Danimarkalý ýrkçý siyasetçi Rasmus Paludan Türkiye'nin Stockhom Büyükelçiliði önünde Kur'an-ý Kerîm'i yakmak için Ýsveç hükümetinden izin istiyor. Ýsveç hükümeti de, 'ifade özgürlüðü' diyerek Kur'an'ýn yakýlmasýna izin veriyor.
Yakma eyleminin görünürdeki sponsoru da Ýsveçli gazeteci Chang Frick. Anadolu Ajansý'nýn verdiði bilgiye göre Frick, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliði önünde Paludan'a Kur'an-ý Kerim yakmasý için teklif götürmüþ ve bütün masraflarýný karþýlama garantisi vermiþ. Ýsveç devlet televizyonu SVT'ye yaptýðý açýklamada Frick, polisten alýnan gösteri izninin ücretini ödediðini ve gazeteci olarak haber yapma hakkýný kullanacaðýný söylüyor.
21 Ocak Cumartesi günü Türkiye'nin Stockhom Büyükelçiliði önünde Paludan yakma, Frick de haber yapma özgürlüðünü kullanýyor! Ýsveç devletinin kolluk güçlerinin korumasýnda Paludan mushaf-ý þerif yakýyor.
Ýsveç Dýþiþleri Bakaný Tobias Billström yakma eyleminin demokrasinin bir parçasý olduðunu söyledi: "Ýsveç'te ifade özgürlüðü oldukça geniþtir ve bu tür gösterilerin yapýlabiliyor olmasý da demokrasimizin bir parçasýdýr."
ABD önderliðinde Batý'nýn dünyanýn çeþitli bölgelerine iþgal, katliam, tecavüz, yaðma eþliðinde demokrasi götürdüðünü bildiðimden Ýsveç Dýþiþleri Bakaný Tobias Billström'ün, yakmanýn demokrasinin bir parçasý demesine hak verdim!
Batý insanlýk hafýzasýna yakmanýn ifade özgürlüðü ve demokrasinin bir parçasý olduðunu böylece kavli olarak da kaydetmiþ oldu. Fiili olarak zaten asýrlardýr yapýyorlardý.
Tabiî ki Müslümanlar tepkilerini gösteriyor, göstermeye de devam edecek. Ve tabiî ki Müslümanlar da Batý'nýn anladýðý mânâda geniþ ifade özgürlüðünü kullanmak isteyecektir!
Batý'nýn, Türkiye'nin Stockhom Büyükelçiliði önünde tutuþturduðu ateþin kendilerini nasýl yakacaðýný ben deðil de Ýngiliz tarihçi Arnold Toynbee anlatsýn: "Müslümanlar arasýnda ýrkçýlýðýn kaldýrýlýþý Ýslâm'ýn kalýcý ahlâksal baþarýlarýndan birisi. Günümüzde bu Ýslâmî özelliði yaygýnlaþtýrmak zorundayýz; çünkü tarih kayýtlarý her ne kadar ýrkçýlýðýn çoðalan insan ýrklarý arasýnda bir ayrýcalýk olduðunu gösteriyorsa da, bugün ýrkçýlýðýn bu denli kabul görmesi bir felâket sayýlmalý, ki bu daha çok son dört yüz yýl içinde Batýlý güçler arasýndaki yarýþmada, yeryüzünün paylaþýlmasý konusunda aslan payýný alan ülkeler tarafýndan körüklenmekte. (...) Panislâmizm uykudadýr, ne var ki, Batýlýlaþmýþ dünyanýn proleter kalabalýðý Batý sömürgeciliðine karþý ayaklanýp anti-batýcý bir hareket oluþturursa, uyuyan devin uyanabileceðini hesaba katmak zorundayýz. Bu çaðrýnýn, Ýslâm'ýn militan ruhunu kýþ uykusuna yatmýþ gibi görünüyorsa da uyandýrýp zafer dolu bir çaða yöneltmede, hesap edemediðimiz tesirleri olabilir."
Toynbee yarým asýr önce Batý'yý, "hesap edemediðimiz tesirleri olabilir" diye ikâz ediyor. Evet, tutuþturduklarý bu yangýnýn öyle tesirleri olacak ki yakmanýn bir ifade özgürlüðü olmadýðýný çok acý tecrübeler neticesi anlayacaklar.