Şehitlik nimetinin bereketi

Hamas ile terör unsuru İsrail arasında varılan anlaşma gereği tutsak değiş tokuşu başladı.

Filistin halkı sokaklarda. Yıllarca İsrail zindanlarında tutsak olan evlatlarını bağırlarına basıyorlar.

İzzet onlara şeref onlara...

Onlar, imkânsızlığın ihanetinde geri adım atmadan işgalciyle mücadele ediyorlar.

Şehitlik nimetinin dünyadaki en büyük nimet olduğunu idrak etmiş insanlara kim ne yapabilir?

Bombalarla paramparça olmuş evladının kalan parçasını toprağa veren Filistinli anne baba gördükçe aklıma Esseyid Abdülhâkîm Arvasî Hazretleri'nin şu sözü geliyor: "Dinî işlerde bid'atlerin türemesi öyle bir fitnedir ki, zararı bütün mahlûkları sarar. Bunlardan biri de cihad ve gazada gevşeklik ve tembelliktir. Burada bir nükte vardır ki, münafıklığın alâmeti olmaya kadar gider. O da şehitlik nimetinden kaçınmak... Şehitlik, İslâm'ın kuvvet bulması yolunda can vermektir. Her mümin fert, bu yüksek makamı kalb ve zevk yoluyla benimsemeye, istemeye memurdur. Bu sır icabı olarak Resûl ve Nebîlerin birçoğu, sahâbilerin ekserisi ve Peygamber evlâdının hepsi şehadeti arzulamış ve o yolda ruhlarını teslim etmişlerdir."

Bugün (27 Kasım 1943) perde arkasına geçişinin sene-i devriyesi olan Arvasî Hazretleri'nin şehitlikten nimet olarak bahsetmesi günümüz Müslümanlarına garip gelecektir. Nimet gelince akıllara gelenler mâlûmunuz; ev, para, iş...

Arvasî Hazretleri, İslâm'ın kuvvet bulması yolunda can vermeyi istemeye memur olduğumuzu söylüyor. Yani arzumuza bırakılmış bir husus değil. Her Müslüman Allah yolunda şehit olmayı istemekle vazifeli. Bu istemeyi icrada da göstermeli.

İdraklerimiz iğdiş edildi ve şehidlik, gazilik, gaza gibi mefhumlardan kaçar olduk. Oysaki Abdülhâkîm Arvasî Hazretleri'nin de buyurduğu üzere, bu nimetlerden kaçmak bizleri münafıklığın kucağına düşürür. Öyle ya, hem iman ettiğimizi söyleyeceğiz hem de iman ettiğimiz değerler için canımızı malımızı vermekten kaçınacağız. Bu nasıl inanmaktır? Adama "Yalancı" derler, "Sahtekâr" derler; Istılâhta da "Münafık" derler!

Afganistan'da Taliban nezdinde, Filistin'de de Hamas nezdinden şehitlik nimetinden kaçmayanlara Allah'ın nasıl yardım ettiğini gördük, görmeye devam ediyoruz.

Abdülhâkîm Arvasî Hazretleri, "Düşman korkusu çekenlerin işleri başka türlü olur... Düşmandan korkma Allah'tan kork ki, seni her şeyden korusun!" buyurmuş.

Ve Arvasî Hazretleri "Hiçbir amelime güvenmiyorum, lâkin Allah-u Teâlâ'nın düşmanlarına düşmanlığım var!" diyerek şehitlik nimetinin elde etmenin Allah düşmanlarına düşman etmekle başladığını ihtar ediyor.

Allah düşmanlarından korkan, onların zararından emin olmak için onlara yaltaklık yapanların hali ise hüsran ve zelil olmaktır. Çevremize baktığımızda bu tiplerden çok görürüz!..