Bir parti kapatýlmak istendiðinde, yenisi hazýr demektir!

5 Mart Cuma günlü ve 'Partiler Mezarlýðý'ndan traji-komik bir kesit' baþlýklý yazýda, hele de 2. Meþrutiyet'ten, 1908'den beri her sosyal sahneye çýkan siyasî partilerden, Ýttihad- Terakki'ci / kemalist-laik kadrolarca beðenilmeyenlerin silahlý zorbalýk ve sindirme yöntemleriyle, dâraðaçlarý ve zindanlarla, en totaliter ve diktatoryal yöntemlerle sahne dýþýna nasýl atýldýðý özetle anlatýlmaya çalýþýlmýþtý.

Devam edelim..

12 Eylûl 1980 Darbecilerinin geçmiþtekilerden de katý laik çerçeveler içinde hazýrlattýðý Anayasasý tasarýsýnýn, 1982 yýlýnda yapýlan referandumda yüzde 92'yle kabul edildiði açýklanýp, yeni partiler kurulmasýna izin verilince, yýðýnla yeni partiler sökün etmiþti sahneye..

Tutuklu Demirel'in, eski KKK. em. Org. Ali Fethi Esener liderliðinde kurdurduðu Büyük Türkiye Partisi hemen teþkilatlanýnca, bu parti, kuruluþunun 20'nci gününde kapatýldý.

'Süleyman aðabeyi'ne askerlerin artýk izin vermeyeceðini anlayan Turgut Özal, hemen, Anavatan Partisi'ni kurdu. Demirel, 'Kendi arsamda, gecekondu yaptýrmam!' diyerek Özal'ý çizdi ve DYP'yi kurdurdu.

General Evren de, em. org. Turgut Sunalp'e, Milliyetçi Demokrasi Partisi'ni kurdurmuþtu, CHP'nin ideolojik mirasý için, SHP ve HP de kurulmuþ; Bülent Ecevit de refikasý Rahþan eliyle DSP'yi kurdurmuþtu.

Bu arada, Türkeþ de, (kapatýlan MHP yerine) MÇP'yi kurdurmuþtu.

Erbakan da MNP ve MSP'den sonra þimdi de Refah Partisi'ni kurduyordu arkadaþlarýna.. (Ki, 1977-78'lerde bir görüþmemizde Erbakan'a, 'Hocam, MSP'nin de kapatýlmasý ihtimali yok mu?' dediðimde, ' Muhterem kardeþim, yolcu yolunda gerek; o zaman biz de, 'Millî Hayat Partisi' diye devam ederiz' demiþti.)

Siyasetten yasaklanmýþ 80 öncesi liderler de yapýlan bir referandumla ve kýlpayý siyasete ve liderliklerine kanûnen de geri dönmüþlerdi, 1987'de..

1991 Seçimleri'nde Demirel liderliðindeki DYP, birinci parti oldu. Ve, Erdal Ýnönü liderliðindeki SHP ile koalisyon kurdu. Özal vefat edince de, Demirel C. Baþkaný seçildi, bu iki parti tarafýndan..

1991 seçimlerine Erbakan'ýn, Türkeþ'le ittifak ederek seçime girmesi RP'de rahatsýzlýk meydana getirmiþti. Ama, yetkili bir RP'liye sorduðumda, 'Erbakan Hoca da istemiyordu, ama; son gece, yukarýlardan dayatýldý' demiþti.

Bu arada, özellikle kürd etnisitesi adýna diyerek; gerçekte ise, PKK'nýn siyasî kolu olarak, bazý isimler SHP içinde siyasete girmiþlerdi/ sokulmuþlardý. 'Derin Devlet' de bunlarýn, tamamen dýþarda kalmalarýndansa, bir 'emniyet sübapý' olarak Meclis'te bulunmalarýný tercih etmiþti..

