“Türkiye de artýk fazla oluyor!”

ABD yaptýrýmlarýnýn amacý nedir?

1. Türkiye’yi tehditlerle kendisine baðýmlý hale getirmek ve etkisizleþtirmek.

2. Türkiye’nin bölgesel gücünü kýrmak ve etkisizleþtirmek.

3. Rusya’nýn iliþki aðýný zayýflatmak ve etkisizleþtirmek.

4. Erdoðan’ýn siyasi gücünü kýrmak ve etkisizleþtirmek.

5. Türkiye’yi baský altýna alarak Suriye’nin kuzeyinde istediði düzeni kurabilmek.

AB içinde yaptýrým isteyen ülkelerin amacý nedir?

1. Doðu Akdeniz baþta olmak üzere Türkiye’nin bölgesel gücünü kýrmak.

2. Türkiye’yi kolu kanadý kýrýlmýþ þekilde AB yörüngesinde tutmak.

3. Türkiye’yi etkisiz kalmýþ þekilde AB dýþýnda tutmak.

4. Erdoðan’ýn siyasi gücünü zayýflatarak devirmek.

Bu maddeleri artýrmak mümkün…

ABD de, AB de etkisiz, zayýf, gücü kýrýlmýþ bir Türkiye arzuluyor.

ABD de, AB de etkisiz, zayýf, gücü kýrýlmýþ ve mümkünse devrilmiþ bir Erdoðan istiyor.

Ne ABD’nin Türkiye’yi müttefik görmek gibi bir derdi var, ne AB’nin Türkiye’yi üye yapmak gibi bir meselesi var. Ýliþki tarzlarý kazanmaya deðil dýþlamaya endekslenmiþ durumda.

Yaptýrým meselesinde kendimizi suçlayýp, ‘suyuna gidelim, aman sorun çýkmasýn’ diyenlerin öncelikle bunu anlamasý gerekiyor.

Türkiye AB müktesebatýna uyum saðlamak için ne yaparsa yapsýn hesapta olmayan bir siyasi kriz çýkartýlýyor. Türkiye’nin Doðu Akdeniz’deki haklý ve meþru milli menfaatleri AB’yi ne ilgilendirir?

Türkiye’nin AB ile iliþkilerinde gereken çerçeveye uyup uymamasý baþka bir þey, Libya, Karabað veya Suriye’de takýndýðý tavýr baþka bir þey.

AB müktesebatý herhalde Türkiye’nin Yunanistan’ýn veya Fransa’nýn lehine kendi menfaatlerini terk etmesini gerektirmiyor!

AB’nin Türkiye’ye dönüp, ‘bölgesel etkinliðini zayýflat, milli menfaatlerini terk et, seni Birlik’e alalým’ gibi bir tavýr sergilemesi nasýl yüzsüzlük olursa, hele bir de hem bölgesel etkinliðini kýrýp hem de AB dýþýna itmek gibi bir þýmarýklýk içine girmesi daha büyük yüzsüzlük olur.

ABD yaptýrýmlarýna görünüþte karþý çýkan ama ‘Erdoðan’ý devirme’ye yönelik gizli amacý içten içte destekleyenlerin Türkiye’ye biçilen rolü iyi anlamasý gerekir.

Adeta ‘ya benimsin ya kara topraðýn’ diyen ABD’nin teklifi, güçlü bir Türkiye ile eþitlik ve karþýlýklý çýkar temelinde bir ittifak iliþkisi deðildir. AB ise hem etkisiz hem üye olmayan bir Türkiye istiyor.

Türk milleti hiçbir zaman sömürge olmayý kabul etmemiþtir ki, sofistike köleliðe rýza göstersin.

Vesayet iliþkisi ortaklýk iliþkisi deðildir; ne özgürlük býrakýr, ne þahsiyet… Milletimiz 15 Temmuz’da yerli ve yabancý tüm vesayet özlemcilerine gereken cevabý vermiþtir.

ABD ile stratejik ortak olmayý ve AB’ye katýlmayý istemek iddialarýndan ve deðerlerinden vazgeçerek teslimiyetçi bir tavýr sergilemek deðildi. Eþit, onurlu, etkili ve güçlü bir þekilde iþbirliði zemini oluþturma çabasýydý. Bunun dýþýnda bir iliþki biçimi hiçbir yaptýrýmla kurgulanamaz.

‘Türkiye de artýk fazla oluyor’ diyenlerin Türkiye’nin hiçbir zaman ‘az olamayacaðýný’ bilmesi gerekiyor.