Trensesler soğan halkası gibi eğilince yalaka olmuyor mu?

Sade bir yüzün en minik takısı bütün kombini gösterir öyle değil mi? İşte o minik takı "Müstehzi gülüş" çünkü hudutsuzdur. Bir pazar sabahı bugün rahat bir şeyler düşüneyim dediğinizle çelişecek zekasızlık örnekleri arasında kaldık kabul. Düşünün ki erdem satanların o erdeme alıcıdan daha fazla ihtiyacı var, düşünün ki ahlakı satanların bir liralık pazarlığa dahi razı olamayacağı fakirlik diz boyu.

Düşünün ki siz onların yalanlarına inanmıyorsanız onlara göre hakikat troldür. Onların büküldüklerine eğilmiyorsanız acizsiniz. Onlar gibi yanaşmıyorsanız yersizsiniz, onlar gibi el pençe değilseniz yurtsuz.

Siz bu topraklarda hakikati haykırmanın bedelini peşin peşin ödersiniz. Ecdadın veresiye defteri yoktur. Borçlu olmamanıza rağmen onurunuzu bakkal defterine çevirmek için uğraşırlar. O inci gibi dişlerinin arasında sizi bir kırıntı olarak görmek için yırtınırlar lakin siz bir tek duruşunuzla o dişleri ağrıttığınızda bezelye yutmuş solucan gibi yere yakın kıvranırlar.

Bir fotoğraf karesi gördüm midemi daire daire tutmak zorunda kaldım. Bir kadın Gülnaz Şırınga'nın ekranlara zerk ettiği elyaf trenses. Hatırlarsanız Türkiye'den Çin'e gidecek ilk ihracat treninin Halkalı'da durduğunu iddia etmiş, kalaycı gibi istasyona koşmuş trenin Çin'e gittiğini öğrenince soğan halkası gibi kalmıştı. Bu yalanı için özür dilememiş, raydan çıkan yüzsüzlüğünü toplayıp teneke vagon stüdyosuna geri dönmüştü. O günden beri adı benim için trenses.

Ankara Belediye Başkanı sel sularını romantik bir akşam halayıyla şenlendirip oynarken karşısında soğan halkası gibi eğildiği için adı trenses. Sazlıklardan havalanan bir ördek gibi sessiz eğilişini gördünüz değil mi?

Bunlar kendilerini buruşturup başkanlarının önünde çer çöp taklidi yapınca yalaka olmuyor öyle değil mi? Bunlar el pençe olup kafalarını yayık ayranı gibi sallayıp köpürtünce yalaka olmuyor.

Bunlar çalı süpürgesi gibi yerlere serilip tozutunca yalaka olmuyor ama biz bu toprakların onuru için mücadele eden bir liderin yanında olduğumuz için yalaka oluyoruz.

Modern ıkıntılarını sanat olarak yutturup İstanbullunun parasını değişik hareketlere yatıranlar hizmet veriyor oluyor mesela öyle değil mi?

Bu mide kaldıran iki yüzlülüğünüzü çarpacağımız bir yüzünüz olmasa da rüzgar yapıp rahatsızlık vermeye devam edeceğiz...