Seçim ikinci tura kalýnca doðal olarak Sinan Oðan'ýn aldýðý oylar nihai seçim için kritik bir hal aldý. Ýki turlu seçimlerde böyledir; finale kalan partiler ile ilk turda yarýþan küçük partiler arasýnda birtakým görüþmeler olur.
Buradan hareketle Fransa'nýn seçimini örnek verenler ve en çok oy alan Le Pen'in deðil de Macron'un ikinci turun galibi olduðunu dolayýsýyla seçimi Kemal Kýlýçdaroðlu'nun kazanacaðýný iddia edenler de var. Türkiye ile Fransa'yý, siyasi iklimleri, toplumsal yapýlarý ve siyasi partileri üzerinden aynýlaþtýran ve gerçekçi analiz yerine her zamanki gibi umduðunu söyleyen bu zevatý bir kenara koyalým.
Elbette Oðan'a giden oylar çok önemli ama asýl önemli olan Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn dediði gibi seçmenin sandýðý boþlamamasý.
Sinan Oðan'a, daha doðrusu Kýlýçdaroðlu ve Erdoðan'a deðil de üçüncü bir ihtimale oy verenlerin ikinci turda kime oy vereceðine gelelim. Sonucu deðiþtirme kabiliyeti olup olmadýðýndan baðýmsýz olarak bu kitlenin oy tercihindeki farklýlaþmanýn önemsenmesi gerektiðini düþünüyorum.
Evvela Oðan'ýn seçimden önce ortaya koyduðu performansa bakalým.
"Ne Kandil Daðý ne Domuz Baðý" gibi HÜDA-Par'ý HDP ile ayný kefeye koyan yaklaþýmlarýný ayrýca deðerlendirmek gerek. Zira bugün Kýlýçdaroðlu'nun ikinci tura giderken en çok kullandýðý argüman HÜDA-Par üzerinden yürütülen bu korkutma siyaseti. Sinan Oðan'da kolay oy getireceðini düþünerek, -zengin kafiyeye de düþmüþ olabilir- 23 sene önce tedavülden kaldýrýlmýþ bir terör örgütünü HÜDA-Par ile eþitlemeyi ve buradan da Cumhur Ýttifaký'na yüklenmeyi tercih etmiþti.
Özellikle genç seçmenin kafasýnda soru iþareti oluþturmak için seçilen bu yol, týpký Muharrem Ýnce'yi yarýþ dýþýna itmek için planlanan kumpas gibi kirli bir yol oysa.
Sinan Oðan'ýn siyasette seçmene sunduðu temel ilkelerin neredeyse biri hariç (göçmen karþýtlýðý) tamamý AK Parti iktidarlarý tarafýndan yapýlagelen, Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Türkiye Yüzyýlý dediði kýzýl elmayý oluþturan hususlar.
Dolayýsýyla üçüncü yol olarak Ata Ýttifaký'nýn ve kendisinin Cumhurbaþkaný adaylýðýnýn Cumhur Ýttifaký ve Erdoðan'a karþý altýný çizecek söylemlere ihtiyaç duydu.
Bunlardan biri göçmen karþýtlýðý diðeri de HÜDA-Par oldu.
Bu tarafta ne domuz baðý, ne de Hizbullah vardý. Oysa diðer tarafta aktif bir terör örgütü, daha yeni polislerimizi þehit etmiþ; PKK'yý terör örgütü olarak görmeyen bir siyasi parti, hali hazýrda Millet Ýttifaký'na destek çaðrýlarý yapan terörist elebaþlarý, Selahattin Demirtaþ ve terör örgütü ile iliþkileri dolayýsýyla tutuklu ya da mahkûm baþka pek çok ismin özgür býrakýlmasýný savunan bir ittifak söz konusu...
Bunlar dýþýnda ne diyordu Sinan Oðan; biz terör ile anýlan partilere Türk siyasetinde kilit rol biçilmesine razý deðiliz. Bunu bozmak için yarýþtayýz.
Bu kadar aðýr bir eleþtiri yaptýktan sonra -Cumhur Ýttifaký'nýn da Kýlýçdaroðlu ve 7'lý masaya temel itiraz noktasý zaten burasý- Sinan Oðan'ýn Kýlýçdaroðlu'na desteðini açýklamasý kendi varlýðý ve bugüne kadarki söylemleriyle çeliþmesi anlamýna gelecekti.
Yani bana kalýrsa Oðan'ýn Cumhurbaþkaný Erdoðan'a desteðini açýklamak ya da kendisine oy verenlere kafanýza göre takýlýn demekten baþka bir üçüncü seçeneði yoktu.
Sinan Oðan'ýn Türkiye'nin milli güvenliði ve temel siyasi yönelimleri konusunda saydýðý maddelerin neredeyse tamamýný, Cumhur Ýttifaký zaten son 10 yýldýr canla savunuyor ve yapýyor. Hatta bunlar yüzünden baþýna gelmeyen kalmadý. Millet Ýttifaký ile ayrýþtýklarý temel konular da bunlar.
Bunlarýn yaný sýra Türk Dünyasý Teþkilatý Erdoðan'la bugünkü þeklini aldý, büyüdü ve güçlendi. 30 yýldýr iþgal altýnda olan Karabað Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn liderliðindeki bir Türkiye'nin desteðiyle yeniden Azerbaycan'a katýldý. Savunma sanayimiz, PKK ile mücadelemiz, dýþ politikadaki güçlü duruþumuz... Bunlarýn tamamý, Sinan Oðan'a "zaten yapýlmýþý var" diyebileceðimiz þeyler.
Hal böyle iken Oðan, Kýlýçdaroðlu'na desteði meþrulaþtýramaz ve kendini bir siyasi aktör olarak geleceðe taþýyamazdý.