Bu m.vekilleri sonra SHP'den ayrýldýlar, HEP, DEP gibi çeþitli isimler altýnda partiler kurdular. Ama, özellikle, (Malatya-Bingöl yolunda 33 askerin pusuya düþürülüp öldürülmelerinden sonraki yüksek gerilimin bir yerleri çarpacaktý. Nitekim, bir kýsmý tutuklandý, bir kýsmý da yurt dýþýna çýktý.

SHP, 'Bunlarý Meclis'e siz soktunuz..' diye aðýr þekilde suçlanýyordu. Bunun üzerine, Erdal Ýnönü, 'Bu insanlarýn SHP içinden siyasete girmeleri, MGK kararýydý, ama, biz suçlanýyoruz!'demek zorunda kalmýþtý.

O cereyanýn mensublarý, 1995 seçimlerinde baðýmsýz olarak girdikleri Meclis'te ise, 'Barýþ ve Demokrasi Partisi' (BDP) þemsiyesi altýnda toplandýlar.

'28 Þubat 1997 Askerî Darbesi'yle Erbakan- Çiller Hükûmeti düþürülüp Refah Partisi, laikliðe aykýrý hareketlerin odaðý olduðu gerekçesiyle 1998'de kapatýldý. Yerine kurulan, Fazilet Partisi de Merve Kavakçý Hadisesi üzerine, 2001'de kapatýlýnca, Saadet Partisi kuruldu.

AK Parti'nin kapatýlmasý için de, üstelik, 2007 seçimlerini tekrar kazandýktan hemen sonra bile dâva açýlýp, Anayasa Mahkemesi'nde sadece 1 oy farkýyla kurtulmadý mý?

Kürd etnisitesi adýna da, alfabedeki harflerin neredeyse üçte birinden fazlasýný kullanarak kurulan yeni partiler de kapatýldý-durdu..

Ve þimdi de HDP'nin kapatýlmasý isteniyor. Çok sayýdaki HDP m.vekilinin yargýlanabilmeleri için 'dokunulmazlýklarýnýn kaldýrýlmasý'na dair fezlekeler Meclis'e geldiði gibi; yargý da, HDP'i kapatmak için bir takým çalýþmalara girdiðinin iþaretini veriyor.

Ýyi de, özellikle Erbakan Hoca'nýn kurduðu partilerin arka arkaya kapanmasýna raðmen, yeni partilerin ortaya çýkmasý engellenemediði gibi; HDP de kapatýlacak olsa bile, o sosyal taban da, yeni bir kanûnî þemsiye bulmayacak mýdýr? Üstelik, 'DBP' diye bir yedekleri, þimdiden hazýr..

ÇARE, BAÞKA BÝR YERDE..

O halde, partileri kapatmak çare deðil.. Meselenin çözümü baþka yerdedir. Vatandaþlardan bir kýsmý kendi etnik kökeniyle gururlanmaya çaðrýlýrken, diðerlerinin rencide edileceðinin düþünülmemesi ve en tabiî haklarýnýn tanýnmamasý, bu sosyo-psikolojik vakýayý ortaya çýkarmýþtýr, kaçýnýlmaz olarak.. Halbuki, Selçuklu ve Osmanlý dönemlerindeki en güçlü zamanlarýmýz, 'Müslüman halklar arasýnda haklardan faydalanmak açýsýndan, ahlâk ve faziletten baþka bir ayýrým ölçüsü gözetilmemesi ve gayrimüslim halklara da, 'zimmî' statüsünde olmayý kabullendikleri takdirde, en tabiî haklarýna sahib olarak yaþamalarý imkâný verildiði zamanlar' olmuþtur.

Bugün de bu ülkede 'vatandaþlýk statüsü'ne sahib herkesin, baþka hiçbir ayýrým gözetilmeden, kanun karþýsýnda 'eþit vatandaþlar' olarak görülmelerindedir, çare..

Konu aslýnda hiç de karmaþýk, çetrefilli deðildir; çetrefilli olan, bir etnik unsurun diðerlerine üstünlüðü adýna 100 yýldýr getirilen ve temel inançlarýmýza da aykýrý olan düzenlemelerdir.