Gene 28 Şubat'tan bahsedeceğim...
Sizin 28 Şubat yazıları okumaktan canınız sıkılmış olabilir ama...
28 Şubat yazıları sizin canınızı sıkarken 28 Şubat darbe kararları da hâlâ bizim canımızı sıkıyor; hem de mecâzî mânâda değil hakikaten canımızı sıkıyor!
"28 Şubat yargı kararları iptal edilsin" dedik...
"28 Şubat fişlemeleri devletin hafızasından silinsin" dedik...
Demesine dedik de sesimizi ilgili mercilere duyuramadık; hata bizde, ilgili mercilerin kulaklarına ulaşabilecek desibelde bağıramadık, bağırabilseydik hiç şüphesiz sesimizi duyabilirlerdi!
Öyle cahiliz ki, ilgili mercilerin kulaklarına ulaşabilecek sesin kaç desibel olduğunu bile bilmiyoruz!
Allah rızası için bilen, ilgili mercilerin kulaklarına ulaşabilecek sesin kaç desibel olduğunu söylesin biz kara cahillere...
Cahillikten kurtulana kadar buradan sesimi duyurma çabasına devam, ya nasip!
"Ne oldu da yine 28 Şubat yazısı yazıyorsun Yakup" diye soracağınızı veya "Offf yine mi 28 Şubat yazısı" diye sitem edeceğinizi düşünerek hemen sadede geliyorum.
Efendim "28 Şubat yargı kararları iptal edilsin" diye biz yazıp çizerken 28 Şubat yargısı 5 gün önce İstanbul Adliyesi'nde kendisi hatırlattı. Yakamızdan hiç düşmediği için unutmamız mümkün olmadığından "hatırlattı" demeyim de "gösterdi" diyeyim.
28 Şubat cuntasının zindana attığı ve 19 yıl hücrede kalan Ali Acar, yeniden yargılama kararıyla cezaevinden tahliye edilmişti. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden yargılama davasının 10 Aralık'taki son celsesinde Acar'a, 28 Şubat darbe yargısının verdiği müebbet hapis cezasını tekrar verdi. Acar'a tekrar uygun görülen ceza, kaldırılan 146/1 idam cezası. Allah'tan idam cezası kaldırıldı da Ali Acar idam edilmekten kurtuldu!
Ali Acar 21 yıl ardından aynı cezayı alınca haklı olarak soruyor: "Savcının mütalaasında dile getirdiği delil, kabul, suçun sübut bulması söz konusu değil; maddi hasar tespiti bile olmayan bir kaç basit eylem. Suç sübut bulsa bile bu derece orantısız ceza istenir mi? Hadi 28 Şubat döneminde bu yapıldı, aradan geçen 21 sene sonra bu ceza istemi nedir? Hukuki gerekçelerle beraat etmesi gereken bir dava. Delil yok, parmak izi yok görgü şahidi yok. FETÖ'cü firarı polis müdürü Mehmet Karabörk'ün altında imzası olan ve dosyama bir başka kişinin hayat hikâyesini ekleyerek ağır ceza almamı sağladığı dosya!"
Evet yanlış okumadınız, Ali Acar'ın dosyasına bir başka kişinin hayat hikâyesi eklenerek ağır ceza alması sağlandı. Acar Ticaret Lisesi mezunuydu, dosyasına eklenen hayat hikâyesindeki kişi ise İmam Hatip Lisesi mezunu. 28 Şubat'ta İmam Hatip mezunu olmak potansiyel suçlu olmak demekti. Yani o dönem idam cezası Ali Acar'ın şahsında İmam Hatiplilere verilmişti.
Peki bugün?!.
Cevap verecek bir muhatap bulabilir miyim, bilemiyorum...
Her ne kadar ilgili mercilerin kulaklarına sesimizi ulaştırmayı beceremezsek de ben yine de şansımı deneyim: Sesimizi duyan var mı!..