Türkiye'nin değil dünyanın en büyük Millet Bahçesi

Siyasette kim ne demişti elbette önemli. Hele de CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu gibi akıl danelerinin konuştuğu bir ortamda muhalefet cenahından yükselen her nida iktidar partisine yarıyorsa. Ama şimdilik bunu bir kenara bırakalım ve Türkiye'nin hatta dünyanın en büyüğü olacak olan Atatürk Havalimanı Millet Bahçesini konuşalım.

Geçen gün evde şöyle bir konuşma geçti; bizde bahçe denilince devasa yerler akla gelmez, bizim kültürde bahçe küçük, tarım yapılan ya da kamelyalı, süs bitkili bir yerdir. Bu devasa mekanlara bahçe diyerek işin büyüklüğünü gölgeliyor muyuz acaba? Evet bahse konu mekanlar bahçenin çok ötesinde, 5-10 yıl sonra kent ormanlarına dönüşecek yerler. Ama Millet Bahçesi artık markalaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'yi markalaştırırken aynı zamanda böyle pek çok marka da üretti. Üstelik dış ülkelerdeki emsallerine baktığınızda da benzer adlandırmalar var.

Tabii National Garden desek daha havalı bulacak olanlar da var, o ayrı!

Mesele ağaç değil sen daha anlamadın mı diyenlerin kafası öyle çalışıyor olabilir ama meselesi şehrine, ülkesine değer katmak olanlar için Millet Bahçeleri gerçekten Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibinin vizyonu ve siyaset anlayışlının en güzel çıktılarından oldu.

Hatırlayın 2018 seçimlerine giderken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim vaatlerindendi Millet Bahçeleri ve Millet Kıraathaneleri. Her ilimizde, her ilçemizde yapacağız demişti. Kent insanının genciyle yaşlısıyla çocuğuyla keyifli vakit geçirebileceği mekanlar.

Millet Kıraathanelerini gezin bakın, her ilçede 5-10 tane var, hepsi tıklım tıklım dolu. Pek çoğu çok geç saatlere kadar açık ve gençlere çay çorba, internet bedava. Okul öğrencileri için vazgeçilmez bir mekan. İlçe belediyelerinin en önemli icraat alanlarından biri oldu. Kimi ilçelerde belediye binalarında bile bu kıraathanelerden var.

Millet Bahçeleri konsepti ise özellikle İstanbul gibi büyük kentler için önemli bir ihtiyaçtı. Kentin içinde herkese açık, güvenlikli bir doğa...

Kuzey ormanları için İstanbul'un akciğerleri denilirdi. Şimdi o ciğerlerden her ilçede var. Kent içinde keyifli zaman geçirebilecek yeşil alanlar üretebilmek kent politikalarının en önemli başlıklarından biri. Son 4 yılda Türkiye'de adeta bir seferberlik halinde Millet Bahçeleri üretildi. Pek çoğu sıfırdan ağaçlandırılmak suretiyle bir kısmı da sosyal alanlar, yürüyüş yolları ile halka açılmak suretiyle oluşturuldu.

Dün, İstanbul'un fethinin 569. yıldönümünde tüm İstanbulluların davet edildiği büyük bir mitingle açılışı yapılan Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi şimdiye kadar yapılanların en büyüğü. Hatta dünyadaki örnekleriyle kıyaslandığında da en büyük. Metropol şehirlerdeki emsalleriyle kıyaslayınca da daha büyük.

Münih'teki İngiliz Bahçesi 3.700.000 metrekare, yolu düşenlerin hep imrenerek bahsettiği New York'taki Central Park 3.382.000 metrekare, dilimize pelesenk olan Hyde Park 1.500.000 metrekare. Dün ilk fidanları dikilen Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi ise bittiğinde 5.061.000 metrekare olacak. Doğal olarak dikilecek ağaç sayısı ile de hepsinden çok daha yoğun bir yeşil alan oluşturulacak.

Şimdi böyle bir durumda, 200-300 kişiyle Atatürk Havalimanı önüne toplanıp yaptırmayız diye eylem yapan CHP'yi millet ne yapsın. Seçimi aldıkları büyük şehirlerde taş taş üstüne koymadıkları gibi hala "yaptırmazuk" kafasında ısrar ediyorlar.

O yüzden muhalefet orucu tutmak ve bir süre işlere yoğunlaşmakta fayda var. Zira muhalefetin seviyesi siyasetin ortalamasını aşağı çekiyor.