Sovyetler Birliði çökünce, ne Türk devletleri; ne de Türkiye sürecin yönetilmesinde pek "baþarýlý" olamadý. Bunun çok nedenleri vardý. En önemli nedeni ise, o dönemlerde Türkiye'nin; bu tarihi sürece "hazýr" olmamasýydý...
Diðer taraftan ise geçmiþte görünürde Türkiye'yi temsil(!) eden "FETÖ" gerçeði söz konusuydu. Türkiye görünümlü Amerikan "aparatý" ile ise, CIA senaryolarýnýn çalýþýldýðýný daha sonra hep beraber "anlamýþ" olduk.
Bitti falan derken, halen "canlý" ve "diri" olduklarýný ise, coðrafya ile derin "temasý" olan herkes bilmektedir.
Özellikle Orta Asya, o kadar önemli ve hassas bir konumda ki; burada nasýl bir geleceðin inþa edileceði, hepimizi ilgilendirmektedir.
Çin, Rusya, Türkiye ve Hindistan gerçeði; ABD merkezli Batý ittifaký "gerçeði" kadar, anlamlýdýr.
Geçelim bu ülkelerin "sosyolojik" ve "siyasi" durumlarýna...
Türkiye'den genel bakýþ; özellikle iki parametre üzerinde birleþmiþ görünüyor:
Birisi; tarih, din, dil, edebiyat odaklý kültürel hat...
Diðeri ise; ekonomik...
Evet görünürde ikisi de ana temel. Eðer bu ülkelerin içindeki gerçeklere "parmak" basýlmazsa, sadece bu iki parametre ile verimli "sonuca" gidemeyiz.
Orta Doðu'da yöneticilerin "hatasý" ve "bakýþ açýsý" ile "Türkistan" "yönetilemez" ve "yönetilmemeli". Türkmenistan örneðinde olduðu gibi; yönetim ve kendi halkýna "baskýcý" bakýþ açýsý ile nasýl bir gelecek mümkün olabilir ki?
Türk devletleri yöneticileri; adalet, demokrasi, hukuk, refah ve ülke zenginliðinin, halka adil bir þekilde daðýlýmý için; ciddi "reformlara" gitmek zorundadýr. Kendi halkýnýn "refahýný" düþünmek ve insana yatýrým konusunda açýðýný kapatma zaruretini anlama hususunda geç kalmamalý.
Kendi halkýný mutlu edebilecek "yollar" ise, yöneticilerin iktidarýný "saðlam" yapar. Sonuçta ayný Batý zihniyeti, halkýn ayaklanmasýný teþvik eder, seninle arasýnda bað olmazsa; bu durumda yine kazanan küresel güç olur.
Türk devletlerinde bulunan tüm aktörleri dikkate alýrsak, doðru hamleler yapýlmazsa; durumun vahim olma ihtimali uzak bir ihtimal deðildir...
Türkiye bu coðrafyaya, hem de bu gözle bakmak zorundadýr.
Evet para, ekonomik çýkar önemli amma; eðer bu önemli olan aparat deðerler ile "pekiþtirilmezse", temeli sorunlu demektir.
Bu ülkelerde demokratik seçimler, kendi karakterine uygun milli ve manevi deðerler çerçevesinde devlet ve halk ittifaký oluþturmazsa, bu açýk alan düþmanca bekleyen her taraf için kullanýlýr.
Bu coðrafyada bu kadar zenginlik varken, sadece iktidarý yönetenlerin planlarý, gruplarý ve bir de küresel aktörlerin bu zenginlikleri paylaþmasý; vahim geleceðin habercisidir.
Türk devletleri arasýndaki dayanýþma, muazzam bir sonuç. Amma kalýcý olmasý, günlük "trende" göre deðil de, geleceðe göre þekillenebilmesi ise; açýklarýn kapanmasý ile mümkündür. O kadar önemli bir dönemdeyiz ki, FETO uzantýlarý kadar; Çin, Rusya, Ýran, Ýsrail ve Avrupa uzantýlarýný da ciddiye almak zorundayýz. Boþ laflar ile kendimizi övmek yerine, sorunlarýmýzý çözerek medeniyet inþasý konusunda baþarýlý olabiliriz. Üzerimizde ki dünyaca ünlü markalar, aldýðýmýz eðitimler bir þey ifade etmez . Yeni dünyada, Orta çað zihniyeti ile, alan kapamazsýn ve gelecek inþasýnda yer alamazsýn...