Mustafa Sabri Beþer
Mustafa Sabri Beþer
Tüm Yazýlarý

Bilgi de ilgiye muhtaçtýr

Sözlü bir medeniyet geleneðinden geliyor oluþumuz bilginin aktarýlmasýnda maalesef bir handikap olarak önümüze çýkýyor. Oysa rüþtünü ispatlamýþ bir millet olarak bu sorunu halledebilmeli ve bilgiyi kurumsal olarak gelecek nesillere aktarabilmeliyiz.

Bir önceki yazýmýzda deðindiðimiz gibi büyük dava insanlarý ayný þuur ve heyecaný bir sonraki nesle aktarma konusunda ne yazýk ki, yeterli olamýyorlar.

Bu temsil-takdim bilincini fertler arasýnda nesilden nesile akan bir ýrmak gibi düþünebiliriz. Irmaðýn akýþýnýn zayýflamasý, bilinçle iliþiðimizin kesilmesi demek olur ki bu durumda bünyemiz susuz topraklar gibi kuruyup çoraklaþmaya baþlar, hayatiyetini kaybeder. Özümüzü yitiririz.

Bir millet olarak sahip çýkýlmasý gereken "dava" meselesi kiþisel ilgilere terkedilince, kopma kaçýnýlmaz oluyor.

Davanýn taþýnmasý büyük bir yüktür; bu büyüklüðe denk büyük fedakarlýklar ister.

Bu büyük fedakarlýklarýn, temsil ve taþýmanýn kurumlaþmasý gerekir. Bu kurumlaþmalarýn esaslarýnýn, kurallarýnýn çok saðlam bir zemine oturtulacaðý süreçlere ihtiyaç var.

Dava fonksiyonunu icra eden insanlar, kendi geçim meþguliyetleriyle ve dolayýsýyla bireysel sorumluluklarýyla ilgilenmeye daha az zaman bulabilirler. Bu durumda aile geleneklerinin aktarýmý kesintiye uðrayabilir.

Bir yerde bu takýlmanýn giderilmesi, davalarýn bir sonraki nesle aktarýlmasý saðlanmalýdýr. Bu noktada "dava" insanýnýn davasýna gösterdiði özeni ve fedakarlýklarý ailesine karþý da göstermesi gerekmektedir.

Bu tespitle deðindiðimiz nokta günümüz muhafazakâr kesimin en büyük problemidir. Biz maalesef "dünyayý deðiþtirme" amaç ve gayesiyle çýktýðýmýz yolda kendi ailemizi çoðunlukla ihmal ediyoruz.

Dava için, bilincin kaybedilmemesi yolunda bir insan kurtarmak büyük bir hedeftir. Fakat unutmamak gerekir ki bunun baþlangýç noktasý ailedir.

Ailemize göstereceðimiz özenle bizden uzaktaki insanlara göstereceðimiz özen arasýnda bariz bir fark olmamalýdýr.

Sevgiyle açtýðýmýz kollarýmýzla sarmaya en yakýnýmýzdan baþlamalýyýz.

Ýdeal sahibi bir insanýn dava çalýþmalarýndan ötürü ailesini bütünüyle ihmal etmesi mahrumiyet hatasýdýr. Baþkalarýnýn dertlerine yoðunlaþarak, dava endiþesiyle bazen, yaný baþýmýzda ilgiye ve bilgiye muhtaç evimizi ihmal edebiliyoruz.

Sorumluluk bilinciyle inandýðý dava ve gönül verdiði ideal uðruna aile ýskalanýyorsa asýl olan ideal boþlukta kalmýþ olur. Bütün sorumluluklara raðmen aile fertlerinin ilgimiz ve kontrolümüze muhatap olmasý ve oluþturacaðýmýz mesuliyet dengesi içerisinde doðru yerde bulunmasý önemlidir.

Yakýn zamanda, bu yanlýþý kýrabilmiþ bir insan ayrýldý aramýzdan: Özdemir Bayraktar.

Özdemir Bayraktar, Türkiye'nin tam baðýmsýzlýðýnýn ancak milli teknoloji ve milli sanayiyle gerçekleþeceðine hem inanmýþ hem de bunu bütün ömrüyle ispat etmiþ bir insandý. Vefatýnýn ardýndan her kesimden kalem sahibi, iþ insaný tarafýndan yazýlan ve söylenenler kendisini davasýna ne kadar çok adadýðýnýn bir ispatý.

Özdemir Bayraktar, inandýðý davayý, gönül verdiði ideali ailesine aktarabilmiþ bir örnek kiþi olarak da duruyor karþýmýzda. Aile olarak ele alýndýðýnda Bayraktar ailesi Özdemir Bayraktar'ýn yolundan giden, onun felsefe ve dava þuurundan taviz vermeyen bir hayrülhalef.

Demek ki Özdemir Bayraktar, bütün meþguliyetine, bütün sorumluluklarýna ve bütün yorgunluklarýna raðmen ailesini ihmal etmemiþ. Bilgi ve ilginin aktarýlmasý noktasýnda da örnek olmuþ.

Bu durum davayý kazanmanýn, bu bilincin aileye aktarýlmasýyla olacaðýnýn bir kanýtýdýr.

Bu sorumluluktan; durumu kendi içinde bir tartýþma konusu haline getirip bahaneler üreterek, zorluðunu, imkansýzlýðýný ve imtihan olarak geçmiþten miras aldýðýmýz olumsuz etkenleri mazeret göstererek sýyrýlamayýz.

Arkamýzda davamýza sahip çýkacak ve onu daha ileriye taþýyabilecek evlatlar býrakmak dilek ve temennisiyle...