Yangından sonra…

MUĞLA- Yangın sonrası durumu görmek, afetzedelerle dayanışmak, dertlerini dinleyip yaralarını sarmak ve hayatın normale dönmesi için neler yapıldığını görmek için Muğla'dayız.

Yatağan, Marmaris ve Osmaniye'de köylere varıyoruz. Yanan ev, ahır sayısı Manavgat'a göre şükür ki epey az. Yangını yerleşim yerlerine sıçramadan söndürmek büyük oranda mümkün olabilmiş burada. Dik yamaçlar, derin vadiler, patlayan kozalaklar, yön değiştiren rüzgar ve 40 derecenin altına hiç düşmeyen sıcaklık yangınla mücadeleyi zorlaştıran unsurlar.

Yanışına uzaktan tanık olduğumuz yerlere varıyoruz.

Yeşiline, serinine, kokusuna alışkın olduğumuz çam ormanlarını böyle görmek sarsıyor insanı. Kuş ötüşü, arı vızıltısı, ağustos böceği cıyırtısı duyulmuyor çünkü. Ağaçlar gibi toprak da yanmış. Her yer simsiyah. Yanık kokusu inceden dağılıyor rüzgarla.

Müjde Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geliyor:

"Her vatandaşımız için 3 adet olacak şekilde toplam 252 milyon fidanı inşallah yıl bitmeden toprakla buluşturacağız. Yeşil Vatan'ı korumak için cansiparane mücadelemiz devam edecek".

Biliyoruz ki ormanlarımız yeniden yeşerecek.

İçimize su serpiliyor.

DEVLETİN KOLLARI

Her yerde vızır vızır ekipler var.

Orman ve Tarım Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, itfaiye, polis, jandarma, AFAD, Kızılay ve UMKE ekipleri sahada gördüklerim.

Bir yandan afetzedelerin acil ihtiyaçları karşılanırken bir yandan afetin verdiği hasarlar gideriliyor.

Soluksuz bir çalışma başlamış bile.

İş makineleri, kamyonlar, malzeme taşıyan araçlar yollarda konvoy olmuş.

Yanan ev, ahır, depo, samanlık gibi yapılar yıkılıyor, harfiyat kaldırılıyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söz verdiği gibi yeni evlerin inşaatına başlanıyor. Hem de ne hızla!

30 evin küle döndüğü Marmaris Osmaniye'de Hacıağaç'tan Günay Şahin'in evinin inşaatı öyle hızlı ilerliyor ki "bir haftaya kalmayacak galiba" diyor Günay Hanım.

İki gün önce atılmış temel ama bodrum ve zemin kat şekillenmiş bile. En az 15, 20 kişi çalışıyor aynı anda. "Üzgünüz ama seviniyoruz da" diyor Günay Hanım. "Devletimiz burada, yaramızı sarmaya çalışıyor, Allah razı olsun".

Diğer afetzedeler gibi onlar da AFAD'ın kurduğu konteynırda kalıyor geçici olarak. Her ihtiyaçları karşılanmış.

ANINDA HİBE VE NAKDİ YARDIM YAPILMIŞ

Evi yanmamış olsa da destek gördüğünü söylüyor dört aylık hamile bir başka vatandaşımız. "Sırf elektrik kesintisinde buzdolabındaki yiyeceklerimiz bozuldu diye 2 bin TL para yatırıldı hesabıma" diyor genç kadın.

Afet yaşayan diğer ülkelerden farklı olarak Türkiye -çok şükür- vatandaşını hiç yalnız bırakmamış, bırakmıyor. Ayni, nakdi, maddi-manevi desteğiyle vatandaşının yanında.

Evini kaybeden vatandaşın hesabına 52 bin TL hemen yatırılmış. Hesabı olmayanlara hesap açılarak yatırılmış. Paranın 50 bin lirası eşya, 2 bin lirası acil ihtiyaçlar için.

İlçe tarım müdürlükleri de tespitini yapıp kovan başına 600 TL veriyor arıcılara. Arı malzemesi vesaire ayrıca temin ediliyor.

Yangınlarda telef olan küçükbaş, büyükbaş hayvanlarla zarar gören arı kovanları devlet tarafından hibe olarak karşılanıyor. Orman Bakanı Pakdemirli Antalya'ya 9 milyon TL, Muğla'ya 5 milyon TL'den fazla ödenek aktarıldığını açıklamıştı önceki gün.

Devlet gerçekten bütün imkanlarıyla yangın bölgesinde. Her ihtiyaç en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, yerine getirilmiş.

Yanan her ev yerine yanmaz malzemeler kullanılarak yapımı başlanan hummalı çalışmaya tanık oluyoruz. Evler köylünün her ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlandı.

Avlularda halihazırda yenisi yapılana kadar kullanılacak konteynırlar ve hayvanlar için geniş çadırdan ahırlar, ağıllar var. Saman balyaları gördüm, getirip yığmış devlet, vatandaş mağdur olmasın hayvanına bakabilsin diye.

Kızılay, AFAD gün boyu yemek, su dağıtımı yapıyor, ihtiyaç karşılıyor.

"HELİKOPTERLER ATEŞİNE GÖZÜNE SU ATTI"

Yatağan Yumaklı mahallesinde Ayşen-Mehmet Soykan çiftinin bahçesinde soluklanıyoruz. "Ormanlarımız yandı" diye üzülüyor "şükür canımıza malımıza bir şey olmadı" diye seviniyorlar. Uyku düzensizliği, kaygı bozukluğu var çoğunda. Kabus görüyoruz, uyuyamıyoruz diyorlar.

Yine de Yumaklı'da bütün evler, aileler şükür içinde.

Yangın mahalleye çok yaklaşmış. "Bayırı atlayıp köyü yakacak diye çok korktuk, çok ağladık" diyor kadınlar. El birliği etmiş ekiplere katılmışlar. Helikopterler uçaklar yukarıdan su atarken (-ki köylüler "helikopterler her 4 dakikada bir su attı, hem de valla ateşin gözüne attı" diye aktarıyor tanıklıklarını) Yumaklılar da boş durmamış. Köyün etrafını çevreleyen ağaçları kesip toprağı ıslatarak tedbir almış. Şükür ki can kaybı ve maddi hasar yok. Sadece bir inek kaybolmuş ormanda.