Seçimin en zayıf halkası hayat pahalılığı…

Muhalefet, hayat pahalılığından şikâyet ve sızlanmaları, Haziran 2023 seçimlerinin en belirleyici unsuru yapma stratejisi güdüyor.

Bu stratejiyi sonuçsuz bırakmak, Cumhur İttifakı için çok mühim ve acildir.

İnanınız, toplumun büyük kesimini; ne 6'lı ittifakın yuvarlak masasında olup bitenler, ne de muhalefetin ortak adayının kim olduğu ilgilendiriyor.

Şu andaki kanaatim, seçimin en zayıf halkası hayat pahalılığıdır.

Kur ve enflasyon üzerinden bir ekonomik saldırı olduğunu, hayat pahalılığının birinci mesele yapılarak Türkiye'nin önünün kesilmesi için yeni bir safhaya geçildiğini bizler biliyoruz.

Allah'ın izni ile Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde bu badirenin de atlatılacağına inanıyoruz.

Ancak geçim sıkıntısı çeken insanlar, bunalmış durumdalar. Kalben bu pahalılığın, bir saldırı olduğuna inansalar da, muhalefetin buradan siyasî bir rant peşinde koştuğunu görseler de, bunu fark etseler de yaşadıkları ıstırabın, sıkıntıların bir an önce sona ermesini bekliyorlar, istiyorlar.

Bekledikleri iki acil şey var.

1. Hükümetin KDV indirimlerine rağmen, fiyat etiketleri ile oynayanlara, stokçuluk yapanlara, devlete meydan okuyarak pervasızlıkla yangına körük sallayanlara, hızlı ve kararlı bir şekilde dur denilmelidir.

Gözünü para hırsı bürümüş fırsatçılar, sadece kendi menfaatini düşünenler, ülkesine ve milletine nankörlük edenler cezasız kaldıkça halk, iki defa kahrolmaktadır.

Bu insafsız, merhametsiz, ahlâksızlar kimlerse, bunların gözünün yaşına bakılmamalıdır. Bunların, savaşta düşman safına geçenlerden farkı yoktur.

Erdoğansız Türkiye için etki ajanlarının, fonlanan medyanın, Biden projesinin elemanlarının devrede olduğunu yıllardır yazıyoruz. Ama bu topyekûn saldırıda, hayat pahalılığı cephesi açıldığından beri kimlerin devreye sokulduğunu şaşırarak izliyoruz... FETÖ gibi 40 yılın hazırlığı mı bunlar?

Milletin diline düşen, muhalefet ile algı operasyonlarında işbirliğine giden bunların, aralarında nasıl anlaşıp fiyatları artırarak haksız kazanç peşinde koştuklarını devlet biliyor. Takibe alındıklarını bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan söyledi.

İşte bu konunun aciliyeti var. Yargı hızlı hareket etmelidir. Milletin geleceğine kastedenler teşhir edilmelidir. Milletin yüreğine su serpilmelidir.

2. Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün kabine toplantısında da konunun önemine bir daha vurgu yaptı. "İnsanlarımızın fahiş fiyat artışları ve yüksek enflasyon sebebiyle gerileyen alım güçlerini, eskisinin de üzerine çıkartmak" için çalıştıklarını söyledi. Hayat pahalılığı altında ezilenlerin acil beklentisi budur.

Muhalefet; siyasetçisi, medyası ile hayat pahalılığının artık önlenemeyeceğini, felâket tellâllığı yaparak her gün insafsızca pompalıyor.

Çözüme dair umutsuzluk, yaygınlaştırılmaya çalışılıyor.

Bizler de "Belirsizliğin yol açtığı tereddütler ortadan kalktıkça hem içeride hem dışarıda ürün arzının yeniden dengeye oturacağını, tedarik kanallarının işlemeye başlayacağını, fiyatlardaki balonun söneceğini ümit ediyoruz."

Bütün mesele, tedbirlerin hızlı alınması... Halkı panikletmeye çalışanların oyunlarının bozulması... Piyasaların bir an önce sakinleştirilmesi...

Geçim sıkıntısının önlenmesinin ve hayat pahalılığının durdurulmasının, kabinenin en öncelikli konusu haline getirilmesi, bugün en hayatî meseledir.