Kendimizi pek fazla önemsemiyoruz. Bazen baþkalarýnýn yaptýklarýna o kadar anlam ve mana yüklüyoruz ki, o baþkalarý dediklerimizin bizi nasýl algýladýklarýna, nasýl deðerlendirdiklerine odaklanamýyoruz.
Ocak ayýnda neredeyse bizi saf dýþý etme çabalarý varken, bir kaç ay içinde dengeyi nasýl lehimizde þekillendirebildiðimizi, açýkçasý anlamak ve anlatmak lazým.
Rusya'nýn; Libya'da perde arkasýndan "Hafterci", perde önünde "dengeci" tutumunun, gözlerimizin önünde deðiþmesinin de tek sebebi Türkiye'dir.
Hafter'in "baþarýsýz maþa" olarak devrede olmasýný, halen ondan medet umanlarýn bile, baþka aktör arayýþýna gireceklerini de þimdiden görür gibiyim. Ama geldiðimiz nokta, "Türkiye merkezli aktörlerin modasýnýn devrede olduðunu" anlatmakta.
Türkiye; Libyalýlarýn kaderine, kendi kaderi paralelinde baktýðý için karþýlýðýný alabilmekte. Malum ya, þimdiye kadar herkes masada sadece kendisi için oturmakta. Türkiye masaya gelirken, kendinle beraber kader birliði yapan halklarýn kaderini de masaya yatýrmakta.
Libya'da sadece Doðu Akdeniz deðil, Akdeniz’in tamamýnda hakimiyet için anlaþmaya varabilmekteyiz. Libya ile anlaþabilmek, halkýnýn çýkarlarýný benimseyebilmek, Akdeniz coðrafyasýnda uzun vadeli istikrarý saðlamýþ olur. Ýstikrar, Türkiye’nin esas bayraðýdýr. Hem kendisine yönelik planlamalarý istikrar merkezlidir, hem de kader birliði yaptýklarýnýn istikrarýna can atmaktadýr. Çünkü hayat, istikrarla beraber meydana çýkar. Ýstikrar; ekonomik, siyasi, kültürel kalkýnmanýn anahtarýdýr. Ýstikrar; mutlu toplum ve kalkýnma için tek yoldur. Görüyor musunuz, Türkiye’nin verdiði vaat "umuttur". Kimse ne Libya ne de coðrafyadaki diðer ülkelere ve halklara bu umudu vermedi, veremedi. Çünkü gelen sadece "ben" dedi!
Þimdi BAE, Mýsýr gibi baþkalarýnýn maþasý ülkelerin, Libya'daki istikrarsýzlýk için çabalarýnýn suya düþmesi ile Libya'nýn baþarýsýnýn yansýmasý, coðrafyanýn tamamýna yayýlacaktýr. Yani kýsacasý Türkiye’nin Libya'daki baþarýsý, desteklediði Ulusal Mutabakat Hükümetinin Libya'nýn tamamýna sahip çýkabilmesi, sonuç itibari ile Libya'yý bu baþarýya götüren akla, "Türkiye aklýna" herkesi müracaat ettirecektir.
Rusya'dan, Hafter aleyhinde çýkan eleþtiri ve analizlerin kökünde yatan þeyin de bu olduðunu, kimse göz ardý etmesin!
Baþkan Erdoðan'ýn nasýl "güvenilir" olduðunu, siyaseten nasýl "itibar edilecek" odak olduðunu anlayan coðrafya ülkeleri için, Türkiye’nin siyaseten ve ekonomik olarak da cazibe merkezine dönüþmesi, yakýn zamanlarda Türkiye liderliðinde dünyada farklý güç merkezinin devreye gireceðinin göstergesi.
Hem ordu, istihbarat, emniyet gücü, hem ekonomi, finans, maliye alanýnda ürettiði akýl ve tabi ki siyaseten yeni fikirleri devreye sokabilecek vizyona sahip olabilen Türkiye’nin, önünün açýk olduðunu kimse unutmasýn!
Libya'daki baþarý Akdeniz'deki varlýðý, hem siyaseten hem ekonomik olarak doðru hamleler, Libya, Tunus, Cezayir, Somali gibi ülkelerin Türkiye çevresinde birleþme isteði ile pekiþen süreç, Türkiye'yi merkez haline getireceði açýktýr. Ayrýca ABD, Rusya, Fransa, Ýspanya gibi ülkelerin küresel salgýnla baþ etmekte zorlandýðý dönemden Türkiye’nin bu kadar baþarý ile çýkabilmesi, O'nu dünyanýn cazibe merkezine dönüþtürmesinden doðal bir þey de olamaz!