Yaptýrýmlar meselesiyle ilgili son yazýmda AB ve ABD’nin ayný anda mý yükleneceklerini, yoksa birinin sýkýp diðerinin gevþetme þeklinde iyi polis-kötü polisi mi oynayacaklarýný sormuþtum. AB zirvesinden Türkiye’ye yaptýrým kararý çýkmadý, Trump yönetim ise yeni baþkana býrakmadan yaptýrýmlarý bir muhtevayla çerçeveledi.
Yaptýrým konusunu sadece Türkiye’ye ne kazandýrýr-kaybettirir perspektifinden deðerlendirmemek lazým. AB’nin, NATO’nun, ABD’nin ve Türkiye’nin savunma yatýrýmlarýyla ilgili birçok ülkenin bu süreçten bir þekilde (olumlu veya olumsuz) etkilenmesi kuvvetle muhtemeldir.
Öncelikle þunu vurgulamak gerekir:
Bizi ilgilendiren konu elbette bizim için en önemli gündem maddesidir ama baþkalarý için ayný önemde ve öncelikte olmayabilir. Neticede AB’nin baþýnda birçok dert var ve Türkiye gündemini ikinci kez ertelediler. Ýngiltere AB’de kalsýn diye uðraþýrken, Türkiye AB’den dýþlansýn diye çaba göstermeleri ironik olur.
Ayný þey ABD’nin yeni yönetimi için de geçerli. Biden yönetimini koltuða oturur oturmaz zor konular bekliyor. Yani yatýp kalkýp Türkiye’yi nasýl köþeye sýkýþtýrýrýz diye düþüneceklerini sanmýyorum.
AB’nin de, ABD’nin de Türkiye’nin artan öneminden ve bölgesel gücünden rahatsýzlýk duyduðu aþikâr. Peki, kendileri için doðru olan Türkiye’yi etkisizleþtirmeye çalýþmak mý, etkili bir aktör olarak ittifak iliþkisi kurmak ve birlikte hareket etmek mi?
ABD’nin AB içindeki stratejik müttefiklerinin sayýsý giderek azalýyor. Ýngiltere AB içinde adeta ABD’nin yaklaþýmlarýný temsil ediyordu ve þimdi Birlik’ten çýkýyor.
AB’nin ikinci büyük üyesi Fransa, NATO’nun beyin ölümünün gerçekleþtiðini söylerken bir yönüyle NATO’nun beyni olan ABD’yi hedef alýyordu.
Biden yönetimi, AB ile iliþkileri hangi ülke üzerinden yürütmeyi tercih edecek?
Almanya bloðu Türkiye karþýsýnda tarihsel çekinceleri olmakla ve tam üyeliðe karþý çýkmakla birlikte þu an Türkiye’ye karþý daha nötr durumda.
Merkel sonrasý Almanya yönetiminin Türkiye ve ABD konusunda nasýl bir pozisyon alacaðýný ise bilmiyoruz.
Ayný anda hem ABD’nin hem AB’nin Türkiye’yi dýþlamasý baþta NATO’da olmak üzere küresel denklemi ciddi þekilde deðiþtirir.
ABD yönetimi Türkiye’ye hava savunma sistemi satmayarak birinci hatayý yaptý ve Türkiye’nin Rusya’dan S-400’leri almasýna sebep oldu.
ABD þimdi de ayný gerekçeyle Türkiye’ye yaptýrým uygulayarak ikinci hatayý yapýyor ve Türkiye’yi biraz daha karþý tarafa itiyor.
Herkes biliyor ki NATO Rusya’ya karþý kurulmuþtur ve ABD’nin bir NATO ülkesine uyguladýðý yanlýþ politikalar Rusya’nýn elini güçlendiriyor.
Anadolu Ajansý’nýn yaptýrýmlarla ilgili analizinde Turan Oðuz þöyle diyor:
“Böylece NATO tarihinde ilk defa, bir NATO ülkesi, kendisinin de dâhil olduðu NATO sýnýrlarýnýn korumasýnýn zayýflamasý pahasýna, Rusya'ya zýmni yardýmda bulunmuþtur.”
Patriot ve F-35 konusunda Türkiye’ye yanlýþ yapan ABD’nin þimdi yaptýrým uygulamasý ABD’ye ve bölgesel çýkarlarýna ne fayda saðlar?
Türkiye’yi hizaya getirmek için cezalandýrma yöntemini seçmek, baþka bir çizgide hizalanmaya sebep olur. Bu ise Türkiye’yi etkilemenin ötesinde ABD-AB-NATO denklemini etkilemeye baþlar.
Yeni ABD yönetiminin Türkiye’ye karþý nasýl bir politika izleyeceðine karar vermeden önce Avrupa-Asya-Ortadoðu coðrafyasýnda nasýl bir politika izleyeceðine karar vermesi gerekir. Her geçen gün Türkiye’nin bu politikaya etkisi artýyor ve Türkiye’nin dostluðunu kaybetmek veya kazanmak hususu daha fazla önem kazanýyor.