimse bu beyana yanaþmýyor. Bu durumda Putin, "kendimizi korumak için her yolu kullanacaðýz. Yani savaþ isterseniz, savaþ olur" diyor.
Peki, Rusya haklý mý?
"2014'de Ukrayna'da siyasi darbe oluþmasa idi, bizim Kýrým'a girmek gibi niyetimiz yok idi" diyor Putin. Demek ki, Rusya'nýn keskin adýmlarýný arzu eden daha çok ABD'dir. Savaþ retoriðini de þu an en fazla kullanan ABD'dir.
Neden acaba? ABD; Ukrayna-Polonya-Baltýk hattýna neden askeri olarak konuþlanmak istiyor?
Rusya, bu sorunun cevabýnýn farkýnda. Anlaþmalara güvenmiyor. Hitler, Stalin ile zamanýnda anlaþmýþtý. Ama Sovyetlere ansýzýn savaþ açýldý. Evet, yine de masada askeri seçenek söz konusudur.
Bakalým Rusya tarihsel bilinçle mi, yoksa daha sakin tavýrlarla mý süreci kendi lehine dönüþtürecek? Bunu zaman gösterecek! Þimdilik net olan þey þudur. ABD kendi küresel aktörlük kabiliyetini kaybediyor. Acaba yeniden yükseliþini, baþlangýca dönüþte mi görüyor?
Zira kendisinin küresel aktör oluþunda, Ýkinci Dünya Savaþý ve sonuçlarý etken oldu.