2023 seçimlerine, seçimler 14 Mayýs'ta yapýlýrsa 6 ay, 18 Haziran'da yapýlýrsa 7 ay gibi bir süre kaldý ve seçim sathý mailine çoktan girildi.
Daha doðrusu Cumhur Ýttifaký partileri için bu böyle. AK Parti, MHP ve BBP gösterecekleri ortak aday konusunda da Türkiye'nin temel meselelerinin hangi yöntemle ve öncelikle çözüleceði konusunda da uyumlu bir süreci serinkanlý þekilde yürütüyorlar. Parti yöneticileri arasýnda 6'lý masa ortaklarýndaki gibi medya üzerinden atýþmalar, imalar, küçük düþürücü ifadeler kullanýlmýyor.
Devletin ve milletin izzeti, güvenliði ve refahý konusunda partiler arasýndaki iþ birliði uhuletle ve suhuletle yürütülüyor.
Muhalefet partilerininse diþlerini sýkarak verdikleri birliktelik pozu kendilerini ikna etmediði gibi muhalefeti destekleyen medya çevrelerince de inandýrýcý bulunmuyor. Sözcü'den Karar'a, Halk Tv'den Medyascope'a muhalefete yakýn medyada yapýlan yorumlar ya benzer bir yapaylýkla ya hayal kýrýklýðýnýn yarattýðý tatsýzlýkla malul.
**
Pazar günü AK Parti Ýstanbul Teþkilatýnýn NEF Stadyumunda düzenlediði büyük buluþma vardý. Ankara'da ilan edilen "Türkiye Yüzyýlý" vizyon programýna olduðu gibi Ýstanbul'daki "Birlik-Ýrade-Zafer" buluþmasýna da muhalefet medyasýndan gazeteciler, yazarlar da davet edilmiþti ama katýlým hayli az oldu. Buluþmayý basýn protokol locasýndan deðil vatandaþýn arasýndan takip ettiðim için karþýlaþamasam da toplantýya katýlan ya da uzaktan takip eden muhalif kalemlerin yazýlarýný mümkün olduðunca okudum.
Ardýndan ayný yazarlarýn altýlý masanýn anayasa taslak programýna iliþkin yorumlarýný da okudum.
Aradaki fark, farký fark etmenin verdiði kýrýklýktan ibaretti. Bunu reddedip yapay muhalefeti sürdürenler oldu, söyleyebildikleri kadarýyla söyleyenler oldu.
Onlar da biliyor ki 52 bin kiþilik stadyum o soðuk havaya, insanýn elini yüzünü yakan ayaza raðmen tamamen doluydu. AK Parti çatýsý altýnda ülkelerinin ve evlatlarýnýn geleceði için gönüllü çalýþan partililer arasýnda ekip ruhu güzel teþekkül etmiþti. Kimse yerini terk etmedi. Oturanlara ayakta kalanlar yer verdi. Gelmeyenler de gördü ki kalabalýk soðuða raðmen coþkulu ve inançlýydý.
"Öyle bir kazanacaðýz ki kimse kaybetmeyecek" andý/vaadi de "tamam inþallah" parolasý da tesadüf deðil o yüzden.
Zaten muhalefet medyasý da hem kurumsal hem bireysel manada AK Parti'nin sahadaki varlýðýný, yarattýðý heyecaný gördüler. Lakin az sayýdaki gazeteci þahitliðini doðru aktarýrken kahir ekseriyeti bu bilgiyi gizlemeye, indirgemeye yahut lekelemeye çalýþýyor.
**
Stadý dolduran vatandaþlarýn yaþanan ekonomik sýkýntýlarýn yine Erdoðan-AK Parti sayesinde atlatýlacaðýna olan inancýný alaya alan oldu mesela. Daðdaki çoban analojisi üzerinden halký aþaðýlayan bakýþ ne yazýk ki hala yerleþik muhalefet medyasýnda. Kýlýçdaroðlu'nun "AK Parti'ye oy veren öðretmene öðretmen, çiftçiye çiftçi demem ben" çýkýþýndan farksýz bir bakýþ sinmiþ muhalif kalemlere.
