Çocukluðumda rahmetli ninemden dinlemiþtim. Bir testici çamuru yoðurup, testi þeklini verdikten sonra kurutup, özel fýrýnlarda piþiriyor ve piþirdiði testileri yol kenarýna diziyor ve yoldan geçenlerden müþteriler olursa, satýyormuþ.
Bir yolcu, 'Usta, bu testileri kaça satýyorsun.' diye sormuþ, o da, fiyatýný söylemiþ.
-Bu kadar zahmetten sonra bu kadar düþük fiyatla, evine nasýl ekmek götüreceksin.
*Allah bereketini verince, o da olur...
-Ben seni yükten kurtarayým usta. Burada, 50 testi var, hepsini alýyorum. Buyur, bedelini.'
*
Testici memnun olmuþ tabiatiyle. 'Hayýrlý bir gün, iyi iþ çýktý, çok þükür.' demiþ.
Ama, o da ne!
Testileri toptan satýn alan yolcu, hepsini de birer-birer kýrmaya baþlamýþ.
*
Usta, gördükleri karþýsýnda hýþýmlanmýþ.
*'N'apýyorsun be adam?!.'
- 'Hem seni sevindirmenin; hem de kendi testilerimi kýrmanýn zevkýni tadýyorum.'
*'Bre zenginliðiyle maðrur adam. Ben bunlarý, senin gibi birisi gelsin de kýrsýn diye deðil, testiden su içenlerin, 'Allah, bunu yapandan razý olsun.' diyeceðini düþündüðüm için de yapýyorum.' der. Ve, o kiþinin parasýný atar üzerine.
*
Bunu niye mi anlattým?
11 Mart tarihli yazýmda, 'Saðlýk personeline yapýlan saldýrýlar'daki ilkel ve aþaðýlýk davranýþlar'a da deðinmiþtim. Ama, yazýnýn sonunda, Tayyib Bey'in, 'özel hastahanelere gidecek olan doktorlar giderse gitsin, biz bu hastahaneleri asistan doktorlarla da yönetiriz.' deyiþine deðinmiþ ve, 'Böyle bir þeyin olmayacaðý açýk.' tesbitini yapmýþtýk.
Bunun, saðlýk elemanlarý arasýnda, 'maddî yetersizlikten dolayý hekimlerin özel hastanelere veya yurt dýþýna gitmek istedikleri'ne dair söylentilerin son zamanlarda daha bir yoðunlaþtýðýndan kaynaklandýðý açýktý.
Çünkü, doktorlarýn bir kesimi adýna dillendirilen, 'özel hastanelere veya yurt dýþýna gitmek istedikleri' haberleri elbette Tayyib Bey'e de söylenmiþti.
Tayyib Bey hele de son haftalarda, gece-gündüz demeden, Rusya'nýn Ukrayna'ya saldýrýsýnýn bir dünya savaþýna dönüþmemesi için yoðun diplomatik temaslar arasýnda çýrpýnýrken, bir de bu konu gündemi karþýsýnda, ortada bazý çevrelerin meydan okuma javasý olduðu seziliyordu ki, o da böyle bir tepki vermiþti.
Ama, Tayyib Bey'in 14 Mart günü yaptýðý 'saðlýk elemanlarýnýn durumlarýný iyileþtirmek' yönündeki açýklamalarý, o sözleri bütün tabiblere söylenmiþ gibi göstermeye kalkýþanlarýn oyunlarýný bozan ve bütün tabâbet camiasýnýn hedef alýndýðý zannedip, alýnganlýk gösterenlerin gönlünü alýcý bir davranýþ olmuþtur.
*
Bu vesileyle, küçük bir not.
Bir gün, yurt dýþýnda bir yolda, gelen geçen arabalara iþaret ediyordum. Bir özel otomobil geldi, durdu. Ortadoðulu bir tip olduðu anlaþýlýyordu. Bindim, 'Selâm' verdim. Norveç'te doktorluk yapýyormuþ.
.
