Muhsin Yazıcıoğlu, beş arkadaşı ile birlikte 25 Mart 2009'da içinde bulunduğu helikopterin düşmesi sonucunda hayatını kaybetti.
Bu konuda haber yapılırken yıllardır, "halen tam çözülemeyen bir helikopter kazası" dendi.
Tam çözülemiyordu, çünkü olayı aydınlatacak ve helikopterin beyni sayılacak kayıt cihazları, enkaza ulaşılmadan 3 gün önce delilleri karatmak için sökülmüştü.
Bugün soruşturmanın/yargılamanın geldiği son noktada Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının, planlı/organize bir FETÖ suikastı ile şehit edildiği ortaya çıktı.
Pekiyi ama suikast nasıl yapılmıştı?
Bu konuda kamuoyunu aydınlatan, Muhsin Yazıcıoğlu'nun oğlu Furkan Yazıcıoğlu oldu. 11 Nisan 2021'de CNNTürk'te Ne Oluyor programındaki konuşması karanlık noktaların birer birer aydınlanmasının yolunu açtı.
Önce şunu cevaplayalım.
Suikastın arkasında neden FETÖ var?
Nedim Şener, Hürriyet'teki köşesinde bu konunun ısrarcı takipçilerinin başında geliyor. Onun da dikkati çektiği noktaların özeti şu:
1. Arama kurtarma çalışmalarında kasıtlı ihmaller var. Kaza sonrası saatlerce 112 ve 155 ile cep telefonuyla konuşan gazeteci İsmail Güneş'incep telefonuna ait baz istasyonu bilgilerinden yola çıkılarak olay yerinin yaklaşık olarak belirlenmesine rağmen arama kurtarma çalışmaları, üç gün boyunca tam tersi yönde kilometrelerce uzaklarda yapıldı.
2. FETÖ elemanı istihbaratçı, savcı, hâkim ve gazeteciler marifetiyle mevcut deliller karartıldı, yalan ve iftiralarla, dava dosyası yönlendirildi, yıllarca sürüncemede bırakıldı. Ancak 15 Temmuz ihanetinden sonra mesafe alınabildi.
3. Dosyada adı geçen tam 49 kişinin FETÖ mensubu olduğu gerçeği ortaya çıktı.
4. Düşen helikopterin kontrol panelindeki bazı cihazları söken FETÖ'cü askerler Davut Uçum ve Aydın Özsıcak, aynı zamanda 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gerçekleştirilmesi planlanan suikast timi içinde yer aldılar.
5. Abdullah Önder ile Kamil Bakum gibi FETÖ'nün önemli üst düzey yöneticileri, dosyanın üstünün örtülmesi için FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in devreye girdiğini itiraf ettiler. Tüm söylediklerinin, HTS kayıtları ve Bylock yazışma içerikleriyle örtüştüğü görüldü.
Evet, Muhsin Yazıcıoğlu, Fetullah Gülen'in bizzat talimatları ile şehit edildi...
Suikast nasıl yapıldı?
Furkan Yazıcıoğlu, şöyle anlatıyor:
"İki tane jet var ve alt alta uçuş yapıyorlar. Bunu yapmalarının sebebi altta kalan jetin radarda görünmemesi.
"Alttaki jet, kopup dalışa geçiyor ve dalışa geçtikten sonra helikopterin üzerine bir bindirme yapıyor. Tekrar radarda göründüğü noktada da ses hızını aşmış bir şekilde tekrar görüyoruz onu.
"Bunlar çok güçlü makineler. Savaş jeti bunlar. Sivil bir helikopteri çok rahat bir biçimde yaprak gibi atabilecek bir güce sahip. Bir türbülans oluşturması, helikopterin kontrolünü pilotun elinden almasına yetiyor..."
Pekiyi, helikopteri bu şekilde düşürme, neden yıllardır ortaya çıkarılamadı?
Çünkü FETÖ'cülerin kontrolündeki Genelkurmay Adli Müşavirliği'nin 2011'de gönderdiği yanıltıcı belgelerde, olay gününe ait radar görüntülerinin olmadığı, tam da olay anına ait saat 15.03 ile 15.07 arası radar kayıtlarının arıza nedeniyle yapılmadığı söylendi.
Yurtsever subayın kahramanlığı
"Yok" denilen radar kayıtları yıllar sonra Yazıcıoğlu ailesine bir subayın yaptığı ihbarla ele geçirildi.
FETÖ'cü hainler, Silahlı Kuvvetler'in tüm radar sisteminden kayıtlarını yok etmeyi başarmış ama neler olup bittiğinin farkında olan bir yurtsever subayın, kayıt cihazı ile ekran görüntüsünü alıp CD'ye aktarmasıyla amacına tam olarak ulaşamamıştı.
Elebaşı Gülen, suikasttan 5 gün sonra 30 Mart 2009'da "herkul.org" isimli internet sitesinde "Alperen ve Liyakat" başlıklı bir konuşma yayımladı. Gülen'in, "Aldanırsanız böyle kurban gidersiniz. Bir perşembe akşamı vefat edersiniz, bir cuma günü cenazenize ulaşırlar." dedi. Ve kendi kumpasını savundu: "Asker vazifesini yapmadı dediler, ben yaptığına kâniyim yani. Hakikaten herkes elinden geleni yaptı..."