Siyasi eleştiriye eyvallah ama küfür ve hakaret asla kabul edilemez!

Bilindiği gibi CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, terör örgütü propagandası yapmak, Türk milletini, TC devletini, TBMM'yi TC hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılama." suçlarından dava açılmış ve hepsinden ceza almıştı.

Yargıtay bu cezaların bir kısmını onadı bir kısmını da bozdu.

Yargıtay kararının siyasi boyutu çok su kaldıracak hamur gibidir. Kimin lehine kimin aleyhine, kim kime gol attı, bunlar tartışılır. Yeterince de yazıldı konuşuldu zaten.

Ben farklı bir pencereden bakacağım.

HDP'YE DESTEK

Benim açımdan Yargıtay'ın Kaftancıoğlu hakkında 'Terör örgütü propagandası yapma' suçundan verilen ceza ile 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik' suçundan verilen cezayı bozma kararı isabetli olmamıştır.

Çünkü PKK'nın tek kadın kurucu üyesi olan Sakine Cansız örgüt faaliyetleri sebebiyle tutuklanmış, cezaevinden çıktıktan sonra tekrar PKK'ya katılmış, örgütün Avrupa sorumlularından biri olarak görev almış ve yapılan bir saldırıda etkisiz hale getirilmiştir.

Kaftancıoğlu, bu terörist etkisiz hale getirilince, "İnsanlık tarihi kadın ile başlar, insanlık kadına yapılanlarla kaybeder Sakine cansız ve insanlık yine kaybetti." paylaşımı yaparak teröriste/teröre açıkça sahip çıkmıştır.

Ayrıca MLKP'nini kurucu liderlerinden Hasan Ocak'ın 12 Mart 1995 tarihinde başlayan ve 22 sivilin ölümüne sebep olan Gazi mahallesi olaylarının sorumlusu olarak bilinir. Kaftancıoğlu, bunun hakkında da 'komutana bin selam.' paylaşımı yaparak açıkça terör örgütüne destek vermiştir.

İşte Yargıtay bu hususta verilen cezayı bozarak terör örgütü propagandasınınım önünü açmış ve kapatma davası süren HDP'ye adeta destek vermiştir.

HAKARETE MÜSAMAHA

Öte yandan Yargıtay Kaftancıoğlu'nun halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçundan aldığı cezayı da bozarak milletin değerlerine hakaretin önünü açmıştır.

Çünkü 'İnandığınız Allah topunuzun belasını versin.' , "demokrasi zaferi diyorlar, sokağa çıkanlar neden yaşasın demokrasi diye bağırmıyorlar öyleyse. Tekbir de neyin nesi bu durumda'", "tekbir getirerek boğaz keserek mi demokrasi mücadelesi verilir. İnandığınız Allah sizin de belanızı versin.", "Dinin nasıl afyon olarak kullanılabileceğinin canlı ve acı örneğini yaşadık dün gece", "Erdoğan'ın (...) nün kılı olmaya meraklı sadece bir kadın var zannediyorduk, ne çok meraklısı varmış arkadaş" ve "Gerçekten de RTE fahişeliği övse, hemen ardından ben moruspo çocuğuyum diye piyasaya çıkacak binlerce insan var." paylaşımları sebebiyle verilen cezayı Yargıtay bozmuş bu davada gazilerin ve şehit yakınlarının müdahil olmasını da yersiz bulduğuna hükmetmiştir.

Millet adına verilen bu karar çok tartışılır! Bozma gerekçeleri de ikna edici olmaktan çok uzaktır!

CHP BİLDİĞİNİZ GİBİ

Ama asıl önemli olan bu hususta CHP'nin tavrıdır. Çünkü CHP, Kaftancıoğlu'nun onanan cezalarına itiraz ederek gerçek yüzünü bir kez daha göstermiştir.

CHP bu milletin milli ve manevi değerlerine muhalif bir siyasi partidir. Tek parti dönemindeki icraatlarıyla milleti dininden örfünden kültüründen geleneğinden uzaklaştırmaya çalışmıştır. Millet de çok partili döneme geçince tepkisini koymuş ve bu partiyi muhalefete mahkûm etmiştir.

Milletten kopan bu parti son zamanlarda milletin değerlerine saygılı olduğunu göstermek için kimi adımlar atmıştır. Ankara İstanbul seçimlerinde gösterdikleri aday ve en son helalleşme hamlesi bunlardan biridir.

Ancak muhafazakar kesime şirin görünmeye yönelik atılan adımların yalnızca oy devşirme amaçlı bir siyasi takıyye olduğu bir kez daha çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Milletin değerleriyle kavgalı olduğunu gizlemeyen Kaftancıoğlu'nu İstanbul il başkanlığında tutmak başlı başına bu takıyyenin en önemli tezahürlerinden biridir.

Oysa muhafazakâr kesime şirin görünmenin en etkili yolu parti içinde önemli görevlerde bulunan Kaftancıoğlu benzeri isimleri yönetimden uzaklaştırmaktır.

Aslında cezası onanınca bunu fırsat bilip il başkanını değiştirerek muhafazakâr kesime şirin gözükebilirdi CHP yönetimi. Ama Kuran öğretimine ortaçağ zihniyeti diye karşı çıkan grup başkanvekilini koruduğu gibi bu hanımı da korumaya aldı.

CHP yönetiminin Kaftancıoğlu hakkında verilen kararlar karşısındaki tavrı ve tutumu CHP'nin eski CHP olduğunu siyasi görüşünden zerre taviz vermediğini göstermektedir.

Ayrıca CHP, cezaların onanmasına itiraz ederek yapılan hakaretleri savunmaktadır.

Kaftancıoğlu'nun cumhurbaşkanına yaptığı hakarete verilen cezayı Yargıtay onamıştır. Yargıtay'ın onadığı cezaya delil olan çok sayıda paylaşımdan biri 'O.... Ç..... Tayip' paylaşımıdır.

Bu rezil ifade kime yapılırsa yapılsın mutlaka cezalandırılmalıdır. Benzer hakaret Kılıçdaoğlu'na da yapılsa mutlaka ceza verilmelidir. Oysa CHP, tüm kadrolarıyla bu hakareti savunmak gibi bir garabete imza atmaktadır.

Şimdi soralım kim isminin başına O... Ç.. konularak anılmayı normal karşılar?

Maalesef CHP bunu savunuyor!

Ve tabii ki CHP savruluyor.

Millete gerçek yüzünü gösteriyor!

Yargıtay'ın bozma kararını doğru bulmuyorum ama onama kararıyla CHP'nin gerçek yüzünü ortaya çıkardığı gerçeğini de inkar etmek mümkün değil!

Devlete seri katil diyen, sözde ermeni soykırımını savunan birinin il başkanlığında tutulması cezası onanınca da ona sahip çıkılması millilik ve yerlilik değildir!

Tamam CHP malum da, muhafazakâr kimliğiyle bilinen kimi siyasi parti genel başkanlarının, siyasetçilerin ve kimi kanaat önderlerinin onama kararını eleştirmelerine ne demeli?!

Ceza konusu paylaşımların tamamını burada zikretmem mümkün değil ama Onlara soruyorum, isminizin başına O.. Ç.. konularak anılmayı nasıl savunursunuz? Siz de devletin seri katil olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ya da devletin soykırım yaptığını mı onaylıyorsunuz?

Yoksa ne?!