Konuya, bodoslamadan daldým; 'Ýskandinav halklarý, genel olarak siyah saçlý ve karagözlü ve sizin gibi esmer yakýþýklýsý olanlarý 'ikinci sýnýf insan' sayar, ama, doktor olduðunuz için, size saygý gösteriyorlardýr.' dedim.
Güldü.
'Evet, muayenehanede saygýlýlar. Çünkü bana ihtiyaçlarý var. Ama, sokaða çýktýðýmda, beni, 'ikinci- üçüncü sýnýf insan' gibi gördükleri, iðreti bakýþlarýndan hemen anlaþýlýyor.' dedi.
Genç ve tecrübesiz doktorlar, biraz fazla para kazanmak için, gerek özel hastânelere, gerekse Avrupa'lara giderlerse; kýsa zamanda, o 'testi ustasý' gibi, 'Ben tabâbeti, sýrf para için deðil, çare ve þifa bekleyen insanlara hizmet etmek için okudum.' diyeceklerini hayal ediyorum.
*
**
VE, BÝR TAVZÝH:
Rusya'nýn Ukrayna için iyi þeyler düþünmediði, son saldýrý, iþgal ve savaþýný baþlatmadan aylar önce belli olduðu için, bütün dünyanýn gündemindeydi. Çünkü, neredeyse, 3. Dünya Savaþý'nýn, bir nükleer savaþ'ýn eþiðindeyiz.
Son günlerdeki yazýlarýmýn daha çok bu konuya ayrýlmasýnýn, bazý okuyucularca, 'Rusya'ya Amerika'dan daha þiddetli karþýt' olmak þeklinde yorumlandýðý, mesajlarýndan anlaþýlýyor. Halbuki, 'Amerika, Rusya'dan beterdir. Rusya Ýngiltere'den beterdir. Ýngiltere, Amerika'dan beterdir, hepsi birbirinden beterdir.' Ve onlarýn dünya görüþlerini benimseyen diðer güçler de ayný þekildedir.
*
Amerika'nýn, dünyada istediði yere, son 75 senedir dilediði zaman saldýrdýðýný tekrara ne hâcet.
Rusya da kendisine tehlike olarak gördüðü her þeye ve her yere saldýrýyor. Sadece, Osmanlý, Ýran, Afganistan ve Türkistan'da deðil, Balkanlar ve Doðu Avrupa ülkelerinde de, Rusya'nýn uzuuun asýrlar, nasýl saldýrgan savaþlar yaptýðý bilinirken. Þimdi de, Ukrayna.
Kezâ, , siyonist Ýsrail rejimi de, Amerika, Rusya ve diðerlerinin himayesinde, belirlediði hedefe saldýrabiliyor; karþýsýnda ona da 'Dur!' diyecek hiçbir uluslararasý güç odaðý yok.
Uluslararasý hukuk denilen kavram, güce göre þekilleniyorsa.
*
Ýran da, 'Mâdem ki öyle, ben de varým.' diyor. 'Yemen'de, Suriye'de... Son olarak Irak- Erbil'deki bazý merkezleri füzelerle vurmasý' da ayný güç gösterisinden geri kalmamak düþüncesine dayanýyor gibi.
Türkiye de, Suriye, Irak, Kafkasya ve Balkanlar'da, Libya'da, Doðu Akdeniz'de, 'Mavi Vatan'da kendisine yönelik tehlikelere karþý, 'Mâdem ki, öyle; bizden de böyle.' mesajýyla güçlü tedbirler almýyor mu? Yoksa, baþkalarýnýn lûtfuyla ayakta kalmak, hayalciliðin de ötesinde.
*
Evet, zorbalýða dayalý bir dünya düzeni yýkýlma eþiðinde diye, gözyaþý dökecek deðiliz.. Ama, bütün müslüman ve mustaz'af (yani, haklarý gasbedildiði için zayýf düþmüþ olan diðer) halklarýn âcilen yekvücûd hareket etmek idrakine tutunmalarý gerekiyor.
*