Atatürk ve Erdoðan sayesinde: Mesut, muvaffak ve muzaffer Türkiye!

Cumhuriyet'in 100. yaþýna hür ve kuvvetli eriþmek geçmiþ yüzyýlýn kývancýyla beraber gelecek yüzyýla dair umutlarýmýzý da artýrdý.

Bilhassa 29 Ekim günü Ýstanbul ve Ankara baþta olmak üzere tüm yurtta yapýlan kutlamalarýn niteliði kadar halk katýlýmýnýn çokluðu ve coþkusu da gösterdi ki, bu ülkede Cumhuriyet kuvvetlidir, sapasaðlamdýr, alternatifsizdir.

Egemenliðin kayýtsýz þartsýz millete ait olmasý bakýmýndan Cumhuriyet artýk kemale ermiþtir.

Vesayetin sonlandýrýlmasý, yasama ve yürütmenin halkýn rýzasýna dayanmasý sayesinde vatandaþýn rejimle derdi yoktur.

**

Cumhuriyet'in demokrasi ile tamamlanmasý için epeyce beklediðimiz, sabýrla mücadele ettiðimiz de bir gerçek.

Demokratik arayýþlarýn 200 yýllýk bir geçmiþi olmasýna raðmen üstelik...

1808 Sened-i Ýttifak ile baþlayan, 1876'da Kanuni Esasi'nin, 1908'de Meþrutiyet'in kabulüyle devam eden süreç bilindiði üzere milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasýnýn, ardýndan da 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet'in ilanýyla neticeye ulaþýr.

Lakin demokrasi o kadar da kolay geçmez hayata... Atatürk 1923-1938 yýllarý arasýnda çok partili hayata geçiþle ilgili bazý giriþimlerde bulunsa da devamýna ömrü vefa etmez.

Ýnönü idaresindeki Cumhuriyet Halk Partisi alternatifsizdir. Halkýn seçme hakký yoktur bir manada. CHP de iktidarýný korumak için "açýk oy, gizli sayým" gibi garabetlere bile baþvurur.

Nihayetinde savaþtan yeni çýkmýþ, evlatlarýný topraða vermiþ, yokluða kýtlýða, zorluða göðüs germiþ Anadolu insanýnda öyle hatýralar býrakýr ki, CHP çok partili sisteme geçilen 1950 yýlýndan beridir iktidar yüzü görmüþ deðildir.

**

1950'de seçim kazanan Demokrat Parti'nin 1960'ta darbeyle indirilmesinin, Baþbakan Menderes ve iki bakanýnýn asýlmasýnýn meydana getirdiði travmaya raðmen vatandaþ sandýða küsmez.

Neredeyse her on yýlda bir yapýlan darbelere, halkýn iradesini baskýlamak için yapýlandýrýlan kurumsal vesayete inat, her seferinde halk vekilini seçer Ankara'ya gönderir.

Millet iradesini yere düþürmeyecek, kendisine verilen Anayasal yetkiyi kullanarak vesayet odaklarýný kurutacak, vesayet kurumlarýný yasal sýnýrýna çekecek bir lider bekler on yýllarca.

Beklediðine de kavuþur.

O lider 2002'de seçilip Ankara'ya gönderilen Recep Tayyip Erdoðan'dýr.

**

Cumhuriyetin 100 yýlýnýn 21 yýlý Erdoðan liderliðinde geçti. Beþte biri yani...

Ve bu kýsa sürede -eksikler hala vardýr ama- sayýsýz sessiz devrim gerçekleþti.

21 yýlda girdiði her seçimden birinci çýkan Erdoðan halktan aldýðý kuvvetin gereðini de yaptý.

Milli iradenin üstünlüðüne baðlý kalarak, vesayet odaklarýyla girdiði her mücadelede ve sistem týkanýklýðýnda vatandaþa gitti, Türkiye'yi prangalarýndan ve öðretilmiþ korkularýndan kurtardý.

Yurdun her yerini eserlerle donattý. Karayollarýndan demiryollarýna, köprülerden barajlardan havaalanlarýna, hastanelerden okullardan üniversitelerden adliyelere ve diðer kamu binalarýna sayýsýz yapý kazandýrarak fiziki ihtiyaçlarý karþýladý, altyapýyý yeni yüzyýla hazýrladý.

Atatürk'ün Cumhuriyete dair tahayyülünü ifade ederken kullandýðý "kimsesizlerin kimsesi" olma hedefini hâkim kýldý Erdoðan. Sosyal devlet ilkesini hayata geçiren lider oldu.

Yasalar karþýsýnda herkesin eþit tutulmasýný saðladý. Hak ve özgürlükler üzerindeki kýsýtlamayý kaldýrarak, seçkincilerin diðerleri üzerinde üstünlük taslamasýna son vererek Cumhuriyet pratiðini ideale yaklaþtýrdý.

**

Yüzyýl önceki emperyalist iþgalden baðýmsýz bir ülke çýkarmayý baþarmýþtý Gazi Mustafa Kemal.

Recep Tayyip Erdoðan da Skyes Picot'tan bir asýr sonra benzer bir baðýmsýz mücadelesinin liderliðini yapýyor.

Belli ki benzer bir paylaþým anlaþmasý gereði yakýlýp yýkýlýp parçalanan yakýn coðrafyanýn tam ortasýndaki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, bu "tek diþi kalmýþ canavar"a yem etmiyor Erdoðan.

Milli savunma sanayii, doðalgaz keþfi, nükleer santral yapýmý gibi en temel ihtiyaçlarýmýzý yerli üretimle karþýlamamýzý saðlarken dýþ politikada baðýmsýzlýðý da mümkün kýlýyor.

Türkiye'nin bekasýna yönelen her tehdidi zorun gücüyle bertaraf ediyor, vatandaþa musallat olan terör örgütlerinin kökünü kurutuyor.

PKK'nýn Suriye içlerine süpürülmesi, Irak'ta terör inlerinin kevgire çevrilmesi, FETÖ'nün kaçacak delik bulamayýnca Avrupa'ya Amerika'ya sahiplerinin etek altýna saklanmasý bundandýr.

Libya'da Türk geri dönmüþtür.

100 yýl sonra ilk kez Karabað'da kaybedilen toprak geri alýnmýþtýr.

Gazze'deki Siyonist'e "bir gece ansýzýn..." denmiþtir.

Erdoðan'ýn 29 Ekim günü saat 19.23'te yaptýðý konuþmasýnda önemli ve lüzumlu bir meydan okuma vardý.

Atatürk'ün yüzyýl önce kurduðu "Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktýr" cümlesini bugüne uyarlayarak þöyle dedi Cumhurbaþkaný: "Türkiye Cumhuriyeti'nin mesut, muvaffak ve muzaffer olmasýnýn önüne hiçbir emperyalist güç geçemeyecektir".