"Büyük akýllar fikirleri tartýþýr, orta halliler olaylarý, küçük beyinler ise insanlarý." Roosevelt'e ait bu sözü parçalarýna ayýrarak, hangi parçanýn üyesi olduðumuzu irdelemeye çalýþacaðýz.
Büyük akýllarýn, arkalarýnda býraktýklarýna bakarsak, onlarýn çoðunlukla fikirler üzerinde yoðunlaþtýðýný görürüz. Bilim, felsefe, teknoloji, din veya sanat alanýnda olsun, ilerlemeyi, teorileri, fikirleri öncelerler.
Bu büyük akýllar, dikkatlerini belirli bir olaya veya kiþiye ya da ideolojik dürtülerle insana odaklamaktan ziyade, prensipler, kuramlar, bilgiler ve gerçekler üzerinde düþünür. Tarihin, çað deðiþim sancýlarý da çýðýr açan ilerlemeleri de bu türden düþünüþün tezahürüdür.
Orta halli akýllar genellikle olaylara odaklanýr. Neden sonuç iliþkisini önceleyerek olaylar üzerinden durum deðerlendirmesi yapmayý tercih ederler. Bu tarz düþünce biçiminin dahi vasat düzeyde de olsa insanlýða ve topluma katkýsý olur.
Küçük beyinlere gelince, tek dertleri insandýr. Gýybet, dedikodu, haset, fesat, ideolojik düþmanlýk, ýrkçýlýk, grupçuluk, ayak kaydýrma, eleþtirme, ötekileþtirme, vb. formunda ortaya çýkarlar. Yüzeysel bilgiye sahip olurlar, ufuklarý dardýr, anlam arayýþý umurlarýnda deðildir ve insanlarýn eylemleri üzerinden motivasyon devþirirler.
Ýlkeleri hamasetten ibarettir. Taassup hapsinde debelenirler. Baþkalarýnýn kültürlerini yaþayarak özgür olduklarýný zannederler.
Kadýn Milli Voleybol Takýmý'nýn dünya þampiyonu olmasýnýn ardýndan yaþananlar küçük beyinli insanlarýn yapacaðý türden.
Deprem bölgesinde gecesi gündüzü birbirine karýþmýþ, mesleðinden önce insani tarafýný gördüðümüz, yüreðinden bir samimiyetle gazetecilik yapmaya çalýþan Fulya Öztürk'ü Türkiye tanýmýþtý. Gazeteci kimliðiyle bulunduðu Suud'da mesai dýþýnda yaptýðý Umre ziyareti sonrasý linç edilmeye çalýþýldý. Hakaretamiz bir þekilde Öztürk'e saldýrýldý.
Ne için? Baþýný örttüðü için. Müslüman kimliðini unutmadýðý için.
Kimler tarafýndan? Küçük beyinler tarafýndan.
Görsel medyada yer alan karikatür veya benzeri paylaþýmlarda kadýn voleybolcular sanki muhafazakâr kesimin düþmanýymýþ gibi gösteriliyor.
Kazanýlan zafer seküler yaþama sahip bireylerin dindarlar üzerinde aþaðýlama aracý olarak kullanýlýyor.
Ve bütün bunlarý yapanlarýn arasýnda kendini "aydýn" "elit" olarak lanse eden "profesör" "sanatçý" ünvanlý insanlar da var.
Atatürk'ün kýzý olabilmesi ve baþarýlý sayýlabilmesi için kadýnýn çýplaklýðýný þart görmek; aydýnlýk deðil karanlýk zihinlerin, küçük beyinli insanlarýn iþidir.
Her zaman söylüyorum; Atatürkçü olduðunu iddia eden küçük beyinliler Atatürk'ü tanýsalar Atatürkçü olmaktan vazgeçerler.
Ýnancý gereði örtünmeyi yobazlýk sayanlar, tesettürlü insanýn toplu taþýmaya dahi binmesini istemeyenler, baþarý elde eden sanatçýnýn, sporcunun ötekileþtirici açýklamalarý küçük beyinli kiþilerin iþidir.
Entelektüel ya da aydýn denen kiþiler bile toplumu yaþam biçimleri üzerinden ayrýþtýrmaktan ve baþkalaþtýrmaktan çekinmiyorsa küçük beyinlidir.
Olumsuzluklar üzerinden mutlu olup devletini kötüleyip Müslümaný aþaðýlamaya çalýþmak ise yalnýzca küçük beyinli deðil ayný zamanda aþaðýlýk insanlarýn iþidir.
Bir düþünceye ölçüsüz þekilde baðlý olana yobaz denir. Bir kez daha müþahede ettik ki laikçilik ve jakoben cumhuriyetçilik yobazlýðýn ileri seviyesidir.
Milletçe göðsümüzü kabartan bir baþarý üzerinden, "öteki" reaksiyonu ise nifak tohumu ekmektir.
Fikirlerin ve kavramlarýn içini boþalttýk, tartýþtýðýmýz tek þey "kiþi"; sen, ben ya da öteki.
Ýþte böyle böyle toplum olmaktan hýzla uzaklaþýyoruz.
Büyük akýllarýn ilkelerini ve fikirlerini keþfedip uygulamaya koyma zorunluluðumuz var. Yeniden toplum olabilme adýna, üzeri tozlanmýþ potansiyelimizi ortaya çýkarmak için buna ihtiyacýmýz var.
Aydýnýn, sanatçýnýn, sporcunun; kuþatýcý bakýþ açýsýyla, kiþilere takýlý kalmaksýzýn, doðru düþünce ve eylemleriyle toplumun yanýnda yer almasýna ihtiyacýmýz var.
Aðýna düþürmüþ avcý heyecanýyla insaný boðazlamaya çalýþan küçük beyinlilerden temizlenmeye ihtiyacýmýz var.
Bir an önce insanlarý tartýþmayý ve ötekileþtirmeyi býrakýp fikirler ve kavramlar üzerinden konuþmalýyýz. Ancak bu þekilde doðrularý bulabilir, ortak yaþama alanlarý inþa edebiliriz.
Yoksa insanlarý ötekileþtirmekle ancak küresel güçlerin ekmeðine yað sürmüþ oluruz.
Siz, Roosevelt'e ait yukarýda zikrettiðimiz sözün hangi parçasýsýnýz?