Türkiye, Mýsýr ile yeniden: Gerçekçi ve tutarsýz deðil

Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Dünya Kupasý açýlýþý için gittiði Katar'da Mýsýr Cumhurbaþkaný Sisi ile sürpriz þekilde görüþmesi ve ortak bir fotoðraf vermesi, medyanýn ve siyasetin en hararetli gündemi durumunda.

Görüþme lafýn geliþi aslýnda. Çünkü Cumhurbaþkaný açýlýþ için liderlere verilen resepsiyonda selamlaþýp tokalaþýyor Sisi ile. Ýliþkilerin geliþtirilmesi üzerine ayaküstü sözleþiyorlar. Erdoðan'ýn amacý Akdeniz'deki menfaatlerimizi korumak için Mýsýr yönetiminin de desteðini alabilmek. Türkiye ekseni tesis edilirken S. Arabistan ve BAE ile girilen normalleþme sürecinin bir halkasý daha. Bu kadar.

Yine de yapýlan eleþtiriler, deðerlendirmeler iki aks üzerine yoðunlaþmýþ görünüyor.

Birinde yorumcular "hani Sisi darbeciydi, katildi" tepkiselliðinden öteye geçemiyor ve lafý Erdoðan'ýn siyasetinin tutarsýzlýðýný ispatlamak için yoruyor.

Diðerleri ise "dýþ politikada önemli olan ülke menfaatidir, ebedi düþmanlýk yoktur" esasý üzerinden görüþmeyi doðruluyor.

Bir de Erdoðan'ýn Sisi ile tokalaþmasýndan dolayý yaralandýðýný söyleyen, bunun Ýhvan'ýn ve Mursi'nin temsil ettiði deðerlerin terki demek mi olduðunu sorgulayan, yargýlayan tepkiler var.

9 yýldýr maslahatgüzar seviyesinde yürütülen Türkiye-Mýsýr iliþkilerinden sonra iki devlet baþkanýnýn aniden ayný karede yer aldýðýný düþünenler için fotoðraf þaþýrtýcý-sarsýcý olabilir elbette.

Ama "o an" aniden yaþanmadý. Bilhassa 2022 baþýndan bu yana karþýlýklý olarak adým adým ilerleyen bir sürecin sonunda ve plan dahilinde yaþandý. Bakan düzeyine ulaþan temaslar Baþkan seviyesine taþýndý.

Bu açýdan Erdoðan-Sisi fotoðrafýný sürecin bu noktaya nasýl geldiðinden baðýmsýz olarak deðerlendiren yanlýþ yapar.

Üstelik 2013 Türkiye'sinde yaþananlarla bugünkü Türkiye'yi analiz etmeden yapýlacak her yorum eksik ve hatalýdýr.

**

Cumhurbaþkaný Erdoðan Katar dönüþünde gazetecilerin sorularýný cevaplarken "Türkiye-Mýsýr arasý bir liderler buluþmasý deðildir. Türk milleti ile Mýsýr halkýnýn geçmiþteki birlikteliði bizim için çok önemlidir. Yeniden niye baþlamasýn? Bunlarýn sinyalini verdik" þeklinde deðerlendirdi Sisi görüþmesini.

Türk milleti ve Mýsýr halkýnýn tarihi, dini, kültürel, güncel birlikteliðine vurgu yaparak.

Bunun "lider diplomasisi" olmadýðýný, devlet baþkanlarýnýn tercihlerinin deðil devletlerin-milletlerin çýkarlarýnýn önde olduðunu belirterek.

Bu açýdan ne Erdoðan'ýn ne diðer üst düzey devlet görevlilerinin o fotoðrafýn verilmesine dair gönül hoþnutluðu içinde olduðunu sanmam.

Bunu milletin ve dahi ümmetin hayrý için alýnmýþ bir kararýn zaruri icrasý olarak görürüm.

**

Zira Cumhurbaþkaný Erdoðan için de Mýsýr'da yaþananlarla Türkiye'de yapýlmaya çalýþýlan planýn ayný olduðunu görüp gereðini yapan toplum kesimleri için de Mursi'nin ve Ýhvan'ýn kim olduðu gerçeði de, darbe yönetiminin yaptýðý katliam gerçeði de deðiþmeyecek.

Muhammed Mursi Mýsýr'ýn demokratik seçimlerle iktidara gelen ilk sivil cumhurbaþkanýydý. Bu deðiþmez.

Sadece 370 gün iktidarda kaldý Mursi. Sandýktan çýktýðý gün baþlayan baský ve manipülasyonlar sonucunda 3 Temmuz 2013 günü kendi atadýðý Genelkurmay Baþkaný Abdulfettah el Sisi tarafýndan kanlý bir askeri darbeyle devrildi. Bu da deðiþmez.

Sisi yönetimindeki silahlý kuvvetlerin darbeyi Nahda ve Adeviyye Meydaný'nda protesto eden sivillere ateþ açtýðý, Ýhvan üyelerini dünyanýn gözü önünde katlettiði gerçeði de deðiþmez.

Ýdamda yargýlanan, cezaevinde iþkence gören Mursi'nin mahkemede savunma yaparken can verdiði gerçeði de deðiþmez.

Mursi demokrasi þehididir, nokta.

Bunlar farklý düþünülecek, etkisi azalacak, unutulacak þeyler deðil.

