M. Yalçýn Yýlmaz
M. Yalçýn Yýlmaz
Tüm Yazýlarý

Türkler Hüseynî Duruþu Tercih Etti

Ýslam tarihinde siyasi ayrýþmanýn en keskin hadisesi olarak gerçekleþen Kerbelâ hadisesi trajik bir vakadýr. Türkler Ýslam'la farklý yollarda ve farklý dönemlerde tanýþtýlar. Bu sebeple dini algýlayýþ ve kabul süreçlerinde farklýlýklar cereyan etti. Türkler bu elim hadisenin anlatýlarýyla beslendikleri için Hz. Hüseyin'in tarafýnda yer almýþtýr. Bu anlamda Hüseynî bir duruþ sergilemek bugün için de mazlumun yanýnda zalime karþý olmayý gerektirir.

Türkler Ýslam tarihindeki bu derin ayrýþmada makulü aramýþ ve çözüm bulmuþlardýr. Türklerde çok yaygýn olan Mehmet Ali, Ali Osman, Ali Ömer, Hüseyin, Hasan, Muharrem gibi isimler ve iki ismin birlikte kullanýlmasý bu trajik hadiseyi söndürmek için pratik aklýn iþlediðini gösterir. Kadýn isimlerinde de Fatma, Ayþe, Zehra, Hatice gibi isimlerin yaygýnlýðý ilk Müslümanlara ve Ehl-i Beyte olan hürmeti ifade eder.

Anadolu sahasýnda ise Türk hükümdarlar (Yavuz ve Þah Ýsmail) arasýndaki rekabet Müslüman Türkmenler arasýnda ayrýþmalara sebep olmuþ ve kabaca bugünkü Alevi-Sünni sosyolojiyi ortaya çýkarmýþtýr. Bu süreci baþka bir yazýda ayrýntýlý izah edeceðiz belki ama erken Cumhuriyet döneminde hem Alevi hem de Sünni sosyolojinin sisteme eklemlenerek ulus inþasýnýn baþat aktörleri olmasý hedeflenmiþti. Elbette sisteme eklenen her unsurun merkeze yöneliþi ardýnda bir takým sorunlar býrakmakla birlikte merkezden pay alma rekabetini de artýrmýþtý.

Türkiye'nin kendine özgü tarihsel birikimi iki toplumsal yapýyý ayýrmadan bir arada tutabilecek bir mayaya sahiptir. Anadolu Aleviliðini "Þiilik", Anadolu Sünniliðini "Selefilik" zannedenler yanýlmaktadýr. Her iki toplumsal yapýyý yalnýzca dini ritüel/anlayýþ/algý üzerinden tasnif çabalarý Batý merkezli bir anlayýþýn bizi uçuruma sürüklemesine sebep olur.

Ýslam tarihi ve mezheplerle ilgili çalýþmalarýn hikmet ve anlatý geleneðini içermediði taktirde rasyonel tespitlere ulaþamayacaðýný görüyoruz. Ayný lisanda, ayný teþbihleri ve remizleri kullanan topluluklarý kategorize ederken "anlatýdan yoksun" bir dini öðretinin bu toplumda kabul görmeyeceðini de gayet iyi biliyoruz. Kültürden arýndýrýlmýþ, musikiden yoksun, þiiri yok sayan "bilimsel teoloji" çalýþmalarýnýn olup biteni anlamasý da mümkün deðil elbette.

Anadolu Aleviliði ve Sünniliði standart kalýplarla tarif edilemez. Her ikisinin anlatý geleneðinde Battalname, Gazavatname, Cenkname, Dede Korkut, Yunus Emre gibi ortak kültürel kodlar var.

13. yüzyýlda Anadolu'da baþlayan Türkleþme-Ýslamlaþma hareketi birçok koldan geniþlemiþ ve yayýlmýþtý. Ahmed Fakih, Seyyid Harun, Baba Ýlyas, Hacý Bektaþ-ý Veli, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Nesimi, Hacý Bayram-ý Veli, Akþemseddin, Eþrefoðlu Rumi gibi yüzlerce gönül eri bu topraklarý ekti.

Bu silsile Ahmet Yesevi'nin hikmetleri, Maturidi'nin aklýyla mayalanýyor. Anadolu'dan Rumeli'ne uzanan Türklük adaleti merkeze alan bir nizam için mücadele ediyor. Karýþýyor kaynaþýyor ve büyüyor. Bu süreçte sindire sindire, hikayelerle, mesellerle, þiirlerle bir Ýslamlaþma/Türkleþme süreci var. Evet bir gecede din deðiþtirilebilir ama bu millete dahil olmak için anlatýdan nasiplenmek yahut 40 yýl doðru odun taþýmak þarttýr.

Türkler hiçbir zaman Yezid'i sevmediler ve çocuklarýna onun adýný koymadýlar. Ýstanbul tekkeleri her Muharrem'de matem havasýna bürünür ve bu ilahiyi hüzünle okur.

Kerbela'nýn yazýlarý

Þehit düþtü gazileri

Fatma ana kuzularý

Ah Hasaným vah Hüseynim

Þehit düþmüþ Þah-ý Merdan

Þah Hüseynim can Hüseynim

Her yýl 10 Muharrem'de Ýstanbul tekkelerinde matem ve hüzün hakimdir. Sümbülefendi ve Seyyid Nizam'da merasimler olur. Bu merasimlere Alevi, Sünni demeden herkes gelir ve mersiyeler okunur.

Bu sene 10 Muharrem'de Gelibolu'da þehitliðe yolum düþtü. Þehitlikte nice Mehmet oðlu Aliler, Ömer oðlu Hüseyinler var. O þehitlik bu vatan için omuz omuza çarpýþan Mehmetçiðin bugünkü tartýþmalara verdiði cevaptýr.

Açýkça görüyoruz ki gerek Sünni gerekse Alevi kitleleri hedefe koyan yabancý devletler ve istihbarat örgütleri aktif. Dini alana müdahale ederek kaos yaratmak isteyenler 100. yýla giderken boþ durmayacaklar. Kimlerin neyi hedeflediðinin de farkýndayýz.

Merhum Aþýk Veysel'in kalp gözüyle yazdýðý þiiri bir kez daha hatýrlayalým.

Allah birdir Peygamber Hak

Rabbü'l alemindir mutlak

Senlik benlik nedir býrak

Söyleyim geldi sýrasý

Kürdü, Türkü ne Çerkezi

Hep Ademin oðlu kýzý

Beraberce þehit gazi

Yanlýþ var mý ve neresi

Kur'an'a bak Ýncil'e bak

Dört kitabýn dördü de hak

Hakir görüp ýrk ayýrmak

Hakikatte yüz karasý

Bin bir ismin birinden tut

Senlik benlik nedir sil at

Tuttuðun yola doðru git

Yoldan çýkýp olma asi

Yezit nedir, ne Kýzýlbaþ

Deðil miyiz hep bir kardaþ

Bizi yakar bizim ataþ

Söndürmektir tek çaresi

Kiþi ne çeker dilinden

Hem belinden, hem elinden

Hayýr ve þer emelinden

Hakikat bunun burasý

Þu âlemi yaratan bir

Odur külli þeye Kâdir

Alevi Sünnilik nedir

Menfaattir varvarasý

Cümle canlý hep topraktan

Var olmuþtur emir Hak'tan

Rahmet dile sen Allah'tan

Tükenmez rahmet deryasý

Veysel sapma saða sola

Sen Allah'tan birlik dile

Ýkilikten gelir bela

Dava insanlýk davasý...