AK Parti seçmenini akletmeyen, iradesini Erdoðan'a ipotek etmiþ insanlar gibi tasvir etmenin ahlaken ayýp, siyaseten yanlýþ olduðunu idrak edemeyecek kadar anti demokratik, gayri ahlaki bir anlayýþ oysa.
Mesela eleþtirecek bir þey bulamayýnca AK Parti'nin Türkiye'ye Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn þahsýndan baþka bir þey sunmadýðýný ileri sürmüþ CHP'ye yakýn bir kalem.
Güçlü liderliðin, vatandaþla kurulan duygudaþlýðýn, uzun bir yolda süren zorlu yoldaþlýðýn kazandýrdýðý sevgiyi, saygýyý ve güveni teþhis edememek muhalif olmakla açýklanabilecek bir eksiklik deðil oysa. Ama siyaseti yanlýþ takip etmenin göstergesidir bu:
Erdoðan'ýn Ýstanbul'da seçim startý verdiði söylendi mesela. Dayanak olarak da Cumhurbaþkanýnýn istisnasýz her toplantýda yol arkadaþlarýna verdiði talimatý gösterdiler. "Vatandaþýn ayaðýna gidin, derdini dinleyin, her evin kapýsýný çalýp gönlüne girin" sözü ilk kez söylenmiþ gibi yapýldý. Hal bu ki hiç aralýksýz verilen, takip edilen bir talimat bu. O yüzden sahayla baðý hiç kesilmedi AK Parti'nin.
Parti tabanýnýn hareketlenmesinde, Türkiye sahasýnýn tamamýnda, vatandaþ nezdinde her yerde oluþan pozitif deðiþimin "yaratýlan suni hava dalgasý" olduðunu iddia ediyor muhalefet medyasýnýn prenslerinden biri de. Hükümete yakýn medya yazýnca hava olumluya dönüyormuþ, öyle diyor. Ama CHP medyasý, Abdullah Gül medyasý, Akþener medyasý yazýnca ayný etkinin neden oluþmadýðýný söylemiyor.
Halbuki Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn ve kabinesinin Türkiye için verdiði büyük mücadeleyi herkes görüyor, anlatmaya gerek yok. BM Genel Sekreteri Guteres'ten Putin baþta olmak üzere dünya liderlerinin her birinin Erdoðan'dan sitayiþle bahsettiði bir evrede kamuoyu yoklamalarýnda ölçülen somut verileri yok saymak en baþta o kiþiyi sakatlýyor.
**
Bir baþka yanlýþ tespit ise Erdoðan ile AK Parti arasýndaki oy farkýný Cumhurbaþkanýnýn konumuna baðlamak. Hatta partiyi Erdoðan'a yaslanmakla suçlamak. Bu da çok yanlýþ ve yanýltýcý bir iddia. Zira þahidim ki AK Parti teþkilatý bütün birimleriyle, genel merkez ana kademe, kadýn kollarý, gençlik kollarý, milletvekilleri hiç durmadan çalýþýyor.
Erdoðan'ýn mesajýný, AK Parti'nin 20 yýlda yaptýklarýný ve yeni yüzyýlda yapacaklarýný ev ev, sokak sokak muhabbetle anlatýyor teþkilatlar. Vatandaþýn þikayetini, talebini, tepkisini, vatandaþ ne diyorsa onu dinliyor, not alýyor, politika yapým süreçlerinde deðerlendirmek üzere genel merkeze ulaþtýrýyor. Tabanla tavan arasýnda, halkla parti arasýnda insaný gerçekten hayrete düþüren bir sistem týkýr týkýr çalýþýyor.
Bu açýdan da CHP ile, Ýyi Parti ile, diðerleri ile AK Parti arasýndaki devasa bir fark var.
Akþener Ýngiltere'de formatlanan Abdullah Gül'ü örnek gösterirken, Kýlýçdaroðlu Almanya'dan, ABD'den danýþman ithal ederken AK Parti ise halkýna gidiyor, gençlerine danýþýyor, kendi insanýna güveniyor, politikasýný öyle üretiyor.
Anlaþýlan o ki Cumhuriyetin ikinci yüzyýlýnda seçmen yerli-milli siyaset ile ithal siyaset arasýnda bir seçim yapacak.