O yüzden Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Sisi ile tokalaþýrken bunlarý "unuttuðunu", "Ýhvan'ý sattýðýný" iddia etmek sadece yanlýþ deðil kötücül de bir okumadýr. Hele on yýlýn ardýndan "kazanýnýn Sisi olduðunu" ileri sürmek kötülükle de tanýmlanamayacak kadar pespaye bir bakýþtýr.

**

Çünkü 9 yýl önce Sisi ilk demokratik seçimleri kazanarak Cumhurbaþkaný olan ama ülkeyi yönetmesine izin verilmeyen Mursi'yi darbeyle indirdiðinde Türkiye'de de benzer bir plan iþlemekteydi.

Erdoðan yönetimi 2007'de e-muhtýra ve 367 garabetiyle demokrasiye vurulan darbeyi halkýn iradesine sahip çýkarak bastýrmasýna, ilk seçimlerde sandýktan yüzde 52 oyla çýkmayý baþarmasýna raðmen vazgeçmedi Türkiye'yi durdurmak isteyenler. Baþka yollar denediler.

Lakin Mýsýr'da iþleyen plan Türkiye'de tutmadý. 2013 yaz baþýnda baþlayan Gezi eylemleri seçilmiþ iktidarý boðmayý, Türkiye'nin atýlým hedeflerini engellemeyi amaçlýyordu ama Erdoðan sayesinde geri çevrildi.

Peþi sýra ajan örgütü FETÖ'nün 17-15 Aralýk yargý-kurgu operasyonu, ardýndan PKK-HDP'nin 6-8 Ekim Kobani kalkýþmasý, ardýndan özerklik ilanlarý ve hendek terörü, ardýndan PKK, DHKPC, DAEÞ vesaire terör örgütlerinin sýralý saldýrýlarý, ardýndan 15 Temmuz iþgal giriþimi...

Hepsini Erdoðan'ýn cesur siyasi liderliði sayesinde atlattýk. Halk da liderinin arkasýnda durdu, devletine ve iradesine sahip çýktý.

Bu sayede Türkiye terörü kaynaðýnda kurutuyor artýk. Bu sayede Doðu Akdeniz'de menfaatlerini koruyor, Karadeniz'de doðalgaz çýkarýyor, kendi SÝHA'sýný, savaþ uçaðýný, deniz altýsýný, covid-19 aþýsýný yapýyor.

Bu sayede Rus ve ABD istihbaratlarýný ayný masada oturtuyor, bu sayede Ukrayna tahýlýný ateþin içinden çýkarýp ihtiyaç sahiplerine ulaþtýrýyor, esir takasýna aracý oluyor.

Bunun için BM Erdoðan'a selam duruyor.

**

Destekledikleri masa 10 ayda 1 aday belirleyemeyince agresifleþen muhalifler Türkiye'yi Erdoðan'dan kurtarmak iddiasýyla dünya turuna çýkýp da Pensilvanya'dan hamburgerci, Londra'dan tefeci müjdesiyle dönen Kýlýçdaroðlu'nun açtýðý yarayý Erdoðan-Sisi tokalaþmasýyla pansuman etmeye çalýþýyor. Ama beyhude.

Deðiþenlerin ve deðiþmeyenlerin çetelesini bile tutamýyorlar.

Bu açýdan süreç Türkiye açýsýndan tutarsýz deðildir. Gerçekçidir.

Mursi'yi katleden, halk iradesini gasp eden, Ýhvan'ý kriminalize eden darbenin Mýsýr halký üzerinde yarattýðý travma kadar gerçektir.

Yönetime darbeyle gelen Sisi'nin katýlýmýn çok düþük olduðu seçimlerde bir þekilde sandýktan çýkmasý ve anayasal meþruiyet (?!) edinmesi kadar gerçektir.

Böylesi bir zeminde mavi vataný savunmak ve Mýsýr halkýný yalnýz býrakmamak, týpký Filistinlilere yardým edebilmek için Ýsrail ile iliþki halinde olmak kadar elzemdir.

**

Mýsýr ile iliþkilerin yeniden inþasý þu açýdan da tutarlýdýr.

2013 yazýnda Türkiye uçurumun kenarýndaydý. Saldýrý altýndaydý, darbe planlarýnýn hedefindeydi.

Öyle bir konjonktürde Erdoðan'ýn Türkiye için gibi Mýsýr için de demokrasiyi, halk iradesini, anayasal meþruiyeti savunmasýndan daha doðal ve daha hakkaniyetli ne olabilir?

Ve bakýn, 2013 yazýndan 2022 sonbaharýna kadar geçen zamanda Türkiye'de demokrasi kazandý, ülke güçlendi. Erdoðan hala demokrasiyi, halk iradesini savunuyor. Türkiye artýk darbeyle, ekonomik saldýrýyla, ajan örgütüyle, PKK terörüyle kontrol altýna alýnabilen bir ülke deðil.

Tam da bu yüzden "Erdoðan'ý cezalandýrmak için bu kez muhalefeti destekleyeceðiz" demek zorunda kaldý Biden. Hani þu PKK terör örgütünü binlerce týr silahla donatan ama Türkiye PKK-PYD'nin tepesine binince sessizliðe gömülen ABD'nin Baþkaný Biden.