Yargıtay yeni hizmet binasının açılışında kayıtlara geçen şu fotoğrafı gördünüz mü?
Başta Yargıtay Başkanı yanında seçilmiş Cumhurbaşkanı ve Diyanet İşleri Başkanı... Ne yapıyorlar? Dua ediyorlar... O kadar net, berrak ve sarih ki...
Üç Müslüman yeni bir dönemin başlangıcında bir yeni hizmet binasının açılında yeni bir görev tevdiinde Allah aşkına soruyorum size; başka ne yapabilirdi ki?.. Arkadaş kusura bakmayın da biz yalnızca Allah'tan isteriz... İyiliği, güzelliği, işleri kolay kılmasını, insanın önünü açmasını, hayırlı kararlar verebilmeyi, ümmete-millete hayırlı hizmetler nasip etmesini... Sadece ve sadece Allah'tan isteriz... Siz başka bir şeye inanıyorsanız da kimse neden ona değil şuna inanıyorsun diye zorlamaz kimseyi. İsteyen beyaz peynire tapsın isteyen fındık ezmesine... Bu karede gördüğünüz üç adam sadece Allah'tan istiyor... Ne var bunda?
**
Gericilik dediler, yobazlık dediler, çağdışılık dediler, laikliğe aykırı dediler... Laikliğe aykırıymış... İnanabiliyor musunuz? O kadar cahiller... El açıp dua etmenin acaba nesi laikliğe aykırı... Yoksa adına 'Laiklik' dediğiniz bir din icat ettiniz de bu ritüel ona mı aykırı geliyor. Hadi itiraf edin... Bu tepkinin laiklikle falan izah edilecek bir tarafı yok.. Bu apaçık düşmanlıktır. Ve Cemil Meriç ne diyor; "...bizim aydınımız din düşmanı değil, İslam düşmanıdır..." diyor... İslamofobia üzerinden en sert biçimde eleştirdiğimiz Batı'da bile bu kadar İslam düşmanı, böylesine egemen değil. En azından marjinal kalıyorlar..
**
Bakın dediler ki, bu fotoğraf çağdışıdır... O kadar beyinleri yıkanmış mankurtlaşmış ki bu insanlar, değerlerine sarıldıkları cumhuriyetin kuruluş koşullarını bile yok sayar hale gelmişler.. İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun şu fotoğrafı paylaştı eleştiriler üzerine. Fotoğraf 23 Nisan 1920'de, TBMM'nin açılışı sırasında çekilmiş...
Bu fotoğrafın bir hikayesi var... Gazi Mustafa Kemal Paşa, 21 Nisan 1920'de Anadolu'daki tüm askeri birliklere ve sivil idareye bir tamim yolluyor... Orada iki gün sonra açılacak olan Milli Meclis'in açılış şartlarını altı maddede anlatıyor;
"... 1. Allah'ın cömert ihsanı ile Nisan'ın yirmi üçüncü cuma günü, cuma namazından sonra Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.. 2. Vatanın istiklâli, hilâfet ve saltanatın kurtarılması gibi en mühim ve hayatî görevleri ifâ edecek olan Büyük Millet Meclisi'nin açılış gününü Cuma'ya tesadüf ettirmekle o günün mübarek olmasından istifade için açılıştan önce bütün milletvekilleri ile Hacı Bayram Velî Câmi-i Şerîfi'nde Cuma namazı kılınarak Kur'an'ın nurlarından ve salâttan feyzalınacaktır. 3. O günün kudsiyetini sonsuza kadar ulaştırmak maksadıyla bugünden itibaren vilâyet merkezinde hatim indirilecektir... 4. Cuma günü ezandan önce minarelerde salâvâtlar getirilecek, hutbede halifemiz padişahımız efendimizin (Sultan Vahideddin'in) ismi zikredilecektir... 5. İşbu tebliğin hemen yayınlanıp gönderilmesi sağlanacaktır.. 6. Cenâb-ı Hak'ka tam bir muvaffakiyet için niyaz edip yalvarıyoruz. Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal..." (Murat Bardakçı / 23.4.2016 / Habertürk)
Şimdi özellikle Kemalizm'in omuzundan Erdoğan'ı hedef alan çevrelerin ne diyeceğini çok merak ediyorum. Üstelik bu fotoğraf günün şartları içinde günü kurtarmak için çekilmiş bir fotoğraf ya da bu tebliğ birilerine hoş görünmek için yayımlanmış bir tebliğ değil.. Bakın bu aşağıdaki fotoğraf da İzmir dönüşü Uşak tren garında dualarla karşılanırken...
Aslında bu referanslara da hiç gerek yok. Elhamdülillah Yargıtay binamızın açılışını abdestli dualı yapıyoruz. Bunun için de kimseye hesap verecek değiliz... İçimizdeki İslam düşmanları da, çıldırırsa çıldırsın. Nasıl ki ne kadar ıslah etmeye çalışırsan çalış o dereler gün gelir coşar ve senin üzerine beton döktüğün yerden fışkırıp yol açarsa kendine... Bu millet de üzerine beton dökmeye kalktığın değerlerini elbet bulup yaşayacaktır... Kimse buna mani olamayacak...