Türkiye-Almanya iliþkilerinin 100. yýl dönümünü kutlamak amacýyla Almanya Cumhurbaþkaný Steinmeier'in gerçekleþtirdiði ziyaret, 10 yýl sonra yapýlan ilk ziyaret özelliðini taþýyor. Almanya ve Türkiye iliþkileri, birçok açýdan karþýlýklý baðýmlýlýk iliþkisine dayanýyor.
Biraz geçmiþe giderek Türkiye Almanya iliþkilerinin seyrine bakalým..
Türkiye ve Almanya arasýndaki iliþkiler oldukça köklü bir geçmiþe sahip. Ýki ülke arasýndaki ilk resmi iliþkiler, Osmanlý Ýmparatorluðu ile Prusya Krallýðý arasýnda baþlamýþtý. 1761 yýlýnda dostluk ve ticaret anlaþmasý imzalanmýþ ve Berlin'e ilk Osmanlý Büyükelçisi atanmýþtý.
Ýliþkiler, II. Mahmud ve II. Abdülhamid dönemlerinde askeri iþ birliðinin artmasýyla daha da geliþmiþti. Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda ayný ittifak içerisinde yer alan iki ülke, iliþkilerde önemli bir aþama kaydetmiþti.
1933'ten sonra Hitler Almanya'sýný terk eden Alman akademisyenler ve mühendisler Türkiye'ye davet edilmiþ ve ülkede çeþitli alanlarda önemli roller üstlenmiþlerdi. Bu akademisyenler ve mühendisler, Türkiye'nin eðitim ve sanayi alanlarýndaki geliþimine büyük katký saðlamýþlardý.
Soðuk Savaþ döneminde ise Türkiye ve Batý Almanya arasýndaki iliþkiler, ticari, ekonomik ve kültürel alanlarda yoðun bir þekilde devam etmiþti.
1961 yýlýnda imzalanan Ýþgücü Anlaþmasý ile Türk iþçilerin Almanya'ya göçü baþlamýþ ve bu durum da iki ülke arasýndaki iliþkileri daha da güçlendirmiþti. Almanya'da yaþayan 3,5 milyon Türkiye kökenli vatandaþlarýmýz siyasal ve kültürel iliþkiler de kilit rol oynuyor.
Ekonomik Baðýmlýlýk
Ekonomik iliþkilerde ise, iki ülke arasýndaki ticaret hacmi 2023 yýlý itibarýyla 55 milyar dolarý aþarak yeni bir rekora ulaþmýþ durumda. Türkiye, geçen sene en fazla dýþ satýmý 21 milyar 94 milyon dolarla Almanya'ya yaptý. En fazla ihracat yapýlan ülkelerde Almanya'yý ABD, Irak, Ýngiltere ve Ýtalya takip ediyor. Almanya'nýn Türkiye'ye yaklaþýk 16 milyar dolarlýk yatýrýmý ve 8 bin Alman firmasýnýn Türkiye'de faaliyetlerini sürdürmesi, iki ülke arasýndaki ekonomik iliþkilerin önemli bir göstergesi.
Avrupa Birliði Meselesi
2005 yýlýnda Türkiye-AB iliþkilerinin ve üyelik müzakerelerinin baþlamasýyla hem Türkiye hem de Almanya kamuoyunda ve toplum nezdinde karþýlýklý çýkarlarýn önemi vurgulanmýþtý. Avrupa kamuoyunda, Türkiye'siz AB'nin küresel aktör olamayacaðý ve güvenlik, göç ve enerji gibi temel meselelerde Türkiye'nin rolünün yadsýnamaz olduðu kabul ediliyordu. Ancak, Türkiye'nin üyelik perspektifi özellikle Almanya gibi ülkelerde iç politik malzemesi haline getirilerek aþýrý sað partiler tarafýndan araçsallaþtýrýldý ve rasyonel politikadan ziyade popülizmin kurbaný olmayý tercih etti.
Hali hazýrda Avrupa Birliði ile Türkiye arasýnda yapýlan 18 Mart 2016 mutabakatý çerçevesinde Türkiye'nin, Avrupa'ya yönelen göç akýný karþýsýnda taahhütlerini yerine getirmesine raðmen vize serbestisi ve gümrük birliðinin güncellenmesi konusunda ilerleme kaydedilememesi Türkiye açýsýndan büyük bir hayal kýrýklýðý.
Gazze Politikasý
Ankara ile Berlin arasýnda son dönemlerdeki en ayrýþtýran konulardan biri, Ýsrail'in Gazze'ye yönelik politikasý. Türkiye, Ýsrail'in Gazze'ye yönelik saldýrýlarýný sert bir þekilde eleþtirirken, Almanya ise Ýsrail'in kendini savunma hakkýný destekliyor. Bu durum, özellikle Hitler dönemindeki Yahudi Soykýrýmý ile Ýsrail'in Gazze'ye yönelik politikasý arasýnda bir çeliþki olarak görülüyor.
Almanya, tarihindeki Yahudi Soykýrýmý'ný (Holokost) büyük bir utanç olarak kabul ederken, Ýsrail'in Gazze'ye yönelik saldýrýlarýný meþru müdafaa olarak deðerlendirmesi, tarihi bir çeliþki olarak deðerlendirilmeli.
Artan Yabancý Düþmanlýðý ve Ýslamofobi
Almanya'da yabancý düþmanlýðý ve Ýslamofobik saldýrýlar artýyor. Solingen faciasýndan 31 yýl sonra 4 Türk kökenli Bulgaristan vatandaþýnýn kundaklanmasý ve olayýn arkasýndaki nedenlerin hala aydýnlatýlamamasý endiþe verici. Özellikle Hanau ve NSU gibi önceki saldýrýlarýn akýbetinin devlet arþivlerinde kaybolduðu düþünüldüðünde, Almanya'da bu tür olaylarýn artmasý kaygýlarý artýrýyor.
Döner Diplomasisi
Ziyaretin tartýþýlan bir diðer konusu ise diplomatik geleneklerden alýþýk olmadýðýmýz þekilde Steinmeier'in Türkiye'ye 60 kilo dönerle gelmesiydi. Bu yönüyle Alman kamuoyunda Steinmeier'in bu giriþimi eleþtirilerin hedefindeydi. Zira baþka bir ifadeyle Türkiye'yi dönere indirgemesi ve anlamsýz bir þekilde döner karþýsýnda poz vermesi bir hayli yersizdi. Zira Türkiye milli savunma teknolojiden yeni nesil teknolojilere kadar bölgesel aktör olduðunu unutmuþ olmalý. Ayrýca, Almanya'da Türk varlýðý sadece döneri ile deðil, en iyi Türk yönetmenlerden, Covid aþýsýnýn mucidine, bakanlardan, belediye baþkanýna ve Alman milli takýmýnýn kaptanýnýn bir Türk olduðunu unutmuþ olmalý ki diplomatik nezakete aykýrý bir þekilde bir görüntü sergiledi. Hatta, Alman Bild gazetesi, döner seçimini "Erdoðan'ýn bizi ciddiye almamasýna þaþmamalý" þeklinde ifade ederek manþetine taþýmasý manidardý.